..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir klasik herkesin okumuþ olmayý istediði ancak kimsenin okumayý istemediði eserdir. -Mark Twain
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Nihan Koçboðan




26 Ocak 2015
Ýstanbul'da Bir Düþ  
Nihan Koçboðan
‘Gözlerimi kapadýðýmda, yemyeþil bir dünya görüyorum. Sanki dünyanýn baþlangýcýndayým. Her yerde gür bitkiler… Ah, evet, bak, menekþeler de var. Orkideler, kardelenler, iþte gelincikler, papatyalar. Hayýr, bunlarý bilmiyorum. Yeni ve farklýlar, ama çok da güzeller. Daðlar ne kadar ulu. Eriþilmez ve öylesine vakur... Nehirler, daðlarýn tam da ortasýndan, bin bir renkte akýyorlar. Ne çok hayvan var. Ah fark ettim de hiç kocaman, taþ yýðýný bina yok. Bir koku var, adlandýramadýðým. Beynimi zorluyorum, bulamýyorum. Herhalde hiç tanýmadýðým, tatmadýðým bir koku.


:III:
Kýzýl mavi gecelerden, biri daha yaþandý þehirde. Sýcaðýn, tüm gün boyunca bunalttýðý insanlar, doðal felaketler sýrasýnda kaçýþtýklarý gibi doluþtular evlerine.

Saðlam sýðýnaklardý evler. Açlýðýn bir kuru ekmekle, yanýna katýk yaptýklarý çeþme suyuyla bastýrýldýðý, ne feryat figan baðýran bir patronun, ne kalabalýk köþelerde kaba hareketlere, itiþ kakýþlara maruz kaldýklarý insanlarýn olduðu, küçük ve yoksul, ama kendi söz haklarýnýn, belki de gerçekten de var olduðu tek köþe. Ýþte bu yüzden, çok baðlýydýlar iki göz, yýkýk dökük odacýklarýna.

Sorunlar elbette vardý. Olmamasý söz konusu olabilir miydi zaten? On saat boyunca çalýþmak, üç dört saati yollarda tüketip, eh, en fazla iki ekmek alacak kadar para kazanmak.

Öte yandan gittikçe bozulan saðlýklarý, yaþ da ilerliyor...

Okula gitmek için, gözlerine delice bakýþlar fýrlatan, bir de velet var üstüne.

Her suçu devlete yüklemenin, politikayý, idareyi çekiþtirmenin kime ne faydasý oldu ki þimdiye kadar?

Eðitim desen derttir bu ülkede, saðlýk, sosyal güvence desen ayrý bir dert.

Yedi yaþýndaki oto tamir çýraðý çocuk bile, ahkam keser bu konularda. O çocuk ki, Atatürk'ün Türkiye'ye ve dünyaya hediyesi olan 23 Nisan Çocuk Bayramýný bile yaþamamýþtýr ve bilmez belki de. Hatta televizyondan izleme þansý bile olmamýþtýr. Ayný çocuða "açlýk" desen bir kitap yazacak kadar çok laf eder aðzý.

Dört milyon kaçak iþçi çocuk. Milyonlarca iþçi, memur. Ve onlarýn bilmem kaç katý insan yeryüzünde. Ayrýca sefaletin, savaþýn, duygusuzluðun egemen olduðu on binlerce insan, gezegenin bölünmüþ yerlerinde.

Ara sýra, yemek molalarýnda, iþ çýkýþý ayak üstü uðradýðý kahvede, arkadaþlarýyla yel misali konuþtuðu konulardan bir kaçý sadece.

Düþünmek istemez adam. Saniyeler içinde aklýndan geçen bütün düþünceleri kovalar hemen. Yakar cigarasýndan bir tane. Lüks ayýnda ise, varsa evde caným Rize çayý, yudumlar yavaþ yavaþ. Bir düþler perdesi çöker gözlerine. Ýmgelemeler baþlar...

‘Gözlerimi kapadýðýmda, yemyeþil bir dünya görüyorum. Sanki dünyanýn baþlangýcýndayým. Her yerde gür bitkiler… Ah, evet, bak, menekþeler de var. Orkideler, kardelenler, iþte gelincikler, papatyalar. Hayýr, bunlarý bilmiyorum. Yeni ve farklýlar, ama çok da güzeller. Daðlar ne kadar ulu. Eriþilmez ve öylesine vakur... Nehirler, daðlarýn tam da ortasýndan, bin bir renkte akýyorlar. Ne çok hayvan var. Ah fark ettim de hiç kocaman, taþ yýðýný bina yok. Bir koku var, adlandýramadýðým. Beynimi zorluyorum, bulamýyorum. Herhalde hiç tanýmadýðým, tatmadýðým bir koku.

Yürüyorum çimenlerde. Toprak yok, yol yok. Yeþil var alabildiðince. Baþým dönüyor. Topluyorum kendimi. Öyle delice bir keyif yayýlýyor ki bedenime…

Yemiþler takýlýyor gözlerime, dallardan sarkan. Uzanýp almaya korkuyorum. Düþüm bozulacakmýþ gibi geliyor. Ama izin veremem buna.

Birden, on beþ yirmi insanýn oluþturduðu, çemberi görüyor gözlerim. Ýnanmazlýkla seyrediyorum kýsa bir an. Dans eden, gülen, güldüren, elele, kolkola insanlar. Genci, yaþlýsý, çocuðu birlik olup, kaldýrýyor baþlarýný ve bana bakýyorlar. Ürküyorum dýþlanmak ve itilmek korkusuyla. Ne de olsa alýþýk olduðum bunlar! Ayaklanýyorlar. Daha da dehþet içinde kalýyorum. Tamam, iþte, þimdi bitti! Bedenim buz kesiyor. Bir saniye sonra kocaman, dünyadan da büyük bir tebessümle bitiveriyorlar karþýmda. "Hoþ geldin kardeþ, gel ver elini, inan dostunuz biz senin." deyiveriyorlar.

Ýlk o anda müziði duyumsuyorum. Kendi dünyamda var olmayan bir müzik. Notasý olmayan, çalgýsý olmayan, sözü olmayan, bir garip titreþimler yumaðý... Teslim oluyorum ezgiye. Sarhoþluk derecesinde açýyorum kollarýmý susuzluðuma.

Yargý yok, ayrým yok, sýnýf yok. Yok öðretilmiþ her hangi bir kavram, kavram yok. Yaþamak var sadece. Þaþkýnlýðým artýyor gitgide. Yabancýyým, elim, bir baþýnayým bu düþte. Hiç korkar mý insan kendi hayalinden? Oysa korkmaktayým ben, her an daha da çok sevdiðim bu düþten.

Sonra beni buyur ediyorlar sofralarýna. Yanlýþ anlamayýn, sofra dediysem ne masa var, ne sandalye ortalýkta. Hoþ olsaydý da masaya masa olarak deðil, baþka bir tanýyla yaklaþacaklardý herhalde. Önemsiz diye düþünüyorum. Ben, biz, koltuða koltuk, yataða yatak, suya su dedik de ne oldu? Biz deðil, bizden binlerce yýl önce yaþamýþ olanlarýn, söylemlerini günümüze taþýdýk da ne oldu? Barýþý mý getirdi, sevgiyi, dostluðu mu?

Cýlýz bir gülümseme yerleþirken dudaklarýma, irkiliyorum aniden. Tanýmlayamadýðým, o kokuyu çözüyorum çünkü. Barýþýn, aþkýn katýksýzlýðýný, saflýðýný hissetmenin þaþkýnlýðýný yaþýyorum.

Çekmek istiyorum sevdiklerimi yanýma. Ortak olmalýlar onlar da bu güzelliðe. Var mý böylesi kendi topraðýmda? Gelmeliler, yaþamalýlar! Gözleri ateþ oðlum, cefakarlýk örneði karým, yanýmda olmanýz lazým. Tek baþýna buruklaþýyor aldýðým tat. Dua bu! Benim duam.

Anam, babam… Unutmadým onlarý da... Ne çok sevdim onlarý, ne çok aðladým gizli gizli ardý sýra. Yüreðimin yarýsý, onlara ait oldu hep. Bana yaþamý verdikleri için, perdeler ardýnda saklý kalsa da, kollarý açýk bekledikleri için ve her þeye raðmen, beni sevdikleri için.

Þimdi, bilmediðim bu zamanda, imgelemelerimde güzelliklerin doruða ulaþtýðý, kelimelerin kaybolup, esir alýndýðým ve adýný bilmediðim þu düþte onlarsýz olmaz ki, olamam ki zaten.

Sonu yaþýyorum apansýz; istemezken. Bir el, cýlýz bir el çekiþtiriyor kolumu. Uyanýyorum daldýðým rüyadan. "Baba, hadi baba, yemeðe gel."

Düþünmek istemez adam. Göze alamaz daldýðý rüyadan uyanamayýp, bir þizofren olarak kalmayý. Bakmasý gereken bir eþ, bir çocuk varken, kopartan rüyalarýn eþiðinde uyuyup, uyanamamayý. Her zaman kolunu çekiþtiren, cýlýz bir elin varlýðýný reddetmeyi. Uyum saðlamanýn güçlüðünü, yeryüzündeki cenneti kuþbakýþý izledikten sonra. Devam eder baþýboþ düþüncelerin, bir cigaranýn, bir cam bardaktaki çayýn keyfine. Aldanýþýn zirvesinden inerek, düþüþü yaþayarak, için için hayattan koparak, ölüm yaþýný doldurarak yaþamaya.

Ve her eve geliþinde, mümkün olduðunca hayal kurmamaya çalýþarak...


1997,Ýstanbul



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn günlük olaylar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Minibüs Macerasý
Kayýp Þehrin Yeþil Renkli Ýnsanlarý

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýstanbul'da Yaðmurlu Bir Gün


Nihan Koçboðan kimdir?

2006 Haziran'ýnda, 1996-1997 yýllarý arasýnda yazmýþ olduðu denemelerden oluþan, Ýstanbul'da Bir Düþ adlý kitabý yayýnlanmýþtýr. Þiir,Öykü,Deneme ve Masal aðýrlýklý yazmayý sevmektedir. Edebiyat ve Fotoðraf üzerine çalýþmalarýný devam ettirmektedir.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nihan Koçboðan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.