Türk Milleti'nin özünü, aslını, değerini, önemini bilenleri,
Türk Milleti'ni derinden sevip gözleyenleri,
Türk Milleti'ni, Irkını anlatanları, sevdirenleri,
Türk Kültür ve Sanat Medeniyetini yüceltenleri...
Irkçı olarak görmek cahilliktir.
İlim bilen insan, Türk Milleti'nin Kur'an'a değer veren,
Allah'a değer veren, bu yüzden de adam gibi insan'a değer veren köklü bir millet olduğunu anlar.
Din ile siyaseti karıştırıyorum sanmayın,
Niyetim bazıları gibi çıkar, menfaat değil.
Fikri hür, vicdanı hür nesillere saygılıyım, değer veririm.
Ahlaklı, saygılı, zeki, çevik, çalışkan bir milletin neslindenim.
Kimseye zarar vermeden, özgürlüklere karşı çıkmadan yaşamak, buna rağmen iyi niyetle (kibarca) hakikati, Hakk'ı söylemek bizim Milleti'mizin köklerine ait bir özelliktir.
Bu yüzdendir ki Türk Milleti , İslam'ı korumaya ve yüceltmeye devam edecektir.
Şöyle bir düşünecek olursak, eskiden, 10 Milyon Yıl Önce, Türklerin köklerinin başladığı yıllarda Kur'an indirilmemişti. Yine de Türkler, Kur'an'la müjdeleneceği o yıllarda bilinmeyen ahlakı, merhameti, iyi niyeti savundular, korudular. Tanrı olarak da görseler, gökyüzünün mavilerine inandılar, Gök Tanrı dediler adına, ben bu inanca hiç yoktan iyi gözüyle bakıyorum. Ancak, Şamanizm'de son derece büyük yanlışlar vardı, büyü gibi. Yine de bunu iyi niyetli olarak kullanan ve iyiliğe hizmet etmeye çalışan, evrenin iyi niyetli enerjileri için dileyişlerde ve düşleyişlerde bulunan Türkler de vardı. İşte bu iyi niyet, bu dileyişler, Türk Milleti'nin Öz'ünü oluşturdu. İşte bu ÖZ, Kur'an'la hakikate dönüştü.
Atatürk, insanlara özgürlük verdi, İslam ülkelerindeki gibi yasaklardan bunalıp üstlendikleri sıfata rağmen, içinde bulundukları duruma riya katan insanların olduğu bir toplum istemedi. Bırakın, insanlar istediği gibi yaşasın, sonuçta onları değerlendirecek olan Allah'tır, doğrusunu, yanlışını, hatasını Allah bilir. Tabi ki gönül ister ki herkes hakikati seçsin. Yine de insanlar gönüllerini temiz tuttular, büyük hatalardan kaçındılar, ufak tefek nefsi hatalarını da azaltmaya çalıştılar, daima iyilik ve insan haklarını koruyarak yaşadılar. Bu kadarı bile belki de o insanların cennete gitmesine yetecek, bunu sadece Allah bilir.
Yine de hakikati okumak ve neyin ne demek olduğunu, nasıl düşünmemiz gerektiğinin ilmini anlayabildiğimiz kadar anlamak gerekir. Hatta bana göre Kur'an Hakikati'nin derinlerini araştırmalıyız ve anlamaya çalışmalıyız. Kur'an hakikatini bilmek sadece islam esaslarına göre yaşamak değildir, elbette o da vardır hatta en üst sıralardadır. İlk önce Allah'ın tekliğine inanmak ve rasulü Hz. Muhammed (S.A.V.)'e inanmak gerekir, sonra da İslam'ın hak din olduğuna. Ayrıca, Tüm peygamberlerin varlığına, düşüncelerine, öğütlerine de değer vermeliyiz. Yine de hayatta başka, insani ve iyi niyetli olan dünyevi değerler de vardır. Bu değerlerden bazıları, insan sevgisi, cumhuriyetçilik, halkçılık, milletçilik... Demek istediğim, vatanı, milleti sevmek de iyi niyetli bir olgudur. İyi niyetli her şey değerlidir. Değerli olan her şeye iyi niyetle sarılmak ve onları korumak bizim yegane görevimizdir.
Vatanımızı, milletimizi, iyi niyetli, saygılı her insanı sevelim. Hak olan her şeyi sevelim. Hepsinden evvel, Allah'ı, Peygamberini, bütün peygamberleri ve İslam'ı sevelim.
Sonsuz Sevgi ve Saygılarımla.

Mustafa Kemal İzgi
10 Tem Çrş 2012 13:30