Ben bir dünya yurttaşıyım. -Sokrates |
|
||||||||||
|
Bir gün ofis de arkadaşlarla bir yandan işlerle ilgilenirken bir yandan da ordan burdan laflıyoruz... Bir taraftan da kulağımız radyo açık, yerel frekansın da. Arkadaşımızdan biri birden dikkat kesildi, radyodan yapılan acele aranan kan anonsunu dinlemeye başladı...Aradığı fırsatı yakalamış olmanın verdiği mutlu bir edayla bize döndü; -Ben kan vermeye gideceğim, deyiverdi... -Ben de vermek isterim.:) -Ayy!...Hemen izin alıp hastahaneye gidelim, bu fırsatı kaçırmak istemiyorum... İkimiz de heyecanlanmıştık. Diğer arkadaşları tebessümle bizleri izliyorlardı. İki arkadaş hemen idareden izin aldık. Sevgili Müdürümüz, kan vermeye gitmek için izin istediğimi görünce dönüp uzun uzun bana baktı, küçük bir tebessüm yayıldı yüzüne... -Sen mi kan vereceksin?... Sen de kan mı var ki, neyi vereceksin?..))) Müdür haklıydı... Çok zayıftım. Farkında değildim ama biraz da kansızlık vardı sanırım.))) Ben, yine de kendimden emindim. -Belli olmaz. Hele bir hastahaneye gidelim de or da belli olur verip veremeyeceğim. Gitmeden bilemem ki... Müdürümüz sadece hafifçe tebessüm etti. -Hadi gidin de gelin bakalım.))) Biz diğer arkadaşlarımızın da teşvik ve temennileriyle hastahanenin yolunu tuttuk. İki arkadaş konuşa konuşa hastahneye geldik ve kan verme bölümüne girdik. Görevlilere radyo da duyduğumuz kan onunsu için geldiğimizi belirttik. İkimizden de tetkik için önce kan örnekleri aldılar. -Öncelikle kan verip veremeyeceğinize bakmamız lazım. O nedenle kan sayımınızı ölçmemiz gerekiyor. Arkadaşımın kan vermesin de bir sakınca görülmediğinden hemen gerekli kan alma işlemine başlamışlardı. Sedyelerden birine uzanmış, koluna kan serumunu takmışlar, ha bire küçük kan torbasına kan doluyordu. Ben kan veremiyordum. Neden olarak da; "Kan sayımımın düşük olması, kan vermeye kalktığım takdirde hayatımın tehlikeye düşebileceği" idi... Yanıma yaklaşan laborant kız bana hitaben; -Ama sakın bu sizi korkutmasın, yani kanınız ancak size yetebilecek kadar...Sizden kan almaya kalkarsak size zararı olabilir... Kendince bana açıklama yapmaya çalıştı... Ben kan veremeyeceğime gerçekten de üzülmüştüm...Halbuki ne kadar çok kan vermeyi istiyordum...Ben veremesem de en azından arkadaşımın kan verebiliyor olması da beni sevindirmişrti. Arkadaşım hala kan veriyordu... Hasta sahibi bana yaklaşarak büyük bir minnet ve sevinçle teşekkür ediyordu. Hasta sahibi sıradan, yoksul, ürkek ve çaresiz biri... Konuşurken çekiniyor...Gözlerin de, ümit ve mutluğun ışığı vardı... Bize duyduğu minneti anlattırken, ne yapabileceğini soruyordu... -Bir şey yapmanıza gerek yok, biz üzerimize düşen görevi yapıyoruz... -Bu iyiliğinizin karşılığıne istersiniz?... Size yemek ısmarlamak istiyorum, kabul ederseniz... Ben ne söyleyeceğimi şaşırmıştım. Bir hasta sahibine bir arkadaşıma baktım...Arkadaşım hala daha kan veriyordu... Neredeyse bitmek üzereydi kan verme işlemi... Arkadaşım da ben de kesinlikle kanımızı satmak düşüncesiyle kan vermek için gelmemiştik...Aklımızdan dahi geçmemişti...Bu adam ne diyordu böyle?...Allah'ın bize bahşettiği kanı biz bir avuç paraya mı satacaktık?... Çok şaşırmıştım...Hasta sahibine döndüm; -Kusura bakmayın ama biz para için kan vermeye gelmedik, anlamadım ne parası bu?.. Arkadaşımı da tanırım, para alacağını sanmıyorum... -Kusura bakmayın, sizden önce birisi geldi... " Bu kadar para verirseniz kan veririm, yoksa vermeyeceğim" dedi... Bizden çok fazla para istedi... Biz de yoksul olduğumuzu, o kadar çok miktarı vermemizin imkansız olduğunu söyleyince vermeden çekip gitti... -Biz öyle bir şey yapamayız. Arkadaşım da kesinlikle kabul etmez. -Sizin bu yaptığını başkası yapmadı. Her gelen bir karşılık istedi. Allah razı olsun sizden!... Nihayet arkadaşım kalkmış ve oturmuştu. Biraz kendine gelmeye çalıştı. Kendini toparlayınca yine konuşarak ofise döndük. Hasta sahibinin teklifinden bahsediyordum. Tahmin ettiğim gibi arkadaşım da hemen itiraz etmiş ve kesinlikle öyle bir şeyin olmasının mükün olamayacağını söylüyordu... Yol da şakalaşıp gülüşüyorduk... -Arkadaşlara şaka yapalım mı, ne dersin? Ofistekiler heyecanla bizi bekliyorlardı. -Ne yaptınız, kan verebildiniz mi? Ben kanımın yetersizliği nedeniyle kan veremediğimi, ama arkadaşımızın verdiğini ve hasta sahibinin çok sevindiğini; başka vericilerin önce para pazarlığına girdiğini ve karşılık bulamayınca vermekten vaz geçip gitmiş olduklarını anlattık. -Evet yaaa!...Bir görseniz, çok da ihtiyaçlı, yoksul biriydi...Çok sevindiler...Bizden önce birileri gitmiş ama karşılığın da çok para istemişler, olmayınca da vermeden çekip gitmişler... Bize de ne istediğimizi sordular. Para istemediğimizi söyleyince çok duygulandılar..En azından bir yemek parası olsun teklif ediler, ama biz onu da kabul etmedik... -Ayy!..Canım, yazık ya!...İyi yapmışsınız... Arkadaşlarımızdan biri sağlıkçıydı. Hemen yiyecek bir şeyler verdi bize... -Aman dikkat edin... Alın yiyin,gücünüzü toplayın... O gün hepimiz için çok güzel bir anı olmuştu..Harika bir gündü... Kimbilir belki de, bir torba kanla bir hayatın kurtuluşuna yardımcı olmuştuk... Bazen hiç düşünmeden yaptığımız küçük bir yardım girişimi, karşılıksız uzatabildiğimiz ellerimiz nice canların kurtulmasına, yaralı ve çaresiz yüreklere umut tohumlarının serpilmesine, hayata büyük bir şevk ve inançla sarılmalara vesile olmaktadır... 29.06.2005
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Selcan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |