Ölümden önce yaşam var mı? -Duvaryazısı |
|
||||||||||
|
Marmara taraflarından gelip de buradaki köy ahalisinin konuşmasını anlayabilmek zor zanaat. Hele ki zamanında okulun kapısından bile geçememiş belli yaşın üstündeki hanım teyzelerle konuşuyorsanız, aranızdaki sözde diyalog aslında onun size anlatıp durduğu ve sizin de arada yakalayabildiğiniz üç beş kelimeye karşılık “ha, evet, doğru” filan gibi dinlediğinizi belirten sözcükler sıraladığınız garip bir yarı monolog oluyor. Bunun bir nedeni sözcükleri yuvarlayarak biraz hızlıca konuşmaları bir nedeni de konuşurken sizin alışageldiğiniz birçok kelimenin yerine oranın diline özgü kelimeler kullanmaları. Neler mi? Örneğin, “bakmak” yerine “tanımak” “yemek yemek” yerine “ekmek yemek” “pantolon” ya da “pijama altı” yerine direkt “don” “giysi” yerine “sırt” “halı sermek” yerine “halı yazmak” “gezmek” yerine “gezelemek” “ödü kopmak” yerine “ödü sıtmak” “kayınvalide, kayınpeder”in adı yok, sadece “analık, babalık” (insanın eşinin ailesine de kendi ailesi kadar saygı duyması ve göstermesi gerektiği prensibiyle büyümüş biri olarak bu analık babalık sözleri bana çok soğuk geliyor, üstelik burada genelde her iki eşin de diğer tarafın ana babasıyla ilişkileri gerçekten çok mesafeli, dünür aileler birbirini adam yerine koymayı gereksiz buluyor) “dur”, “otur” gibi sözcükleri tek olarak kullanmıyorlar, sondaki “l” harfini biraz havada bırakarak, “dur ol”, “otur ol” diyorlar. Birinci tekil şahıs diye bir şey yok “gidip getireyim” demezler “gideen de getireen gari” derler, “e”leri aynen öyle hafif uzatarak. Sondaki m yerine n harfine de dikkatinizi çekerim. Çocuklar da rahattır, büyük tuvalet ihtiyacı duyan “anne tuvaletim var” filan demez, adlı adınca söyler (afedersiniz) “anne b.k yapıcam”. Bisküvi, çerez türü şeylerin adı da “kırıntı”. Ve hem en çok şaşırdığım, hem de en çok güldüğüm ifade “çocuk doğurmak” yerine kullandıkları “çocuk bulmak”. Buralarda evlendin mi durup oturmak yok gari, hemen bi çocuk bulacaan!!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Merve Yıldırım, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |