Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
''Merhaba can kuşum merhaba'' diye başlamak isterdim ama sen yoksun ya içimdeki kuş yaralı, neye yarar sana doğru uçamadıktan sonra. Zaten göç zamanı da değil, mevsim kışın tam ortasında.Aylardan ocak günlerden pazar. Her zamanki gibi bir gün olsa da adı tatil ya farklı bir şeyler yaşamak için neden arıyorum kendime. Şöyle çıkıp dönesim geliyor şehrin etrafında, fakat hava çok soğuk buralarda .Ama ben üşümüyorum. İçimi ısıtan hayalin yanı başımda,sıcaklığın kalp atışımda... Hem dışarıda ne var, ışıltılı vitrinleri seyretmekten başka .Hani onlar da fazla zevk vermiyorlar .Solumda olduğun kadar sağımda yoksan ,aşkım şu kırmızı mont çok güzelmiş bir bakalım mı diyemiyorsam ,girip en sevdiğim lokantaya karşılıklı iskender yiyemiyorsam dışarıya çıkmanın ne anlamı var. Yan yana yürümek, yana yana yürümek değildir her zaman .Olsa da yanında birleri yalnız yürürsün çoğu zaman. Ellerimi ısıtacak ellerin yoksa ,ruhum kenti değil seni dolaşıyorsa ,sinemaya çok kişilik bilet alıp tek kişilik oturuyorsam ,filmin en duygusal yerinde başımı yaslayacağım omzunu arıyorsam ...Ne anlamı var sevgilim ,dışarıya çıkmanın ne anlamı var bu soğukta ... Şikayetim yok ama bulut özledi, toprak özledi, yağmur özledi güneşin ellerini bir de çıkmasını beklediğim gökkuşağı güneş doğacak yağmur yağacak gökkuşağı çıkacak peşinden biliyorum uzun hikaye, upuzun öyle ama beklerim zaten çok uzun sevmedim mi seni ben ... Anlayacağın evde oturmak sıkmıyor beni,ortak şarkımızı dinlemek daha iyi geliyor bana , ortak bir şeyler yaşayamadıkça... Ha birde mektuplara yazmak seni .Aklım kalbimle birlik oluyor o anlarda . Elimdeki koca fincan çayı unutup da buz gibi yapıp yudumladığımda anlıyorum bunu.. Çay demişken düşündüm de ben seni içtiğim çay gibi seviyorum .Bu da nasıl sevgiymiş deme sakın. Kahvaltılarımın olmazsa olmazı. İçimi ısıtıyor bir tek fincanı Gün başlamadan akşam oluyor bir yudum almayacak olsam .Hiçbir işe adapte olamıyorum.Atamıyorum üstümdeki o uyku mahmurluğunu. Üstelik burnumda tütünce kokusu nasıl ağrıyor başım sorma ... Anla işte kalbimle konuşmayı ,kalbimce konuşmayı beceremesem de usanmadan yazıyorum kalbimin dilince . Ve bil ki seni benim kadar içten ve güzel yazamayacak hiç kimse... 5 Ocak 2014 ARZU KARADOĞAN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Arzu Karadoğan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |