Düşlerim vardı, gözümü her kapadığımda kulağımdaki sesler.. her düş mutluluktu. Gülümseyişler süslerdi her sabahı. Geceme konuk olan hüzünler canımı acıttıkça ortaya çıkan kahkaha perde oluyor artık sanki gözyaşlarıma. Düşlerimin ardından bakıyorum şikâyetsizce. Gidişlerini izlemek kalan payıma yalnızca. Yalnızlık bana öylesine koca bir bavul hazırlamış ki.. Başköşeye oturttuğu hayallerimin kırık yüzleri. Bana öylece bakıyorlar bir zamanlar mutlu hissettiren hayaller. Sanki hiç benim olmamışlar, düşlerimde var olmamışlar gibi bakıyorlar gözlerime. Ne ara girdiklerini hatırlamadığım onca şey var bavulumda. Özenle hazırlanmış belli. Bastırılmış tüm duygular sığdırılmış bir yalnızlığın içine. Unutulmak için kovulan ne varsa hediye işte bu gece yine bana. Buradayız, biz hep buradaydık dercesine elimi her atışımda avuçlarıma bırakıyorlar kendilerini. Hiçbiri terk etmemiş beni. Terk edip giden her şeye rağmen onlar kadim dost bana. Yaşananlar ne olursa olsun inkâr edilemeyen kendim var bu bavulda. Gözlerimi kapadığımda söylediğim türkülerim, hüznüm, hayallerim, gülümseyişlerim, gidişlerim ve yeniden dönüşlerim, görmek istediklerim, göremediklerim… Seslerim, sessizliklerim, çığlığım, susuşlarım, haykırışım. Sevdiğim, sevmek istediğim, sevemediklerim. dokunduğum tenler, tenimde duraklayıp ilk otobüste arkasına bakmadan çekip gidenler.. Kaybettiklerim, kaybedemediklerim. ve yüreğimden hiç eksik etmediklerim. Ne varsa bana dair hepsi. Küçücük bir bavula sığdırılan yalnızlığım geride kalan. Yalnızlığım elime tutuşturdu işte bu gece bu bavulu, sen ne yaparsan yap bu sensin dercesine oturdu karşıma. Karşılıklı yudumladık sıcacık kahvemizi ve anladım yeniden yalnızlığın en vazgeçilmezim olduğunu…