..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Doğru şeritte olsanız bile, olduğunuz yerde kalırsanız er geç ezilirsiniz. -Will Rogers
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Aşk ve Romantizm > Hüseyin Yıldız




9 Ocak 2005
Masal  
En sonunda aşk sustu...

Hüseyin Yıldız



:AIII:


   
Önce, gönlüme düştü Anka’nın tüyleri,
Sonra, Kaf dağının rüzgârları
Esti saçlarımda...

   
Göz yaşlarım yansıdı gülücüklerine...
Bembeyaz bir gecenin fukara tebessümleri
Emirler yağdırıyordu yıldızlara
Hükümdar merhametiyle...
Yer altı aşklarının vuslat varyantı
Muhtıra veriyordu
El değmedik ellerini açarak
Dil demedik dualar eden,
Akıl kulübemde yalvaran çelebiye...
Ben seni sevmezden önce...

   
Bir kaçak gibi kalbime göçüyordu bakışların!
Müzelere benzetiyordum onları,
Her zaman ıssız, her zaman sessiz
Ve her zaman paha biçilmez...

   
Gül demetleri atıyordum saçlarına
Kıpkızıl oluyordu onlar...
Damarlarıma benziyorlardı biraz...

   
Gözlerin, eski bir lügât okuyordu
Yüreğimden çıkartarak,
Ellerin hayalimdeki haritada geziyor
Parmakların düşlerimi fethediyordu...

   
Gözlerimden iki damla sızıyordu
İki damla arasında sen vardın.
Gözlerimden akıyordun, sırılsıklam...

   
Aslında ben, senden değil,
Sendeki benden şikâyetçiyim...
Artık, çekemiyorum güzelliğini
Geçinemiyorum günde bir tebessümle
Bakışların yetmiyor artık!
Ne istersen vereyim:

   
İşte! İki gözüm var,
İkisi de sana bakar.
İşte! İki elim var,
Ellerini tutacaklar.
Sadece, ama sadece bir aşkım var
O da ölüm ölene kadar...

   
Önce, pembe bir masal aktı ağzımdan,
Sonra, sevda perisi göründü gözlerime...
Cankurtaran kelimeler düştü dilime,
Acabalar, belkiler ve keşkeler...

   
‘Acaba seviyor mu ?’ lar
‘Belki seviyordur!’ lar
Ve ‘Keşke sevmeseydim’ ler...
Kararnameler çıkardı, gardiyan gönlüm,
Katliamlar yaptı, mütefekkir gözler.
Özgeçmişimi bir nefeste yok ettiler
Ben seni sevmezden önce...

   
Tahsilimi çöplüğe atılmış aşklarda yaptım
Mehtabın altında
Seni anlattım yıldızlara geceler boyu...
Atabeyi oldum kimsesiz sokakların
Tüm gün seni anlattım kaldırımlara...
Samanyolu muhabbetleri,
Cennet hikâyeleri
Özlenen bir duygunun son kademesiydi
Saçlarının kaybettiği aşkıma ait...

   
Göz yaşlarımın yazdığı mezuniyet tezini
Okudu karanlık
Ve sen girdin rüyalarıma...

   
Bir tek kitabım var: Gülnâme;
Aşk terimleri sözlüğü...
Bir çok dil benimsedi onu,
Öz annesinin saf sütü gibi...
Varsın olsun benim dillerim kâfi,
Biraz da diğerleri sevinsin.
Benim yazı dilim, Türkçe
Konuşma dilim, sensin...

   
Aslında ben, senden değil,
Sendeki benden şikâyetçiyim...
Artık, anamıyorum seni
Düşünemiyorum güzelliğini
Diyemiyorum, adını bile
Kekeliyorum aşkımı
Ve sık sık , susuyorum artık!

   
Ne istersen vereyim
İşte! İki dilim var,
İkisi de seni fısıldar.
İşte! İki gülüm var
Sana doğru açarlar
Sadece, ama sadece bir aşkım var
O da ölüm, ölene kadar...

   
Önce, evvel zaman içinde, dedi bir ses gaiplerden
Sonra, gökten üç elma düştü...
Tozlanmış bir çiçek dikildi
Tufan kokulu kaşlarıma...
Ecelin bir senediydi sanki...

   
Tütsülü dakikalarda kupkuru gözyaşları
Döküldü ellerime,
Eski yeminlerin taze dualara
Karıştığı yerde
Bayatlayan düşlerin yavan umutları
Masallara katık ettiği,
Ruhumun miras güzelliğe alıştığı yerde,
Ben seni sevmezden önce...

   
Hayallerimde hep gülistanda gezer,
Gül toplardık
Gülabdânı bir sen alırdın, bir ben
Birbirimize gül ikram ederdik
Gül suyundan, birden...
Ya gramofondan bir gülbank dinler,
Ya güldesteden birkaç mısra okurduk,
Aynı dilden.
Gülbeşeker yerken, güllaç yerken
Ya da gülzâra girerken
Hep gülerdik, güleç birer insandık...
Gülkurusu sana çok güzel yakışıyordu
Gözlerime gülden gülleler düşüyordu,
Sana bakarken...
Her gülüşümde bir gülnihâl dikiliyordu gönlüme
Bir gülendâm geliyordu yanıma
Gülmece hikâyeler anlatıyorduk birbirimize...
Ve sonra sen gidiyordun her düşümde
‘Güle güle’ diyordum ‘Güle güle’...

   
Aslında ben, senden değil,
Sendeki benden şikâyetçiyim...
Artık, gülemiyorum
Dudaklarım tutuklanmış,
Alaturka sesler aşkıma çarpıyor
Darağacında bir ceset ‘ben seninim’ diyor...

   
Kör bir günahtı sanki,
Hiçbir şeyi görmeden işlenen,
Sağır bir sevaptı sanki
Hiç kimseyi dinlemeyen
Sanki, her şey bir kabustu

   
Önce, gülücükler ve bakışlar
Sonra kelimeler ve sesler
En sonunda aşk sustu...

   
Artık, istesem de ölemiyorum.
Sana ne verebilirim ki ?!
—Sadece aşkımı...
Zaten, başkası kaldı mı ?



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk ve romantizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Melike
Bengi Bir Güzel
Islak Adımlar
Mektup
Geceyarısı Mısraları


Hüseyin Yıldız kimdir?

Olabildiğince çok yönlü; hemen herkesin okuyabileceği, anlayabileceği ve insanlara farklı bakış açıları kazandıran yazılar yazmaktan hoşlanırım. . benim yazdığım bir metin okunduktan sonra okuyanın zihninde bir iz bırakabilmelidir. . Esasında amacım da tam anlamıyla budur. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Yunus Emre, Ömer Hayyam, Baudelaure, Rimbaud, Nietszche, Mevlânâ, Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hüseyin Yıldız, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.