Yerküre Gölgesiyle Savaşıyor...
(Arda Edip) 30 Haziran 2006 |
Siyah - Beyaz (En Uçlar) |
| |
Ve çıkın diyorum ey aydınlığın elçileri karşıma! Atın boynuma kutsal kementlerinizi ve çekin alıp götürün beni uzak ülkelerinize. Giderek kaplarken şeytanın karanlığı evreni ve savaşırken yerküre gölgesiyle... |
|
|
Ay geceye tutsak, sen uzaklıklara. Uzaklıklar değil ayı tutsak eden, biziz tutsağı uzaklıkların. Birkaç saat süren bir tutum değil bizim tutulmuşluğumuz. Çağlardan çağlayıp gelen kementlere uzatmışız boynumuzu; parçalamak dururken sınırları. Azatsız köleleriyiz acıların. Ruhum tutsak bu gece, öfkelerim üstün değil acımdan. Kaç asır geçti kaç? Ve kaçıncı firarım bu dar hücrelerden...
(Fotoğraf için Tacettin Teymur'a teşekkürler...)
|
23.06.2007 14:12:42
|
Eylül Damlaları |
| |
Seni her gün doğuran da benim öldüren de...
Giderken dehlizlerime bir kez daha, en göz alıcı ihtiraslarına meydan okuyorum işte dünyanın. Ve gülün diyorum insanlarım şerefine dünyanın. Salınırken dünyanın siz parlak ışıklı aşk sokaklarında bir kurşun daha düşüyor ıssızlıkta bir çocuğun alnına. Bir bombanın aleviyle ısıtıyorlar üşüyen parmaklarını karanlık odalarında. Söylemiş büyükleri " karartma var bugün" diye. Kapatmışlar öylece aydınlıklara kapılarını ve perdelerini. Düşlerine sarılmışlar gülebilmek için. Dokuz taş oynarken eğlenebilmek için, kaç asır sonra taş kaynatıyor yine anaları.
Giderken dehlizlerime bir kez daha, düşünüyorum sevgili seni. "İnciniyorum." İncitmemek adına seni, gülüşlerimi çığlıklarıma çevirip, içime gömüyorum. İçime gömüyorum sevgili, sevgili gülüşlerimi, gülüşlerini kuşanarak... |
|
23.06.2007 12:30:06
|
Yaşamın ustura kıyılarından... |
| |
Şahlanacak yerküre. Bereketli topraklarımın üzerinde doğuracak analar özgürlüğü. İnsanca yaşamak olacak adı doğacak bebelerin. |
|
12.09.2006 00:29:28
|
Eylül Damlaları |
| |
"Nedir beni boyama düşüncen, renklerine gökkuşağın? Gökkuşağı renklerini benden alırken..."
|
|
|