Mektubum sanırım fazla uzun oldu, çünkü daha kısa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal |
|
||||||||||
|
Davetsiz konuk muydun Ağlayıp sızlanmaya Anneni emmeye bir ninnilik mi gelmiştin Sana bir fincan acı kahvenin Kırk yıllık hatırı var denmedi mi oğlum Bana mı Hayata mı kahrettin küstün Hoşça kal deseydin Veda ederken sarılıp öpüşsek zor iş miydi Çok gücüme gitti küçüğüm İhanetin bir dev oldu içime Acımadın mı Can evime el attın Kalbimi söktün aldın Beni bir ruh bıraktın Gel gör eserin Böylesine çaresiz ve umutsuz ne yapacağım Nereden nasıl başlarım Anılarını nasıl hatırlarım Şaşkın kararsız kaldım Minik bir el uzanırsa onu nasıl yakalarım Tenin sıcaklığını avuçlarımın içinde duyacak mıyım Çarşı Pazar dolaşsak Balonları oyuncakları şekerleri kime alacağım Uçurtmaları gökyüzüne sensiz mi salacağım Bir anda elimden kurtulsan Tökezleyip düşsen bir yerin çizilse Burnun kanasa içim cız etmez miydi Duyarsız mı kalmıştım Bak bu kardeşin Mavi önlüklü beyaz yakalı çocuk Gri pantolon giymiş bekliyor Onu okula götüreceğim Öğretmenine teslim ederken Eti senin kemiği benim sözü vereceğim Ya sen İçimde bir ukte Hevesimi kursağımda bıraktın Düşünürüm… Gece yarılara bölünürken Kapı önlerinde ne pineklerim Neyi merak eder Kimi beklerim Sigaram bitse başım nasıl döner Bir çırpıda bakkaldan al gel diye Kime yalvaracağım Afakanlarım kalkarken Babalık taslamak istemez miyim Sigara içtin mi Bira da mı var Okulu niye astın kız peşinde misin Derslerin hep kırık Mazeretlerin olmaz mı Şimdi kimin yakasından tutup Hesap soracağım Kimin burnundan fitil fitil geleceğim İyice haşlayacağım Kimin anasından başlayacağım Bu yörüğü Kavgasız küfürsüz bıraktın Hırsım tez geçer bilir misin Pişman olurum Günahını aldık çocuğun diye Keşkelerimi sıralar Özür dilemenin yollarını aramaz mıydım Beni mahcup bıraktın Mahcup bıraktın küçüğüm Hani derler ya bazen Ana yüreği dayanmaz Kıskanırım… o cümleyi çok kıskanırım Taş mıdır ulan Kaya mıdır baba yüreği Seni beraber yaratmadık mı Acılarda sevinçlerde kucaklaşmadık mı Böbürlenip övündükleri nedir ki Şunun… şurası… Alt tarafı bir doğum sanısı İmreneceğim ha Ulan milyon kere doğurmak mı O acıları sancıları tatmak katlanmak İşte bebeğim Canımdan can Kanımdan kan Kalbimi sana takayım Eriteyim bir potada İliklerimin ta içine akıtayım Her hücremde yangınlar duymak isterken Neden kutupların ayazında donuyor titriyorum Buzullar içinde beni ateşsiz bıraktın Yaralı kurtlar mı… vurulur İçimde keskin acılar çırpınır Ulum ulum uluyorum Kime duyurum Ne derim erken battın güneşim Geleceğimi kararttın Gittiğin yere geleyim Ölümden öte bir köy var mı Yok deme sakın Yok deme küçüğüm Beni o köyde bıraktın Mehmet DOĞAN (Yörük Ozan)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yörük Ozan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |