"Bana ev hikayesinden söz açmayın. Artık benim oraya gideceğim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Sorun gerçek ve doğru kavramlarının tanımlanmasında yatmaktadır. ‘Gerçek’, varlığın ta kendisidir. Şu an kullandığım bilgisayar ‘gerçek’ tir. ‘Gerçek’ aynı zamanda bir oluşu da tanımlar. Şu an yazı yazıyorum. ‘Doğru’ nun tanımı ‘gerçek’ ten daha basittir. Bir işin, oluşun, her insanın kendi özgün bakışıyla onaylamasıdır. Şu an yazıyorum. Aydınlara göre ‘doğru’. Yazdığım şeyler kimi aydınlara göre yanlış. Her ‘doğru’ birer ‘gerçek’ tir aslında. Ama bunu yanlış algılamamak gerekiyor. Her iki olgunun da tanımına bakıldığında her gerçeğin doğru olmadığı, buna karşın her doğrunun özünde bir gerçek barındırdığı görülecektir. Gerçekler iki ihtimali barındırırlar içlerinde. Bir şey ya vardır ya yoktur. Doğru ise zaten iki ihtimalden biridir. Bir iş ya doğrudur ya yanlıştır. Gerçek, insanlara göre değişmez. Sadece çarpıtılır. Milyarlarca insanın açlıktan boğuştuğunu bilmiyorlar mı küreselleşmeciler? Doğru ise değişkenliğin yarattığı bir olgudur. İnsanların açlıktan öldüklerini bile bile günümüzün küresel ekonomi doktrinlerinin doğru olduğunu savunabilirim. Bir gerçeği birden fazla insan görmeyebilir. Bir şeyin doğru olduğunun şu kocaman dünyada tek bir kişi iddia edebilir. İşte burada sorunun özüne geliyoruz. En doğru nedir? En doğru, gerçeklerle en çok örtüşen doğrudur. Eğer doğrunuz hiçbir gerçekle örtüşmüyorsa bir hiçten ibarettir. “Hiç su içilmemesidir doğru olan” diyemeyiz. Canlılar susuz yaşayamazlar. ( İddia sahibi de dahildir buna) Bizim birbirimizi eleştiremememizin ve yahut sık sık süslü ifadelere kapılmamızın nedeni doğru – gerçek ikilemini yaşamamızdır. Bundan daha ciddi bir sorun olamaz insan ilişkilerinde ve ya doğayı kavramaya yönelik atılan adımlarda. Gerçek olan , bu konudaki görece yanılgılarımızdır. Doğru olan tüm insanların böylesi yanılgılardan kurtulmak için çaba göstermesidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman Volkan Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |