..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi sabırlı ve yürektendir, sevgi kıskanç ve övüngen değildir. -İncil
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > dilruba eren




4 Ağustos 2005
Hayali Bahçe...  
bir bahçesi olsaydı anısını mahveden insanlardan iz olmasaydı. keşke bir bahçesi olsaydı!

dilruba eren


hayatını geçirdiği insanların ikiyüzlü olduğunu duyduğu an bir bahçeden başka ne isterdi ki? gerçekten ne isterdik ki başka? o insanların olmamasını mı??


:BCJA:
Bahçede dolanmak istiyordu. Kimsenin olmadığı bir dağ evinin, izlediği sinemalarda gördüğü o göle bakmasını ve yaprakların hışırtısını izlemek istiyordu; gözleri kapalı ve rüzgarı teninde hissederken. O göle bakıp bir sahne seçme özgürlüğüne sahip olup o sahneyi yaşamak istiyordu. Kendi hayatının sahnelerinde oynadığı tüm roller sıkmıştı onu çünkü. Üstelik deneme çekimleri bile yoktu ve aniden gelişen olaylarda doğduğundan beri büyüttüğü tüm güvenleri yıkan insanlarla karşılaşıyordu. Doğup büyüdüğü her hatırayı sahteleştiren insanlarla geçirdiği hayatına buruk yüreğiyle bakarken geçmişine duyduğu saygıyı yitiriyordu. Yaşadığı olaylar onu daha da özgür kılarken özgürlüğün getirdiği sorumlulukların altından tek başına nasıl kalkacağını bilmemenin yorgunluğunu yaşıyordu. Şimdi çalışma odasında oturmuş geçmişte yaşadığı olaylara duyduğu sevgiyi yok etmeye çalışıyordu. Oysa bahçesi olsun isterdi. Bir köşesine çiçekler ekebileceği ve sonbaharda solan çiçeklerle hayatın anlamının kalıcılık olmadığını anlamasını kolaylaştıracak, değişimi her an vurgulayacak bir bahçesinin olmasını isterdi. Gözlerini kapadığında yalnızca kendisinin olduğu, hiçbir anının bozmadığı, hiçbir insanın görmediği bir bahçesinin olmasını isterdi. Hayal kurmasını yasaklayan insanlara olan saygısını yitirdiği zamanlarda sığındığının hayalleri olmamasını öyle çok isterdi ki ve ağlayabilmeyi hiç olmazsa! Oysa yoktu işte. Hiçbir şeyi yoktu elinde. Ne bir bahçesi vardı, ne de ağlayabilecek gözyaşı. Hepsini onlara duyduğu güvenle birlikte alıp gitmişti hayatı boyunca güvendiği insanlar. Hiçbirini affetmeyecekti. En azından şimdilik affetmeyecekti. Şu anda o kadar merhametli olamıyordu çünkü. Hayatını adadığı insanların ona yaptığı ikiyüzlülüğü affedecek kadar kendini kaybetmemişti. Oysa o insanlara hep güvenmek isterdi ve o insanlar için bir şeyler yapmak isterdi. Yoktular artık onun için. Keşke gerçek yüzlerini gösterseydiler zamanında yada hiç olmasalardı dedirttiler. Hayatının ilk büyük keşkesi idi bu. Keşke ikiyüzlü olmasaydı çocukluğu. Ve her anında hayatını onlar için geçirmeyi düşündüğü insanlara toz kondurmamalık yapmasaydı. Ve keşke kanmasaydı insanlara, her şeyini bu kadar iyi bilen insanlara karşı o da ikiyüzlü olsaydı. Keşkelerin sonu keşke çabuk gelseydi! Hayatını almasaydı ilk büyük keşkesi! Ama artık yalnızdı işte. Hayatını adadığı insanların gerçek yüzünü görmüştü ve anlamıştı ne demekti yalnızlık. Anlamıştı kendisine ait bir bahçeye sahip olmamanın hüznünü. Keşke sadece ona ait olan, ona hayatı anlatan bir bahçesi olsaydı.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: keşke keşkelerin sonu gelseydi....
Gönderen: Orkun Levent BOYA / Ankara/Türkiye
17 Eylül 2005
Üzerinde,-özellikle noktalalma işaretleri açısından- çalışıldığında çok daha güzel olabilecek bir yazıydı... Tebrikler...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Numara Var Bu İşte!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ölüm Kentinde Kahvaltı [Şiir]
Gecenin Çocuğuna [Şiir]
Bu Senin Dansın [Şiir]
Aslında Aşk Hiç Olmadı [Şiir]
Bitenler İçin [Şiir]


dilruba eren kimdir?

tüketim çılgınlarına inat üretmeye çalışıyorum. hayatı seviyorum çünkü herşeye inat yaşıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
ömer hayyam, amin maalouf, dan brown, george orwell


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © dilruba eren, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.