Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery |
|
||||||||||
|
Bakara Suresi'nin 187. ayetinde oruç vakti şöyle belirtilir: "…Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra orucu gece oluncaya değin tamamlayın." Bu ayet, orucun başlama ve bitiş zamanlarını açıkça ifade etmektedir. Tan yerinin beyaz ipliğinin siyah iplikten ayrılması, gecenin gündüze yakın olduğu ve ışığın yavaş yavaş fark edilmeye başladığı zamanı işaret eder. Bu durum, sabah namazının kılındığı vakte denk gelir. Fecr-i Sadık ve Fecr-i Kazip Ayrımı Arapça’da “fecr” kelimesi sabah anlamına gelir ve sabah iki farklı şekilde doğar: 1. Fecr-i Kazip: Gecenin karanlığında ufuktan yukarı doğru yayılan beyaz bir ışık. Ancak bu ışık yatay değildir ve kısa sürede kaybolur. 2. Fecr-i Sadık: Ufukta yatay olarak yayılan, beyazlık ve kızıllığın belirginleştiği andır. Bu, Kur’an’daki “beyaz iplik ve siyah iplik” ayrımının gerçekleştiği andır ve oruç bu vakitte başlar. Nebimiz Muhammed'in hadislerinde de bu ayrım netleştirilmiştir: "Yiyin, için; yukarı tırmanarak yayılan aydınlık sizi etkilemesin; enine yayılan kızıllığı görünceye kadar yiyin, için." (Ebu Davud, Vaktu’s-Sahur, Hadis No: 2348) Bugün Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenen imsak vakti, astronomik hesaplamalar temel alınarak yapılmaktadır. Ancak bu vakit, Kur’an’daki tarife uygun değildir. Astronomik hesaplamalarda, güneşin ufka 18° yaklaştığı an imsak vakti olarak kabul edilmektedir. Bu ise gecenin tam karanlık olduğu, beyaz iplik ve siyah iplik ayrımının henüz gözlemlenmediği bir vakte denk gelir. Tarihte bu vakit hesaplamaları, çıplak gözle yapılan rasatlara dayanıyordu. Ancak modern dönemde teknolojik araçlar kullanılmakta ve ihtiyat payı eklenerek imsak vakti erkene çekilmektedir. Süleymaniye Vakfı gibi bazı kurumlar, doğru imsak vaktinin güneşin ufka -9° yaklaştığı an başladığını savunmaktadır. Ve bu vakit fecr-i sadık ile uyumludur. Hadisler, sahur vaktinin sabaha kadar sürdüğünü ve fecr-i sadıkın gözlemlenebilir olduğunu vurgular: "Bilal’in ezanı ve ufuktaki uzunlamasına beyazlık, sizi sahur yemenizde aldatmasın. Beyazlık yayılana kadar yiyin, için." (Müslim) "Huzeyfe İbnül-Yemanî’nin sahuru, fecr-i sadık başladıktan hemen sonra yapılmıştır." Bu hadisler, imsak vaktinin net olarak fark edilebilir bir ışık kuşağıyla başlaması gerektiğini gösterir. Ramazan Ayının Süresi Bakara Suresi 183-185. ayetlerinde, Ramazan ayının bir bütün olarak oruç tutulması gereken bir dönem olduğu ifade edilmiştir: "Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi, sizin de üzerinize yazıldı. Umulur ki sakınırsınız. Sayılı günlerdir… Ramazan ayı ki; insanları doğru yola ileten, apaçık ve ayırt edici olan Kur’an onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya tanık olursa, onda oruç tutsun." Bu ayetlerden, Ramazan ayı boyunca oruç tutulmasının farz olduğu ve bunun bir ya da birkaç günle sınırlı olmadığı anlaşılmaktadır. Modern Hesaplamalardaki Sorunlar Astronomik tanımlarda yer alan fecr-i kazip ve fecr-i sadık ayrımı modern takvimlere tam olarak yansıtılmamaktadır. Örneğin: Fazilet Takvimi, imsak vaktini 21.5°’ye göre hesaplar ve çok erken bir vakti belirtir. Diyanet Takvimi ise 18°’ye göre hareket eder. Süleymaniye Vakfı, en doğru imsak vaktinin -9° olduğunu belirtir. Doğru olanı da Süleymaniye Vakfı'nın belirtmiş olduğu imsak vaktidir. Bu farklılıklar, özellikle sahur ve iftar vakitlerinde tartışmalara yol açmaktadır. Kur’an’da belirtilen oruç vakti, doğal gözlemlerle belirginleşen bir zaman aralığıdır. Ancak günümüzde modern hesaplamalar ve ihtiyat payları, orucun erken başlamasına ve geç bitmesine yol açmaktadır. Oruç vakitleri belirlenirken, hem Kur’an’daki tarif dikkate alınmalıdır. Bu yaklaşım, orucun gerçek manasına uygun şekilde ifa edilmesini sağlayacaktır. Bu ise Süleymaniye Vakfı Takvimi'ni baz alarak mümkün olabilir. Her Müslüman, Rabbimizin Kur’an’daki emirlerine uygun şekilde oruç tutmaya özen göstermelidir. Doğru bilgiye ulaşmak için bireysel araştırmalar yapılmalı ve Kur’an ayetleri rehber alınmalıdır. Yine en basitinden diyanetin imsak vaktinin yanlış olduğuna Sultangazi örnek verilebilir. Sultangazi birkaç yıl öncesine kadar Arnavutköy’e bağlıydı. Şimdiyse her ne hikmetse aralarında 1 dakikalık fark oluşmuş durumdadır. Yine ispat isteyenler Meteoroloji Genel Müdürlüğü bildiğiniz gibi hadislere uymaktadır. Fakat sizler Meteoroloji Genel Müdürlüğü sayfasından bulunduğunuz yerin hava durumu sayfasına bakın o sayfada gün batımı ve gün doğumu yazıyor. Gün batımı akşam namazı saatidir. O sayfadan Süleymaniye Vakfı'nında akşam namazı saatinde 1 dakikalık hata yaptığını görürsünüz bunu Süleymaniye Vakfı'da kabul ediyor. Gün doğumu ise Güneş'in doğuş saatidir. Bunları Süleymaniye Vakfı, Diyanet ve Fazilet Takvimi'yle karşılaştırın göreceksiniz ki diyanet ve özellikle Fazilet Takvimi çok hatalıdır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |