..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Şiir, seçmek ve gizlemek sanatıdır. -Chateaubriand
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Dinler, İnançlar ve Ateizm > ilker uğurlu




7 Kasım 2011
Kurban ve Tanrı  
Kurbanın öğrettikleri

ilker uğurlu


Kurban ibadetinden yola çıkıp varoluşcu felsefeye bir adım daha yaklaşmak.


:BEBE:
Dinlerin dünyaya, insanların daha bi insan olmaları ihtiyacı duyulduğu zamanlarda Tanrı tarafından gönderildikleri kabul gören bir anlayıştır. Tanrının varlığı ya da yokluğu konusuna fazla takılmadığımız durumda, en azından düşünsel çalışma yapabilmek adına bir süreliğine var olduğunu farz edersek şunu söyleyebiliriz. “Tanrı’nın insanları yapıp sonra da acaba bunlar bana ne kadar bağlılar diye bir sınav düzenlemesi ve sınav sonucuna göre bazılarını sonsuz tatmin, diğerlerini de sonsuz ateş içine tutması düşüncesi dinlerin insanları daha bi insan olmaları için gönderildiği düşüncesi ile çelişir. Çünkü böyle bir sınav insanları daha da insan gibi insan yapmaktan çok evcil hayvanlar gibi sahibine bağımlı köleler haline dönüştürür. Kaldı ki zaten Tanrı’nın da insanların ona kölelik, kulluk yapmalarına ihtiyacı olmamalıdır. Tanrı’nın kendi adına kimsenin inancına, ibadetine, tapınmasına, düşünmeksizin itaatına ihtiyacı olmayan bir varlık olması gerekmektedir. Böylece Tanrı’nın insanların “Tanrı için kestiklerini söyledikleri” kurbanlara da ihtiyacı olmadığı anlaşılır. Tanrı’nın ne insanların ona kurban göndermelerine ne de ona katı ibadetlerine ihtiyacı vardır.
Peki öyle ise dinler ve ibadetler ne işe yarar, neden vardırlar?
Eğer ki dinlerin insanların bozuldukları zamanlarda daha adam gibi adam olmaları sebebiyle gönderildiğini kabul etme eğiliminde isek şunu da kabul etmeliyiz: Dinler Tanrı’nın sınav kurallarını açıkladığı bildiriler değil insanın daha İnsan gibi İnsan olması yolunda ki eğitim süreçleridir. Dinler bir dizi kurallar bildirgesinden çok bir eğitim yolu olarak görülmelidirler. Ve ibadetlerde bu eğitimin içindeki derslerdir.
Öyle ise kurban ibadetine geri dönebiliriz. Kurban kesmek İnsan gibi İnsan olma yolunda, eğitiminde nasıl bir ders olabilir ki acaba?
Kurban ibadetinin içinde bulunan derslerin çözümlemesi şunlardır:
1-     İnsan gibi İnsan öncelikle dengedeki kişi demektir. Maddi ve manevi anlamda dengeye ulaşmış kişi ne parasal ve kişisel çıkarlarını her şeyin üzerinde tutar. Ne de kendisini topluma ve ailesine kapatmış sözde manevi çıkarlarına adamış bir hayata mahkum eder. Kurban ibadetinin birinci dersi cebinizdeki tamamen sahibi olduğunuz maddi miktarın bir kısmınından karşılığında kendinize bir şey almaksızın vazgeçebilmenizdir. Kurban kestiğinizde mutlaka bir miktar parasal kayıp içine girersiniz ve teoride ve pratikte belli bir miktar maddi kaybı çok da önemsemez olursunuz. 1. ders budur.
2-     2. ders Kesilen kurbanın etinin 1/3 ünü ihtiyaç sahiplerine dağıtmanız istenmektedir. Böylece kendinizden daha kötü durumda olanlara pratik hayatta gerçek bir yardımda bulunmanız İnsanı hayvandan ayıran yolda bir adım daha ilerlemeniz demektir.
3-     3. ders etin bir kısmını çevrenizdekilere, komşularınıza dağıtmanız kısmıdır. Bu dersi aldığınızda İnsan olmanın en ileri aşamalarında gerek duyacağınız empati dersine giriş yapmış olunur. Empati İnsan olma yolunda çok önemli bir kapıdan geçmek demektir. Çok iyi bir şekilde öğrenilmesi, uygulanması gerekmektedir. Eti çevrenizdekilere göz hakları, burun hakları için, o etten canlarının çekebileceğinin empatisini yapmanız sonucunda dağıttığınızda bu derside almaya başlarsınız.
4-     4. ders 1/3 ünü de kendinize, çocuklarınıza, ailenize ayırmanız sonucunda alınır. Bu İnsanın maneviyat bölümüne kendisini fazlasıyla kaptırarak dengeyi bozmaması için gerekir. Kraldan çok kralcı olmamanız için, yalakalık, yandaşlık çizgisini geçmemeniz için o etten kendiniz ve aileniz de yemelidir. Bu sayede “ Ben Tanrı için etin tamamından vazgeçebilirim, ben Tanrı’ya bu derece ittatkarım “ dememiş olursunuz. Bunu diyebilmeniz sizin “Tanrı’nın benim ona olan ibadetime, sadakatime ihtiyacı yoktur, benden istenen İnsan gibi İnsan olmamdır, bir gün onurum ve grurumla birlikte Tanrı’nın karşısında tam bir İnsan olarak durabilecek olmam demektir” anlamına gelir. Bu 4. derstir.
5-     Kurban ibadetinin 5. dersi biraz daha karmaşık ve İnsan olma yolunda ileri seviyelere ulaşıldıkça öğrenilecek bir öğretidir. İnsan İnsan gibi insan olma yolunda ilerledikçe kalbi empati yolunda iyice geliştikçe bir gün gelecek ve kesilen hayvan adına da empati yapması seviyesine ulaşacaktır. O seviyeye gelen İnsan-can’lar şu kendi kalplerinde şu soru ile baş başa kalırlar. “Acaba kendimin de bu hayvan gibi birileri tarafından kurban edilmesini, başımın kesilmesini ister miydim? “ Kendin için istemediğini başkalarına da, başka canlılara da asla yapmamalıyız, ders 5. Zaten Tanrı’nın bizim ona keseceğimiz kurbana şahsen ihtiyacı yoktur. Eğer bu bir sınavsa sınavın tam da kendisi budur. Tanrı kes dediği halde Tanrı’ya belki de biraz ezilerek ya da onuruyla” maalesef artık kesemem “ diyebilecek seviyede bu sözü kendi kalbiniz aracılığıyla Tanrı’ya iletip iletemeyeceğiniz sınavıdır. Çevrenizdeki insancıklar size şunu söyleyeceklerdir. “ O KANI AKITMALISIN” Çünkü can alabildiğiniz sürece İnsan olma yolunda ileri seviyelere yükselmeniz bir engelle karşılaşır ve buda diğer insancıkların biraz kıskaçlıkla, biraz da sizden kopmamak adına önünüze döşeyecekleri son bir eşiktir. Bu eşiği geçen canlar için kurban ibadeti sonsuza dek düşer. Çünkü geçtiğiniz bir dersi tekrar tekrar almanız sürekli 1. sınıfı okumaya benzer. 1. sınıfı başarı ile bitirdiğinizde aileniz ve öğretmeniniz sizden 2. sınıfa gitmeye başlamanız halinde memnun kalır. Yoksa inat eder ve sürekli olarak hep 1. sınıfı okur diğer sınıflların derlerine geçmezseniz bu saçma bir inattan başka bir şey değildir.
6-     Ve eğer Tanrı varsa ya da yoksa da sonuçta İnsan olmak dindarın da, ateistin de en büyük ibadetidir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın dinler, İnançlar ve ateizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
2012 Gerçeği
Seksin Çıkışı ve Yaratılış Mucizesi.
Bilinç Kuşağı Dersleri - 4
Bilinç Kuşağı Dersleri - 8
Bilinç Kuşağı Dersleri - 10
Bilinç Kuşağı Dersleri - 1
Bilinç Kuşağı Dersleri - 9
Bilinç Kuşağı Dersleri - 6
Bilinç Kuşağı Dersleri - 5
Bilinç Kuşağı Dersleri - 2

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Toplama Kampı
Türban Sorunun Çözümü

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Umudu Olmayan Tanrı [Şiir]
İnsan Dostlarımız [Şiir]
Demir Evler [Şiir]
Ötenazi İstiyorum [Şiir]
Yol [Şiir]
Yatak [Şiir]
Kurban Bayramı [Şiir]
Gideceğin Yer [Şiir]
Pir'im [Şiir]
Ufuklardaki İnsan Hakkımı Fes Ettim [Şiir]


ilker uğurlu kimdir?

Yazdıklarımı okursanız beni tanırsınız.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ilker uğurlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.