Bu hafifçe kenara itilecek bir roman değil. Daha büyük bir şiddetle uzağa fırlatılmalıdır. -Dorothy Parker |
|
||||||||||
|
(I) Sesli bir ten için on kelime yeterliydi; Kafiye düzlemini terketmiş bir şair için de. Kusursuz bir kusur içine sürüklemeden önce bizi Belirgin şehirlerin sayısını bilmezdik Şair de bilmezdi. Zamansızlık için küstahlaşmayı eringen vücutlara istemek bize yetmedi Bellediğimize iman etmemiz eriştiremedi böylelikle Onuncu köy için fazlası gerekliydi. Cenazemiz yıkanmaktan önce varoldu ve ezberledik On kelime için Utangaçlıktan büyük namus mu olur deyince Utanmayı utanmazlığa yeğleyince Tenimizin kelimelerine sığınmak avare kıldı bizi On kelime yeterliydi hâlbuki Şahitsiz yemin ederim ki, on kelime yeterliydi. Biçim sağanak sağanak tenimize aktığında Tırnak uçlarımıza kadar mutlu olmasaydık Ezberbozanlar kadar aklımıza mukayyet Bir şiirimiz kalsaydı beyin kıvrımımızda Ömrümüz kurumasaydı mürekkep lekesi türünde Sahipsiz bırakmasaydık mezar taşımızı Hepsi bizi konuşacaktı on kelime kadar Şahitsiz yemin ederim ki, herkes bizi konuşacaktı Ve şahitsiz yemin ederim ki, on kelime yeterliydi. Konuşmaya başlayınca, şair Şairin sesi on kelime'siz vardı hep. Lâtife deyip geçivermeyi kelimeye sadakat sanıp Oruçsuz harcayınca her birini On'suz ve edebsiz yeni kelimeler belledi. Ve bildirileri hiçbir boykot tenhasına ulaşamadı. Ve şair sessiz kaldı. Yemin ederim. (II) Şaire on kelime iyi geldi bitmek doğrulmaya denkti lûgatında ihtiyâr olmaktı sebebi ve yine kekeledi ezberin en deriniydi anımsadıkları Kekeledi ve ibadet bitmişti on sevap bekledi kusurun tamiri için şarkısızda yapabiliyor olsa idi ruhuna ahenk de giydirecekti yine bekledi sekînet için bekledi piçlikten azâd için bekledi ihaneti semeresine eklemeyi yediremedi ve .... Bardağın son damla ile taşmasını beklemek hoş göründü; bedenini tıka basa doldurmak için sayısızca kez bekledi matemin en dinç avareliğiydi yaptığı melekerini yitirene dek kumaş parçalarına ruhunu değdirene dek peçeli bir günahı arzulayana dek bekledi ve şahidsiz yemin ederim ki, şair bunun içindi. Fiyakalı bir eda ile tükürmek geldi içinden gölgesinin sevgilisinin beyin kabuğunun tam orta yerine tam orta yerinden layık olduğuna göbeğini bağladı zariflik tek arzusuydu ve on kelime yetti şahitsiz yemin ederim ki, şair bu biçimdi. Sendelemek parçaladı parmak izini kafa kağıdı için on kelime avuç içindeydi artık yemin ederim. Şeffaf desimetre kağıtları üzerine boşalmak geldi içinden kırmızı ve siyah için iki denklem karaladı sonra ve şahidsiz yemin ederim ki her bir deklem için on kelime yetti. İzler izleyince adımlarını peşpeşe peşpeşe ve yetti ve şahitsiz yemin ederim ki cümle mühendislerine küftü on kelimelikti. Not: Gökyüzü bulutsuz. Yarın ay tutulması var.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © özlem gültekin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |