..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Işık verirseniz, karanlık kendiliğinden yitecektir. -Erasmus
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar > Güven Solak




4 Aralık 2011
André Gide - Isabelle  
Güven Solak
“Geçen sonbahar yakınlarınızın yanındayken Quartfouche’un dinginliği içinde kendimden geçip bir hayale vurulmuştum; şimdi uyandım. Bunu böyle bilin. Hoşça kalın.”


:DIJH:
   Isabelle, André Gide’in Afrika ve Rusya etkisi öncesindeki yapıtlarından biri. Kısa roman ya da uzun öykü olarak sınıflandırılabilecek bu eserde, André Gide’in benzeri türdeki öykülerinde olduğu gibi berrak ve açık anlatım kendini hissettiriyor. Isabelle, Gérard Lacase’in ağzından okurlara aktarılan bir anı olarak şekillenmiş. Öyküde okura iç içe geçmiş bir kaç tema sunuluyor. Başarılı kurgu ve Gide’in sade tarzı, anlatının çizgisel zamanda ilerlemesiyle de birleşince, günümüzde sıkça kullanılan ‘kolay okunur’ sınıfına sokulabilecek bir yapıt olan Isabelle; yine de içerdiği farklı temalarla her okuyanda ayrı tepkiler uyandıracaktır.
   Kısaca konuya gelirsek, birinci tekil anlatıcı Gérard Lacase, doktora teziyle ilgili bir araştırma için, Quartfourche adlı şatoda, aile mülkünde yaşamakta olan Mösyö Floche’un sahip olduğu bir takım belgelere erişmek amacıyla, bu şatoya gelir. Zamanın çok yavaş ilerlediği, hiçbir şeyin olmadığı, her günün birbirinin aynısı geçtiği bu malikanede, büyük bir coşkuyla karşılanır Gerard. Bir kaç gün içerisinde, Mösyö Floche’ün ona açtığı kütüphanesinde çalışmasını sonlandırır. Kütüphanede çalıştığı bir gece, ilerideki masada notlarına gömülmüş Mösyö Floche’u izlerken aklından geçenler, bu küçük taşra kasabasında yaşayan insanlarla ilgili Gérard’ın ilk gözlemlerini özetlemektedir: “Bir yüzü, iyilik maskesi kadar anlaşılmaz, çözülmez yapan hiçbir şey yoktur.” Quartfourche’ta çok bunaldığı sağanak yağmurlu bir akşam şöyle düşünüyor Gerard: “Yağmurdan bir duvar dünyanın geri kalanından beni ayırıyor, (...) yürekleri çoktandır çarpmayan, kanı donmuş, renksiz, adeta insanlığını yitirmiş, yabansı varlıkların yanına hapsediyordu.” Çok tutkusuz, çok sıradan gelmişti buranın insanları Gérard’a. Şatoda, Mösyö ve Madam Floche dışında, Madam Floche’ün kızkardeşi ve eşi ile kızkardeşinin torunu Casimir adlı çocuk yaşıyordu. Casimir’e öğretmenlik yapan rahip ve malikanenin diğer çalışanları ile birlikte kalabalık bir aile yaşantısı içerisindeydiler. Ancak Casimir’in annesi olduğunu öğrendiği, artık malikanede yaşamayan Isabelle’le ilgili pek bir şey öğrenememişti Gérard. Sırf Isabelle’in gizemini çözebilmek amacıyla Quartfourche’ta bir kaç gün daha kalmaya karar verdiğinde; rahipten, diğer hizmetkarlardan ve Casimir’den Isabelle’le ilgili öğrendiği bilgi kırıntılarıyla merakının ağır ağır tutkuya dönüştüğünün henüz farkında değildi.
   Öykünün ana temasını Gérard’ın Isabelle’e karşı giderek körlemesine bir aşka dönüşen hisleri oluşturuyor. Isabelle’in zaman zaman geceleri sessizce Quartfourche’a geldiğini öğrendiğinde Gérard, ‘neden bu gece gelmesin?’ düşüncesine inanacak kadar kendisini kaptırmıştı Isabelle’e. Bir sabah koruda dolaşırken; “Sevgi nedir daha bilmediğimden onu sevdiğimi sanıyor; sevdiğim için mutlu; sevinç içinde kendimi dinliyordum,” diyordu Gérard.
   Gérard, Isabelle’le ilgili en önemli bilgiye Quarfouche’un koruluğunda dolaşırken yağmura yakalanıp sığındığı eski, bakımsız, terkedilmiş köşkte rastladı. Bulduğu mektup Isabelle tarafından on beş yıl önce, Quartfouche’tan kaçmadan hemen önceki gece yazılmıştı. Isabelle, sevgilisine kendisini o gece kaçırabileceğini söylüyordu mektupta. Gérard, Isabelle konusunun neden bir tabu olduğunu anlamıştı. Evden, muhtemelen istenmeyen adama kaçan kızın hikayesiydi olup bitenler. Mektubu gösterdiğinde rahipten öğrendikleri, Isabelle’e iyice acımasına neden olmuştu Gérard’ın. Rahip, Isabelle’in evden kaçacağından şüphelenen, aileye sıkı sıkıya bağlı bahçıvanın, Isabelle’in sevgilisini o gece öldürdüğünü düşünüyordu. Çünkü ertesi gün, Isabelle’in sevgilisinin cesedi bulunmuştu bahçede. Ancak o sıralar adamın yanlışlıkla kendini öldürdüğü geçmişti kayıtlara kimse inanmasa da. Ardından Casimir’i doğurmuştu Isabelle.
   Isabelle’le görüşme fırsatı tesadüfen Gérard’ın eline geçti bir kaç gün sonra. Isabelle’in para istemek için Quartfouche’a geleceğini ev halkının konuşmalarından tahmin edip rahibe onaylattırmıştı. Isabelle’in geldiği gece sessizce, belli etmeden izledi Madam Floche’un, kızkardeşinin ve Isabelle’in tartışmalarını. Isabelle’in annesi hala affedememişti Isabelle’i. Gérard, Isabelle’in acınası halini gördükçe içinde büyüyen aşka engel olamıyordu. Isabelle’in arabası giderken, “Ah! Penceremden ona seslenebilseydim!” diyordu.
   Gérard, Quartfouche’tan ayrıldıktan sonra, Paris’te alır uzun zaman sonra kötü haberleri. Floche’lar ölmüştür. Artık malikane dağılmaktadır. Alacaklılarla uğraşmaktadır geriye kalanlar. Ancak Gérard’ı asıl ilgilendiren haber, Isabelle’in de Quartfouche’a gelmesidir. Hemen malikaneye hareket eder Gérard ve Isabelle’le ilk kez konuşma fırsatı bulur. Öykünün bu bölümü insanın içinde büyüttüğü, yaşattığı hayalin, gerçeğin çok uzağında olduğunu gösteriyor okura. İnsani yönlerini ön plana çıkararak kafasının içerisinde yarattığı Isabelle imgesi, Isabelle’in aslında sevgilisinin ölümünde bizzat rolü olduğunu öğrendiğinde kırılıveriyor Gérard’ın elinde. Kırılgan, duygusal Isabelle, aslında tam bir ‘kötü kadın’dır. Sevgilisine kaçmaktan vazgeçip onu öldürtmüştür. Üstelik aradan geçen yıllara rağmen, pişmanlıktan ziyade bencillikle parlamaktadır gözleri. Aralarındaki konuşmanın sonrasında Gérard çok şaşkındı böyle bir Isabelle’le tanışmaktan ötürü: “Hayallerimdeki Isabelle’i bulmakta güçlük çekiyordum. (...) Bütün yakınması kendisi içindi. ‘Sevgiden anladığı bu mu?’ diye düşündüm.”
   “Geçen sonbahar yakınlarınızın yanındayken Quartfouche’un dinginliği içinde kendimden geçip bir hayale vurulmuştum; şimdi uyandım. Bunu böyle bilin. Hoşça kalın.”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yazarlar ve yapıtlar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Boşlukta Sallanan Adam – Saul Bellow

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Gökkule [Öykü]
Pazartesileri Sevmiyorum [Öykü]
Gece Bekçisi [Öykü]
Ölü İhtiyar [Öykü]
Gizemli Yabancı [Öykü]
Ölümden Sonra [Öykü]
Bana Sorma [Öykü]
Yüzyılın Son Fırsatı [Öykü]


Güven Solak kimdir?

Çoğunluğun içinde azınlık ya da azınlığın içinde çoğunluk gibi hissedilebileceğini düşünen bir amatör. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Fyodor Mihailovic Dostoyevski, Jean Paul Sartre, Albert Camus, Franz Kafka, Oğuz Atay, Sabahattin Ali, Dino Buzzati, Yusuf Atılgan


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Güven Solak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.