Ona artık kelepçe yok! ŞEVKET BAŞIBÜYÜK Nurulhak
ın vefat haberini köyden şehre, işe gelirken, arabadan öğrenmiştim.
Öğrendim ama “inşallah yanlış duymuşumdur” diyerek kendi kendime teselli verdim…
Yalnız teselli anlatabiliyor muyum?
Ah Nurulhak!..
“Nurulhak, Hakka yürümüş!...” Nurulhak
a yakışanı da Hakka yürümek değil miydi? Nurulhak kardeşim, sen, sana en yakışanı yaptın. Sen Hakk
a erken yürüdün ama sen tertemiz, sıfır günahla gittin Rbbine?
Nurulhak, cezaevi arkadaşım..
Nurulhak, dava arkadaşım..
Nurulhak, dinde kardeşim..
Malatyada Temmuz ve Ağustos ayları sıcak olur bilir misiniz? Yıl 1999…Malatya
da yine bir Temmuz ayı …Nurulhakla aynı ring arasındayız. Nurulhak
ı ne zaman görsem, elleri ya annesiyle kelepçeli ya da aynı davadan tutuklu kardeşlerinden birinin bilekleriyle…
Temmuz sıcağı bir yana bir de mahkûm taşıyan o ring
arabası var ya…
Ring arabasına ne zaman binsem kendimi Cehennem’e girmiş gibi hissederim… Cehennem sıkıcılığı ring arabasının içi… Bu hal üzeri mahkemelere gidip gelirken, Nurulhak’ın kelepçesinin bileğinden, etten kemiğe indiğine çok şahit oldum…. Lakin Nurulhak hiçbir vakit bu halinden şikayetçi olmadı, şikayetçi olduğunu asla görmedim…
Yalnız Nurulhak’ın değil, kardeşleri Nurcihanın, İntisar
ın ve annelerin de şikayetçi olduğunu duymadım….
Nurulhak henüz bir lise öğrencisi / İmam Hatipli? Nurulhak, henüz 17sinde ama idamlık bir kız.. Nurulhak şimdi de Hakka
a yürümüş.. İnan ki Hakka yürümüş? Ben de inanamadım ama maalesef ölüm bir gerçek. .. Ölüm kaçınılmaz, ölüm haberleri yalan olmuyor işte!... Ama kimse bir daha, Nurulhak
a kelepçe takmayacak/takamayacak…
Çünkü Nurulhak Hakk
a yürüdü.
Nurulhak be…
Senin ayrılışın erken olmadı mı?