İnsandaki gerçek güzelliği ancak yaşlandıkça görebilirsiniz. -Anouk Aimee |
|
||||||||||
|
yaşlı boyadan sonbahar ayrılığını anlatan bir resmin güzelliğini iki ayrı gözde görmen. böyle bir resmin güzelliğine dayanamıyor gözbebeklerim. "peki ne görüyorsun gözlerimde?" diye sorduğumda "hem baktığımı, hem gördüğünü görüyorum!"demiştin. Ve bunu söylerken asildi yüzün, cesaretliydi.yani hiç tanıştığımız bu parkın çocuksuluğuna yakışmıyordu.herşeyin başkalaşmıştı, tanıyamıyordum artık yüzünü. Yalnız ağaçalrdan seke seke inen güneşin kıpırdandığı küpelerin tanıdıktı. Onları da bir gece seviştikten sonra içtiğim sigaranın külünü üzerine dökmek için kullanmıştım. yüklediğim belki saçma sapan bir anlamdı ama biz ayrıldıktan sonra o kül kokulu küpeler kulağına adımı fısıldarda beni hatırlarsın umuduydu içimdeki... sorununu bliyordum aslında; aşk bütün anlamları taşıyabilirdi senin için, özgürlük dışında. Ve sen özgürlüğüne düşkündün. İstediğin bu özgürlüğü bulamamıştın bende. Halbuki kırılan bir vazonun içindeki çiçek kadar şuçlu olabilirdim ancak. Kımıldayamıyordum, susuyordum. Bu ayrılık anı ne kadar uzun sürmüştü. Bir an önce bitmeliydi. Hayır biraz daha sürsün. Söylemek istediğim şeyler var. Yeni emzirilmiş kelimelerim var aklımda. Hemen gitme onları da söyleyeyim. Dudaklarım kasılmadan, gözlerim tutuşmadan ne kadar sev(me)diğimi. Hava kararıyor ve ben ilk defa bu denli iyi hissediyorum karardığımı Kara bulutlar, ayın gözlerini bağlamış, yıldızlar arkasında öpüyorlar ayı karanlıkta. Ve ben ilk defa bir yıldızın, ayı öptüğünü bu denli iyi görüyorum. Sırtüstü uzanmışım gözlerim tavana çakılmış ampülü izliyorum. Bir örümcek gibi duruyor akkor lambanın içindeki tungsten teli. Ve ben ilk defa bu denli kızgın görmiştim bir örümceği.. Çocukluğumda oynadığımız bütün oyunlarda ben hep pilot olurdum. Şimdi sen yokken yani ben yalnızken. yine aynı arkadaşlardan aldığım esrarla ciğerime dövme yaptım. Ve ben ilk defa bu denli iyi uçurduğunu hissettim bir tutam esrarın. Yeryüzünde herşeyimi anlatıp anlaşıldığımı en iyi anladığım insandın, fakat yanlış anlaşıldığımı. Ve ben ilk defa bu denli yandım anlaşılamamanın buhranıyla. Kimse böyle bırakılıp gidilemez diyordum. Daha önce kimse beni bırakıp gitmemişti. Hiç yalnız kalmamıştım. Bir fahişeye dert dökmek için para vermemiştim. Anlayacağın... Ben hiç bu denli yalnız hissetmemiştim kendimi! Şimdi gidebilirsin... Hoşçakal kadınım!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © okan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |