..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzım Hikmet
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Ahmet Melih Karauğuz




23 Haziran 2011
Mutsuzuz Çünkü...  
Ahmet Melih Karauğuz
Gülmek ne kadar zor. Özellikle de uzmanların deyimiyle 'globalleşen dünyada'. Peki gülmek neden bu kadar zor. küçük bir tebessümü neden birbirimizden esirgiyoruz. Öncelikle gülmekten kastımız kahkaha atmak felan değil ya da yüzünüz gülerken içerlerde bir yerlerde hüzün frtınaları kopması da değil. İçinizin ve dışınızın aynı anda mutlu olmasından bahsediyoruz. Zor dedik peki neden zor?


:BDDC:
    Gülmek ne kadar zor. Özellikle de uzmanların deyimiyle 'globalleşen dünyada'. Peki gülmek neden bu kadar zor. küçük bir tebessümü neden birbirimizden esirgiyoruz.

    Öncelikle gülmekten kastımız kahkaha atmak felan değil ya da yüzünüz gülerken içerlerde bir yerlerde hüzün frtınaları kopması da değil. İçinizin ve dışınızın aynı anda mutlu olmasından bahsediyoruz. Zor dedik peki neden zor?

   Eskiler anlatırlar ''eskiden hayat daha mutluydu', 'nerede o eski bayramlar.' ve sürer gider. Peki bu 'eski' kelimesindeki sır nedir? Eskiye gidelim o zaman çünkü 'eski' nin sırrı eskilerde saklı.

    Eskiden yokluk vardı tüm işi bırakıp yağ kuyruğunda beklemek, karneyle ekmek almak vardı. Bırak şahsi otomobilleri belediye otobüsleri bile belli yerlere giderdi. İnternette yoktu, televizyonda bir tek radyolar vardı taş plaklara kaydedilmiş musikiler vardı. Telefon lükstü her evde yoktu. PTT'den sıraya girer öyle arardın eşini dostunu. Okumak zordu. Köşebaşlarında 'abi boyayalım mı' derdin okumak için. Yaz tatilinde yan gelip yatmakta ne. Bir yerde çalışıp harçlığını çıkartırdın. Yılbaşları vardı bir komşuda toplanıp TRT izlediğin. Sokağada çıkamazdın akşamları 'yasaktı'. Öyle kıyafet almak yoktu. Sunay Akın Çok güzel söylüyor 'Küçük çocuk babasıyla terziye giderdi. Baba kumaşın önüne küçükte arkasına bakardı çünkü bilirdi önü eskiyince arkasından ona elbise yapılacaktı.'

   Ne biçim hayatmış o hayat dediğinizi duyar gibiyim. Evet bize göre berbat bir hayat ama o zamanlardan bir adamı çevirsek ve hangisini tercih edeceğini sorsak hiç şüphesiz o 'Eskiyi' seçerdi. Ama neden?

   Hani mutlu olmak için bir tane sebep bile göremediniz(!) Aslında o kadar çok sebep varki. Birincisi 'eskiler' mutlu olmak için sebep aramıyordu.

   Ekmek kuyruklarındaki sohbetler başkaydı, internetleri, televizyonları yoktu belki ama çok büyük bir mahalleleri vardı, komşularını tanırlardı.

   Küçük çocuklar mum ışığı altında dedelerden masallar dinleyerek tatlı uykulara dalarlardı.

    'Eskiler' oltalarını denize attıkları zaman balık tutarlardı çocuk bezi değil!

   Evet eskilerde yokluk vardı ama yüzlerinde bizde olmayan tebessüm vardı.

    Bizim yüzümüzde o tebessümler neden mi yok?

    Çünkü biz bir tek Fatmagül'ün derdiyle dertleniyoruz. Ayşe teyzenin değil. Bizler masallarla değil çizgi filmlerle avutulduk. Kocaman apartmanların ardında kayboluyoruz. Globalleşen dünyanın motor yağ kokan oyuncakları yoldaşımız ayıcıklarımız yok. Biz mutsuzuz çünkü buram buram egsoz gazı soluyoruz.!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
İçimizdeki Süpermenler
Bardaktaki Renkli Sıvı: Çay
Kimse Yok Mu?

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Anne Benim Ülkemin İnsanları Neden Okumuyor!
Filistin 'Kanayan Yara'

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Şehir Bu Gece de Karanlık [Şiir]
Ben Kimim? [Şiir]
Schindler'in Listesi [Şiir]
Baba... [Şiir]
Bil ki Ben Gitmişim [Şiir]
Ayrılık Zordur [Şiir]
Çocuk [Şiir]
Gittikten Sonra... [Şiir]
Gitme... [Şiir]
Bir Masanın Öyküsü [Öykü]


Ahmet Melih Karauğuz kimdir?

Uçsuz bucaksız çölde bir kum tanesiyiz. Elbette değerimiz var. Bir avuç kumla beraber.

Etkilendiği Yazarlar:
Orhan Veli, Necip Fazıl, Adnan Menderes


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Melih Karauğuz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.