Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Yüce Rabbimiz isterse her şey olur. Bir ''ol '' emriyle bütün dünyanın yerle bir olucağı gibi.O halde nereye bu ilerleyiş ? Nereye doğrudur bu kaçış ? Kimin,kimden kaçışı ... Nedendir nefsin elinden bir türlü kurtulamayaşımız... Hiç kendimize sorular yöneltmiyor muyuz? Kurtulmak için neden debelenmiyoruz,neden ayağa kalkmaya çalışmıyoruz ! Neden nefsimizle ,kendi kendimize yazık ediyoruz... Ve daha bir çok neden ! Bir insan günde beş vaktini Rabbine ayıramıyorsa, onu Yaratana ayıramıyorsa nasıl halinden memnun olur,mutlu ve huzurlu olabilir ...Bir bayan farz olan kapanmayı gerçekleştirmiyorsa nasıl kendini özel hissedebilir ,nasıl işte ben böyle daha güzelim ,beni böyle herkes beğenir diye kendini sergilemeyi düşünebilr. Aklımız çoğu şeyi almıyor değil mi ? Yüzünü palyaço gibi boyayan kadın ben güzelim diyebiliyor, Ameliyat masasına yatıp orasını burasını gerdiren kadın aaa şimdi gençleştim çok güzel oldum diyebiliyor... Yazık ya hu ! Gerçeğin anlamından ne kadar da uzak kelimeler sarf edebiliyoruz bazan. Gerçek şu ki ; nefsimizin peşine düşüp zamanı erteliyor ve ölüme biraz daha yaklaşıyoruz. Ölüme adım adım yaklaşırken nefsten uzaklaşmak gerekir aslında. Keyfi istekler olmamalı .Hele ki bu keyfi istekler namaz ile,Kur'an ile,kapanmak ile bir mü'minin yaşaması gerektiği şekilde yaşamamızı erteliyorsa hiç ama hiç olmamalı! Yani düşünsenize yarınımızı geçtim 1 saat sonraki anımızdan emin bile olamıyoruz bir saat sonra belki dünyaya gözlerimizi kapatacağız.Günahlarımızla Rabbimizin huzuruna nasıl çıkarız ! Nasıl ... Rabbim namaz farzdı ,kapanmak farzdı ama ben sırf nefsime uyup yapmadım ! Ben dünyam için uğraştım , günü mü gün ettim vur patlasın çal oynasın yaşadım dünyada ... Oysa ölümü unutmuşum ve hata edenlerden olmuşum beni affet mi diyeceğiz! Evet Rabbimizin merhameti sonsuz O dilediğini cennete ,dilediğini cehenneme koyar. Lakin insan Rabbine hesap vereceğini bildiği için Rabbini memnun etmek için uğraşmaz mı? Hem bizi Yaratıp bizim için binlerce nimet veren Rabbimize bunları yapmaktan bizi nasıl nefsimiz alıkoyar... Hem onca günahın içinde Rabbimize ben Senin için hiçbir şey yapmadım ama yine de beni affet demeye utanmayacak mıyız hiç !! O yüzden nefsimize uymayıp bu dünyanın geçiciliğini anlayıp ahiret için çalışmak, ahiret için amel defterimizi en güzelleriyle doldurmak gerekir. Bir mü'mine yaraşır şekilde yaşamak lazım.Bediüzzamanın bununla ilgili bir sözü vardır... ''Nasihat istersen ölüm yeter. Evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır. '' O halde birazcık bile olsa ölümü düşünüp ahiretimiz için çalışmamız dileklerimle... Son olarak Hz.Mevlana'nın duasını biraz değiştirerek şunları diliyorum Rabbimden; Rabbim yazımda Sana lâyık olmayan sözleri bilmeyerek söyleyip hatâlarda bulunmuş isem, o kelimeleri sen ıslâh et .Çünkü sözlerin hâkimi ve sultanı ancak sensin.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aynur Özer, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |