Fırtına
(Mine) 2 Nisan 2005 |
Yaşam |
| |
Hırçınlığını omzuna alıp /
Rüzgara çaldırdığı çığlığını arıyor, /
Şehrin yanaklarını acıtan /
Gözleri dönmüş fırtına. /
|
|
Affet Anne
(Mine) 2 Nisan 2005 |
Bireysel |
| |
Duam dilimde /
Mezar taşına bile dokunamadım bugün /
Ege var /
Akdeniz var /
Gelemedim yanına /
Affet anne /
|
|
Akdenizli Şair
(Mine Ömer) 15 Nisan 2005 |
Yaşam |
| |
Siz hiç baharı yaşadınız mı akdeniz'de /
Nasıl mı başlar /
Önce /
Venüs mavisi damlar toprağa /
Güneşe soyunur laleler /
/
|
|
Çiçek Annem
(Mine Ömer) 15 Mayıs 2005 |
Anı |
| |
/
/
/
Okula bir türlü alışmamıştım.Evimdeki sıcaklığı, annemin /
sevgisini öğretmenimde bulamıyor, yabancılık çekiyordum.Oysa /
mahalleden dört arkadaş aynı sınıftaydık.Yanımda Müjgan'dan /
başkasının oturmasını istemiyordum /
/ |
|
Bir Şair Göçecek
(Mine Ömer) 18 Ekim 2005 |
Lirik |
| |
/
Galaksileri toplayınız /
Yıldızlar /
Ellerimde olmalı bu gece /
|
|
Bizden Uzaklarda (Babama)
(Mine Kaya Ömer) 15 Ocak 2006 |
Anı |
| |
çocukluğum , küçük deniz ülkem, ve özgürlüğümüzün bedeli , şehit babama adanan manzum gerçek bir öyküm. |
|
Cesetleriz,yolculuğumuz Evrene
(Mine Kaya Ömer) 15 Haziran 2006 |
Başkaldırı |
| |
Lanetli gecede /
Katliam güneşe aktı... /
/
/
Buruk bir şarkıyız /
Nemli makamlarda. /
/
Bombayı atan gülüşün salyasında /
Nefret kurbanlarıyız /
/
/
Karanfil düşlerimiz yırtılırken, /
Esmerdi ölüm /
Dağınık omuslarımızda... /
/
/
Yörüngemizde kan izleri /
/
Matem analar yangını bulutlar.... /
/
/
/
Vahşice eser her defasında, /
/
Her defasında daha vahşi eser /
/
Savaşta rüzgarlar /
/
Siz! ölmediniz... /
Kırmızıya bulanmadı gözleriniz /
/
/
|
|
|
Bizden Uzaklarda
Uzun yılların ardından bakınca geçmişe
Doğduğum topraklardan çok uzaklarda
Dalar giderim
Sevgi ile acının karmakarışık yaşandığı o eski günlere
Hatırlıyorum da
Küçük bir sahil kasabasında telaşlıydı sokaklar
Bazen kurşun sesleri bazen de hıçkırıklar
Hala kulaklarımda hala rüyalarımda
Martılar uçardı mavi kıyılarda
Deniz dalgaları sorgulardı gün boyu
Ne çok severdim uzakları
Çocuk gözlerimdeki ufka yaşamın başlangıcı derdim
Özgür denizde özgür martı gibi uçmayı hayal ederdim
İnsanlar yosun kokan akşamlarda
Geceye sımsıkı sarılı Dikelya nın ışıklarını
Ve
Akdenizin yorgun köpüklerde ağlayışını seyrederlerdi
Larnaka nın uzun kumsalında..........
Deli fırtınalarda güneyden toprakla karışık
Vahşi dalgalar döverdi sahili
Aydınlanınca çakıl taşları
Sıcacık kolların sığınağım olurdu....
Bazen de doğanın gücü ile karıştırırdım silah seslerini
Geceler ölüm kokardı
sevmezdim karanlıkları
Yine o eski günlerde
Güneşin kızgın kolları ya da yağmurun yağışı
Hiç farketmezdi
İliklerimize kadar soğuk
Ya da yaprakları dağıtan
Sonbahar rüzgarları döverdi yanaklarımızı
O unutamadığım barikatlarda
Genç yüzlere yorgunluk çöker
İhtiyarların baston tutan elleri titrerdi sıra gelene kadar
Aranınca üzerimiz kucağımda oyuncak ayım
Koşardım sana
Annem telaşla seslenirdi arkamdan
Aramızdaydı silahlı şapkalı asker
Namlunun ucu bana bakardı sen namluya
Az sonra sıradikilere çevrilirdi makineli tüfek
Sen hüzün menekşeleri gibiydin üzgündün
Kolların beni sardığında......
Çiçeğin toprağa toprağın yağmura hasretiydi
Yüreklerin haykırışıydı
Sessiz bir anddı özgürlük
O unutamadığım ezik bakışlarda
Sıcacık ramazan çöreklerinin sakız kokusunda
Unutulurdu şehir girişinde yaşananlar
Lefkoşa da bayramlıklar arastada oyuncaklar
Şenlik vardı Girne Caddesinde
Bizi bekliyordu kınası yakılmış gelin gibi bayram
Baharlar geçti bebekler ölümle tanıştı
Pembe odaların neşesi acıya karıştı
Kayboldu düşü olmayan gecelerde
Parlak güneşin insanları yelken oldu
Fırtınalarda boğuştu çelik bilekler
Sevgililer boyun eğdiler ayrılıklara
Küçük ülkenin sevdalıları sızılara aldırmayıp
Direnmeyi öğrettiler çocuklara yaşamak uğruna
Suskundu dünya
Yapayalnızdık koca evrende
Kıbrıs ın yeşiline mavisine inat
Kapkara geçti uzun yıllar
Kapkara geçti geri dönmeyen çocukluğum
Bir sabah toprak sallanıyor
Bombalar uçuyordu üzerimizde
Korkunçtu yaşanan her saniye
İkinci dünya savaşında kalma taş sığınakta
N e uzun geçmişti gece
Öğle saatlerinde esirdik silahları bize çevrili askerlere
Alnında mermi yarası ve sen yoktun aramızda
Günler sonra kardeşimle geçerken kuzeye
Özgür özgür nefes alıyorduk
Garip değildik hasret olmayacaktık yaşamaya
Kardeşimin gözleri dolu dolu
Baktı baktı uzaklara
Oyuncak tüfeğini attı tarlaya
Gülmeyi öğrenemedi bir daha
Umutların gerçeğe dönüştüğü gün fedakar ülkem doğarken
Söz verdik özgür yarınlara
Barışı içtik savurduk yaşama
Çok uzun yıllar geçti aradan
Kimbilir bir tek çiçek büyüdü mü toprağında
Kır çiçekleri ya da sevdiğin beyaz yasemenlerle
Gelmeliydim sana
Tatmadığın özgürlüğü anlatırdım
Toplu bir mezarda geçse de en güzel yılların
Unuturduk hüzün veren o eski anıları
Bir başka denizde bir başka kıyıda
Yine aynı temmuz sıcağında çocukluğumu hatırlıyorum baba
Hep çocuk kalan ruhumla
Yarım kalan birşeyleri arıyorum hala
Senin öğrettiğin gibi
Barış kokan sevgi dağıtan
Özgürlük şarkılarını söylüyoruz
Küçük kızımla
Belki sen de ruhuna serinlik yapan rüzgarları
Bir de şarkımızı dinliyorsun
Sessizce bizden uzaklarda
Hem de çok uzaklarda
(babama)
Mine Kaya Ömer
|
|