Çaðýmýz insaný için zaman son derece önemli bir kavramdýr. Daha iyi þartlarda yaþayabilmek adýna çok çalýþan insanlar çoðu zaman ne kendilerine ne de sevdiklerine zaman ayýramaz hale gelirler. Bu yoðun koþuþturmaca içinde yapmalarý gereken görevlerini ve yükümlülüklerini ihmal eder ve bunu da ancak sahip olduklarýný kaybettiklerinde anlar ve derin bir piþmanlýk duyarlar.

Deðiþmeyen bu durum hayatýmýzýn en önemli gerçeði içinde geçerlidir. Ýnsanlar hiç ölmeyecekmiþ gibi sadece bu dünya için yaþayýp ölümü akýllarýna dahi getirmezler. Zamanlarýnýn büyük bir kýsmýný para kazanmak için çalýþmakla, geriye kalan kýsmýný da tatil ya da eðlencelerle geçiren bu insanlar Allah yolunda yapýlmasý gereken ibadetleri ise hayatlarýnýn yaþlýlýk dönemine ertelerler. Oysa ölümün ne zaman karþýmýza çýkacaðýný bilemediðimiz bu dünyada böyle bir riske girmek oldukça tehlikelidir. ‘Size vekil kýlýnan ölüm meleði, hayatýnýza son verecek, sonra Rabbinize döndürülmüþ olacaksýnýz.’ (Secde Suresi, 11) Kesin olarak gerçekleþecek ölüm anýnda gaflet içinde, Allah’tan uzak yaþamýþ insanlarýn düþeceði durum ‘Ateþin üstünde durdurulduklarýnda onlarý bir görsen; derler ki: "Keþke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimiz'in ayetlerini yalanlamasaydýk ve mü'minlerden olsaydýk." ’ (En'am Suresi, 27) ayetiyle açýkça bildirilmiþtir. Ýnsanlar tarafýndan göz ardý edilen bu durum mutlaka gerçekleþecek ve o büyük piþmanlýk mutlaka yaþanacak fakat geri dönüþ kesinlikle olmayacaktýr.

‘Allah'a kavuþmayý yalan sayanlar, doðrusu hüsrana uðramýþlardýr. Öyle ki, saat (kýyamet günü) apansýz onlara geliverince, günahlarýný sýrtlarýna yüklenerek: "Onda (dünyada) sorumsuzca yaptýklarýmýzdan dolayý yazýklar olsun bize" derler. Dikkat edin, o iþleyip-yüklendikleri ne kötüdür.’ (En'am Suresi, 31)

Ölümü bir son deðil, asýl hayatýn baþlangýcý olarak gören ve bunun önemini fark eden insan tüm hayatýný Allah’a adar ve boþ þeylerden tamamiyle yüz çevirir. Bu arada tabi ki bütün sorumluluklarýný yerine getirmeye devam eder ancak bunlarý yaparken sadece Allah’ýn rýzasýný gözetir. Kendi nefsini tatmin etmeyi ya da çevresindekilerin rýzasýný gözetmeyi düþünmez. Günlük yaþamda karþýlaþtýðý olumsuzluklar karþýsýnda sabýrlý ve tevekküllü davranýr, her þeyin Allah’tan geldiðine inanýp O’na sýðýnýr, Allah’ý sürekli aklýnda tutar ve attýðý her adýmda O’nun rýzasýný gözetir. Para kazanýrken de Allah’ýn sýnýrlarýný korur, her zaman dürüst ve adaletli olmak için çabalar, insanlarýn haklarýna tecavüz etmez, haram ve faiz yemekten kaçýnýr. Kýsaca bu dünya için deðil ahireti için yaþar.

Hayatýmýzýn her aný çok deðerlidir. Ancak önceliklerimizi düþündüðümüzde aslýnda kaybedecek tek bir saniyemiz bile olmadýðýný fark etmek ve hayatýmýzý bu doðrultuda yaþamak çok önemlidir. ‘.Þu halde boþ kaldýðýn zaman, durmaksýzýn (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.’ (Ýnþirah Suresi, 7) ayetinden de anlaþýlacaðý gibi dua ve ibadet belli zamanlara sýðdýrýlmadan hayatýn her anýna yayýlmalýdýr.

Allah’ý sýkça anmak ve üzerimizdeki nimetlerini anlatmak, þükretmek belki de bizi sonsuz cehennem azabýndan kurtarabilir.. ‘O gün tartý haktýr. Kimin tartýlarý aðýr basarsa, iþte kurtulanlar onlardýr.’ (Araf Suresi, 8)

‘Sen de sabah akþam O'nun rýzasýný isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatýnýn (aldatýcý) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydýrma. Kalbini Bizi zikretmekten gaflete düþürdüðümüz, kendi 'istek ve tutkularýna (hevasýna)' uyan ve iþinde aþýrýlýða gidene itaat etme.’ (Kehf Suresi, 28)



ALTUÐ ÖZTÜRK