Paranız varsa toprak alın. Artık üretmiyorlar. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
lmak üzere askeri okula girdi.. Harp okulunu 1905 yılında bitirdi ve göreve başladı.. Yıllarca memleketi için diyar diyar gezdi, görevini; 1899'da girdiği harp akademisinde jandarma sınıfını seçtiği için jandarma olarak yerine getirdi.. 1919'da Suriye'de görev yapmaktaydı.. Bir zamanların çocukluk arkadaşı, gelecek yıllardaki can dostu, kardeşi, eli-kolu, yardımcısı olacağı Mustafa, onu vatan savunması için yanında isteyince buradaki görevinden ayrıldı ve İstanbul'a gitti.. Aynı zamanda, aynı yerde başlayıp daha sonrasında ayrılan yolları, bu tarihtan itibaren bir daha, sonra ayrılmamak üzere, tekrar birleşmişti.. Anadolu'ya geçtiler, herkesce malum olan yerlerde bulundular, baş başa verdiler; yoldaş oldular... Konuştular... Tartıştılar... Kararlaştırdılar... Savaştılar... Başardılar... Ülke kurdular... Düşündüler... Ağladılar... Güldüler... İçtiler... Yediler... Kızdılar... Endişelendiler... ... Ömür paylaştılar... Yılları devirirken tarihi de şekillendirdiler. Bu birbirini kovalayan yıllar sonrasında, tarih 1938 yılına dayandı.. Her canlının tadacağı o 'Son'a biri ulaşmıştı.. Peki ya diğeri? İnsanın bir insana, işe bağlanmasını.. Bir davaya, bir yola bağlanmasını.. Ruhunu, kalbini, bedenini; varlığını şekillendirdiği herşeyinin yarım kalmasını yaşamıştı o diğeri.. Salih Bozok... 'O' diğer insan, aylar içinde eriyen dostuna yaverlik/yarenlik etmişti ömrünün kendinle kalan bölümünden fazla.. Salih Bozok, o anki Türk milletinin; Ata'sınla yoldaş milletin simgesi gibiydi.. Bu kaçınılmaz olayı aylar öncesinden hissetmesine, bilmesine rağmen sindiremedi.. Herkese söyledi;"'O' ölürse ben de yaşamam."... Ailesine vasiyetini yazdı, oğlu Muzaffer'e teslim etti.. Dediğini de yaptı.. 10 Kasım 1938'de 09:05'den dakikalar sonra şu an Yapı Kredi Bankası tarih arşivinde bulunan Smith Wesson marka tabancayla, önceden Atatürk'ün doktoruna kesin ölüm sağlamak için işaretlettiği yerinden; kalbinden kendini vurdu.. Ölmek istedi, ölemedi.. Hatta 1 senelik bir nekahat döneminden sonra, 1941 senesindeki ölümüne kadar TBMM'de milletvekilliği yaptı.. Yine vatana hizmet etti.. Bugün, Mustafa Kemal Atatürk ziyadesiyle anılıyor, anılacak... Benim Salih Bozok'u konu etmemin sebebi ise kısa ve nettir.. Herkesin "ölümüne" vatan, Ata sevgisi, dile kolay dahi değildir; bir ömre bedeldir... Ancak Tevfik Fikret'in dediği gibi: "... vatan için ölmek de var ama borcun yaşamaktır." Ve yaşamanın hakkını vermek hayattaki tek gaye olmalıdır.. Hayata anlam katmak; aksiyonla, hareketle, başarmakla, çabalamakla, paylaşmakla, ilerlemekle olur... Bağlı olduğuna imrenmekten ve sakınmaktan öte layık olmakla olur... Herkesin kendi hayat gayesinin Atatürk'ü olmaya en azından çabalamasıyla olur... Kişinin elindeki değere sahip çıkmaktan ötesine geçmesinin ve bu yolda sonsuzluğa koştuğunun bilincine varmasıyla olur... 10 Kasım'lar hep olur, naçiz vücudlar elbet bir gün toprak olur, ve bizler ancak Türkiye Cumhuriyeti'ni böyle ilelebet payidar kılarız. Saygıyla...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Saltukalp İnan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |