Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire |
|
||||||||||
|
Ne çok insan var küçücük Sultanahmet’te. Metrekareye rahat 9 insan düþer. Burada insanlar, sokaklar boyu uzayýp gidiyor görmelisiniz! Yollarý çatallanýyor, üçleniyor her yolun giriþinde ve çýkýþýnda. Köprüler, geçitler, giriþler, çýkýþlar, girmezler, çýkmazlar yollarýn gerdanlarýna, bileklerine ve insanlarýn yüreklerine uzanýyor adeta. Meydanlarda acayip ýrklar, tarihler ve cümle yeryüzünün hülasasý adeta mahþer yerini andýrýyor. Ýnsanlarýn baþý dönüyor. Dünya döndüðünden deðil aslýnda, insanýn kendisi bizzat döndüðünden belki de. Gözleri bulanýyor, adýmlarý tekliyor. Küresi yirmidört saatte bir dönen dünyanýn insaný, Ýstanbul’da, saniyeler içinde yüzlerce kez dönebiliyor… Bir saðlam an yakalayýp, sakin bir boþluða atmaya çalýþýyor insan kendini. Maviliði görmeye çalýþýyor görebildiði kadar… Kýpýrdamayan ve kýpýrdatan maviyi. Bir vapur uzaklaþýyor. Cisimler, sesler, þekiller alabildiðine albenili, cancanlý… Ýnsanýn gidiþi, düþündürücü burada. Sonra bir baþkasý yaklaþýyor Eminönü iskelesine. Dönüþler yine duygulandýrýyor insanlarý. Umut iþte… Þehirde daðýlýp diðerlerine karýþýyorlar hemencecik. Her þey birbirine karýþýyor sonra, fululeþiyor, matlaþýyor ortam. Ýnsanlar yürüyorlar; gülen, düþünen, suçlu, suçsuz, azgýn, mütevazi, sert, kýrýlgan, nazdar, ifadesiz insanlar. Yüzlerce , binlerce insan. Yüzlerce dünya demek bu.! Yüzlerce ruh, yüzlerce hayat! Ýnsanlarýn adýmlarý, elleri, ses tonlarý, vurgularý, yedikleri ve içtikleri her þey ayan beyan duyuluyor kulaðýnýzda bir dramatik müzik dinlemiyorsanýz… Bir de vitrin mankenleri var. Ýnsanlar ve mankenler. Hareket, ses… Farklýlýk var… Bu farklýlýk beni çok düþündürüyor aslýnda heyecanlandýrýyorda. Çünkü haraket eden insan! Ýstanbul’da devasa köprüler var denizler üzerinde. Denizi kocaman ve kýpýrdayan bir mavi sanki. Ama ýslak. Bu ýslaklýðýn kaynaðýnda derinlerinde yosunlar, küçük balýk sürüleri, kabuklular, omurgasýz canlýlar var. Orasý ayrý bir dünya. Kendine has daðlarý, kendine has volkanlarý, tarlalarý yarlarý var. Baþka bir hayat, baþka bir dünya tahayyül etmek çok güç… Ne kadar çok dünya var þu garip dünyada diyesi geliyor insanýn. Bir martý beliriyor örneðin, denizin dibine dalýyor, iri bir istavriti kaptýðý gibi havalanýyor gökyüzüne. Bu hem acýklý. Hem de mutlu bir durum… Avlayan ve avlanan yaratýklar buna sanýyorum ancak denge diyebiliriz… Gün alçaldýkça, tempo en üst seviyeye ulaþýyor Ýstanbul’da. Ýnsanlarýn hepsinin yüzünde garip bir bitmiþlik, yorgunluk ifadesi. Düþünebilenler, düþünce yorgunu zaten. Düþünemeyenlerin sadece bedenleri yorulmuþ gibi. Ayaklarý yoruluyor, bacaklarý titriyor insanlarýn. Ama en çok da beyinleri yoruluyor üstelik düþünemeyenlerin bile… Ýstanbul, insanlarý parça parça sýnýflýyor, insan olanlar ve olamayanlar diye. Ya da insan kalabilenler ve kalamayanlar… Ýnsan ya kendini kaybediyor þehirde ya da buluyor. Ýnsan ya merhametli, ya acýmasýz. Ya çok sorumlu, ya vurdumduymaz olabiliyor. Þehir insana yaftalar yapýþtýrýyor. Ýsmi olanlar, olmayanlar; tanýnlar, tanýnmayanlar… Burada her gün kafasýna tokmak yemiþ bir hayvan þuursuzluðuyla yaþamak da ayrý bir bela. Bu karanlýk, bu soðuk, bu kasvetli, bu ýslak þehrin yek diðer adý da Ýstanbul. Kimilerine korkunç gelir ve bir sarsýntý ile ruh haritasý silinen garip bir toprak parçasý oluverir, kimileri her þeyini feda eder insanlara; kitaplarýný, gülümseyiþlerini, aðlayýþlarýný; Ýstanbul’da rüyalarý olanlar için, yaprak yaprak açýlan, yaprak yaprak dökülen rüyalar hiç bitmiyor, çünkü burasý zaferlerin, bozgunlarýn, ümitlerin, hayal kýrýklýklarýnýn olduðu yer ve “ben de vardým” diyenler için biçilmiþ kaftandýr Ýstanbul. Ýstanbul’da bir insan olmak hiç de kolay deðil. Savaþmak zorundasýnýz herþeyle. Þehir canavarlarýyla, þehir þeytanlarýyla, þehir cehaletiyle savaþmak zorundasýnýz. Þehir de yaþamak kolay deðil. Tanýnmak zorundasýnýz. Ýsminizi kayýtlara geçirtmek, adýmlarýnýzý sert atmak, sayýlmak zorundasýnýz. Ýstanbul, soluðunu deniyor adeta insanýn. Ya öldürüyor, ya yeniden doðuma gebe býrakýyor. Ya bir baþlangýç Ýstanbul, ya da son! Hayat, baþlarken de bitebilir burada. Hep de öyle olmuþtur son onbeþ yýlda, yirmi yýlda. Altmýþ yýllýk, seksen yýllýk bedenler, þehre atar atmaz adýmlarýný, hayatlarý baþladý derken bitmiþtir aslýnda baþlangýçta. Burasý bir kapý, ya yeniden doðmaya, ya ölüme açýlan… http://twitter.com/yusairmak https://www.facebook.com/yusairmak yusairmak@hotmail.com
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |