Şevket Başıbüyük

"Kalanlar"dan Bana Ne Kaldı?

Elimde; Ahmet Kekeç’in “Birey yayıncılıkta çıkan 140. Kitabı…
“Kalanlar...”
Vedat Türkali’nin (Bir rivayete göre Türkali’nin ilk kitabı) “Bir Gün Tek Başına” yı geçen kış okumuştum. Ama Ahmet Kekeç’in “Yağmurdan Sonra”yı ondan önce okumuştum. Doğrusunu söylemek gerekirse “Bir Gün Tek Başına” ile “Yağmurdan Sonra” yı

İmamın Şey Ettiği Gün

Anadolu insanı, misafirperverliği ve cana yakınlığı ile tanınır. Anadolu insanının bu güzel hasletini suiistimal eden asalakça biri, bir gün kendini “imam” olarak tanıtıp bir köye gider. Hayatta ilk kez, bir imamın geldiğini haber alan köylüler, imamı ağırlamada adeta birbirleri ile yarışırlar.

"General Motor"

“General Motor” ismiyle mizah kitabını yayınlayan sivri bir kalem. Daha önce de Yörük’ün, “Kasımda Kavak Kesmek” Yediharf Yayıncılık’ta bir eseri yayınlanmış ama isimden dolayı herkes bu siyasi-belgesel eserini; “kavakçılıkla ilgili zirai bir yayın” zannıyla algılamış…

İşte Öyle…

“Romandan fırlamış bir roman kahramanı gibi..”
“Öyle kırılgan, mahcup tavırlarla çocuk gibi… Öyle masum, öyle içten sıcak, sevecen…”
“Şiirin dizeleri gibi akıcı, derin… Aşığın sazının telleri kadar duygulu…”

Hazine

Pazartesi günleri –nedense- insan biraz gergin oluyor. Pazar günkü rehaveti hâlâ atlatamamış olarak işe başlıyor. Bu gün (Pazartesi) ben de öyleyimdir…

Çiğ Söz…

Bana göre ne yazarsan yaz, kaleminden çıkan kelimeler ham çıkmamalı.
Söz, yazarın yüreğinden demlendikten sonra mürekkep olup akmalı kâğıda:
Yani demlenmeli, tıpkı çayın demlendiği gibi. Veya köpük köpük içmeye hazır Türk kahvesi gibi olmalı ve öyle yazıya geçmeli.
Tiryakisi de bunu anlamalı,

Tarihe Yoculuk

“Seyahat ediniz sıhhat bulunuz”…
Peygamber Efendimiz(sav)’in bu tavsiyesinin günümüzde daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. Zira, şehirlerin yaşam şartları teknolojik gelişmeler ve modernizmin getirdikleri insanımızı stres denilen çağın hastalığı ile tehdit etmektedir. Bu hastalıktan kurtulmanın en önemli ilacı da seyahat olmalıdır, diye düşünüyorum
Nemrut’a gitmeyi dağ

Hayat Bir Tiyatro…

Geçenlerde bir grup arkadaşla otururken tiyatrodan bahsetmiştik. Bir arkadaş, “Hayat bir tiyatrodur.” demişti. Ötekisi, “Hayır, hayat tiyatro olamaz” diyerek itiraz etmişi. İçimizde en saygı duyduğumuz arkadaşa; “Siz bu konuda ne diyorsun” diye sorduğumuzda; “İkisi de doğru söylüyor” diyerek şöyle meseleyi şöyle izah etmişti: “Hayatın kendisi bir tiyatroya benzetilebilir

35 Yaş Şiiri Size Neyi Çağrıştırıyor?

35 Yaş şiirini ne zaman okusam içime fenalıklar basar, sinirlenir, tamamını okumadan bırakırımdım. Diyeceksiniz ki, gündem bu kadar yoğunken 35 yaş şiiri de nerden çıktı? Nerden çıktığını bilmiyorum ama, şiirden bahsederken bir arkadaş dedi ki; “Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.” demiş ama kendisi de 46 yaşında ölmüştür..

Dicle Kıyısında Bir Mağara Kent

Şimdi belki de anlatacaklarım sizlere bir masal gibi gelecek. Bir Doğu masalı… Bilmem anlatsam dinler misiniz? Sizin de ilginizi çeker mi? Uçsuz bucaksız bir ovanın ortasında, tam 130 yıl, civar illerine başkentlik yapmış ve başta Moğolların istilası olmak üzere, birçok saldırılara uğramasına rağmen hâlâ dimdik ayakta kalmış bir

Başa Dön