İnsanlığı tanımak insanları teker teker tanımaktan kolaydır. -La Rochefoucauld |
|
||||||||||
|
Yalnızlığın elleri yetmiyor artık yüreğimi ısıtmaya. Yoruldum ıssızlığımdan. Suskunluklarımın yeri ayrı olsa da sırf bu yüzden çok konuşur oldum başucumdaki kitaplarla . . Uykulardan geçtiğim gecelerde, iyi geliyor limon kokulu kışıma, mısraların içinde uyur gezer dolaşmak . Aramıyor da değilim hani gözlerimi kapattığım an uyuma konuşalım demelerini.Duyduğum an o sesi atıyorum kendimi kanepenin bir ucuna .Öylesine kayboluyorum ki satır aralarında cümlelerin üstüne basa basa, sesimi sesime katıp okuduğumun bile varmıyorum farkına .Ta ki boğazımdaki yanmayı hissedene dek.Onu da boynumdaki içi boş madalyonu parmaklarımla kavrayıp dudağıma yaklaştırdığımda anlıyorum.Ve anlıyorum yokluğunun ne kadar da çok olduğunu bir kez daha ... Boş ver desem de içimden, biliyorum en dolusundan bir yürekle seviyorsan eğer boş vermek zordur yaşananları . Ama sil baştan yaşamak daha da zordur zamanın iyileştiremediği anıları.Buna rağmen her gece sil baştan yaşıyorum seni, beni çağıran bir hüzünle.Aklım farkettikçe benden gidişini, kalbim affetmese de, yüzünde en sıcağından bir gülüşle beliriyorsunya kirpiğimin ucunda bu her şeyi unutmama yetiyor işte ... O an, ellerin şiir oluyor mektuplarıma , gözlerin aşk. Hasretinle geçip parmak uçlarımdan, dudakla kalp arası dökülüyorsun mısra mısra. Sensizliği yazıyorum, sensizlik Bu şiir gibi bir şey işte... Ezberlediğim duraklar gibisin Bekleyişlerin ardında ayrılıklar taşıyan Bana merhabalarınla gel Yüreğimin yollarında vedalarla yaşayan ’Kışa çevirme yazımı ’ diyen türkülere inat Şehrimiz olsun bizim, Gölgemiz gökyüzüne hızma Mevsimi ikimizin kokusu Yağmuru toprağıyla bahtiyar olan Yıkılsın gözyaşıyla ıslanan gönül evi Açılsın kapıların alçak sürgüsü Dinsin içimdeki yüreği çorak sızı Düşsün ayrılığın elinden kavlak süngüsü Oturmuşken ömrümün tam ortasına Öğütür mü bu aşkı zamanın değirmeni Bana merhabalarınla gel Bitsin artık bu işkence Bitsin Sözleri kıraç bu hüzün Kapatsın gözlerimi kapatsın Gözlerinin siyah renkli örtüsü... Arzu Karadoğan 19 Ocak 2014
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Arzu Karadoğan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |