|
Ellerinin aklığında
Utangaç bir yarayı ellerine bırakıyorum.
Heba edilmiş kehribar gülümsemeleri günün!
Biliyorum,
Sararan yüzümdür artık bu hazan.
Ve emaneti koftur anıların.
Yakasına takıştığım kafiyelerden bedbahtım.
Yeni bir çağa giriliyor,
Eski ihanetlerle,
Analar yürek diye taşıyor
Kor’dan taş yığınlarını göğüslerinin sol tarafında.
Bu gevher kuyusu dile dikkat!
İnsanlık tarihinin ilk elden tanığı Mezopotamya bir asi Fırat daha yaratıyor…
Dişleriyle dilinde gömdükleri insanlığını çıkarıyor Zeynep Kuriş…
Hayat içindeki mevzidaşım komutanım dilde de komutan adayım,
Yolumuz uzun hoş geldin yeni soluğum…
Tunay Bozyiğit (Seyduna)
Harfleri bir bulutun parmaklarından damlar, rengini “ürkek bir serçenin” gözlerine akıtarak. Ve kızılca tınılarla serpilir kalbine sayfaların. Harfleri “tanığı oluyor hayatın” , “sessiz senfoninin” dokularına sızarak çığlık çığlığa. Harfler ki yeminini kütüğüne kazımış anlatıcılığın ezberini bozarak. Biliyor çünkü sussa; toprağın dudağına ölü isimler eklenir. Her harfi bir dizenin bereketinde olgunlaştırıyor başağını. Zeynep Kuriş’in şiirlerini uzun zamandır zihnime konuk ediyorum. Yitirilişe ağıtını yakan arkadaşın Zeynep’in şiirleirndeki dolu dolu güzelliği okuyan herkes kalbinin cennetine emanet kılacaktır…
Müslüm Aslan
Zeynep Kuriş duyarlı yüreğiyle güçlü dizeler sunuyor bize. Duyarlıdır. Ülkesinde toprağa düşen her fidan için yüreği yangın yerine dönmüştür. Alışmamıştır yapılan haksızlıklara ve bundandır ki isyan yüklemiş her dizesine. Genç olmasına rağmen şiirinde olgunluk çağını yaşayan şairimizin şiirlerini okurken yüreğim kanadı. Şiirleriyle acılı ülkemin dağlarını bayırlarını dolaştım. Zindanlardaki körpecik güllere selama durdum. Kimi zaman da ilk gençlik aşklarıma gittip anıların okyanusunda kulaç attım.
Zeynep Kuriş’in şiirleriyle zamana direneceğine inanıyorum. Şunu da belirtebilirim Yıldızı parlayan bir şairdir Zeynep Kuriş...
Mehmet Söğüt
|
|