Ýkili spor müsabakalarýnda örneðin, boks ve güreþ gibi; sonuç genel de sporcunun kas gücü ile doðru orantýlý olarak deðerlendirilir. Ancak kimi zaman bu güçte yetmez. Yani, ikili müsabakalarda sporcularýn teknik bilgisi eksik ve yetersizse rakip tarafýndan boþ bir çuval gibi yere serilmesi kuvvetle muhtemeldir. Zira ikili müsabakalarýn hepsinde teknik bilmekteki ana gaye, rakibin gücünü kendi lehine çevirebilmekten geçmektedir.

Peki bu temsili siyasete de benzetebilir miyiz?
El cevap: Evet!
Gerçekten siyasette de buna benzemektedir. Hatta siyasette spordakinden daha incelikli oyunlar veya teknikler bilmek gerekmektedir. Sporda, kas gücünü kullanarak rakibi kanýrta kanýrta yenmek, pes ettirmek mümkündür. Ancak ikili spor karþýlaþmasýnda kol gücünü kullanarak yendiðin bir kiþidir ve ancak o bir kiþiye üstünlük saðlanabilir. Siyasette ise güç kullanarak elde edilen baþarýnýn sonunda yüzlerce, binlerce kiþinin hayatý da tehlikeye atýlmýþ olur. Yani siyasette güce baþvurmak yalnýzca iki kiþi arasýnda meydana gelmez. Sayýsý kalabalýk olan iki küme arasýnda, insanlarýn istikbalini ilgilendiren bir çekiþme söz konusu olduðu için onlarca, yüzlerce, binlerce insan da bu durumdan etkilenir.

Böyle olunca siyasette güce baþvurmak en son akla gelen ve en son baþvurulan bir çözüm yoludur. Bu yüzden siyaset demek, bir anlamda iþi müzakere yoluyla çözümleyebilmek demektir. Siyaset sporunda güce baþvurmak: yapýlan siyasetin tükendiðini, bitirildiðini iþaret eder. Eðer müzakere yoluyla çözüme gitme hususunda minik bir ihtimal bile varsa ve taraflar o ihtimali dikkate almadan güce baþvurmayý denemek istiyorsa, orada siyasetçinin deðil, baþka faktörlerin veya güçlerin etkisinin olduðunu rahatlýkla söyleyebiliriz.

Þimdi biri çýkýp bana: “Ýyi bir siyasetçi nasýl olur” diye sorsa, hiç çekinmeden “rakibinin gücünü kendi lehine çevirebilme yeteneðine sahip kiþilerden” derim. Ýþte bu durum aynýyla, sporda da geçerlidir. Yani teknik bir sporcu da, rakibinin kullandýðý gücü boþa çýkartmasýný bilmesi kadar, rakibinin gücünü kendi lehine çevirmesini bilen kiþilerdir derim.

Konuyu mantýða bir týk daha yaklaþtýrmak için bir misal daha vermek isterim.
Kaba güce baþvurarak belki Amerikan ordusuyla baþa çýkmak, en azýndan zahiren kolay görünmeyebilir. Baþarý þansý “ceteris paribus” nerdeyse imkân dýþýymýþ gibi görünebilir. Ancak ayný Amerikan gücünü teknik bir siyasetçi kendi lehine pekala çevirebilir. Bu sonuca ulaþmak o tarz siyasetçilerin baþarabileceði bir iþ ve sonuçtur. Sporda da, siyasette de, askerlikte de stratejik ve taktik imkânlarý kullanmasýný bilen, karþý tarafýn gücünü kendi lehine dönüþtürebilen baþarýya ulaþýr. Savaþ tarihinde sayýca az olanlarýn, sayýca çok olanlara üstün geldiði durumlar az deðildir. Kol gücü hesabýyla yapýlan ölçümde, sayýsý çok olanýn gücünün çok olduðunu söylemek de yanlýþ deðildir. Ancak kendi gücünü kullanmasýný bilmeyen veya rakibin gücünü kendi lehine çevirmesini beceremeyen taraf, daha baþtan yenilgiyi kabul etmiþ demektir. Bunun tersi: kol gücü yetersiz de olsa, rakibinin gücünü kendi lehine çevirmesini beceren de gücüne güç katmýþ demektir.

Türklerin savaþ stratejisinin ve taktiðinin baþat sýrlarýndan birini, bir yandan karþý tarafýn gücünü boþa çýkartacak usulleri uygulamakta arayacaksak, bir yandan da karþý gücün imkânlarýný kendi lehine çevirmenin üstesinden gelmeyi bilmesine yormamýz gerekir. Özellikle Osmanlý ordusu, rakip güçle yüz yüze geldiðinde, hasým taraf zaten sýfýrý tüketmiþ veya o hale getirilmiþ olurdu. Ve zafer bu noktadan sonra kesinlik kazanmýþ olurdu.

Ancak konu biraz da günümüz siyasetiyse, tekrar etmekte fayda gördüðüm için söyleyelim; siyasetçinin görevi, elinde tuttuðu gücü “ceffel kalem” savaþ alanýna sürmek deðildir. Siyasetçinin görevi, bir yandan rakip tarafýn gücünü ve güç kullanma iradesini boþa çýkartmak, bir yandan da o gücü kendi lehine çevirmeyi neticeye kavuþturacak usulleri devreye sokabilmesindedir.
Türk siyaset sahnesinde devletin dýþa karþý izlenimi taktiði gayet iyidir. Beri taraftan iç siyasetle ilgili de son dönemlerde atýlan adýmlar yaklaþan 3. Dünya Savaþý için ülkemizin elini daha güçlendirecek bir taktiktir.

Kalýn saðlýcakla…