"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote |
|
||||||||||
|
-Bu kurşun nereye gidiyor böyle! -Bilmem. Oraya ateş etmedin mi? -Hayır. Şuraya nişan almıştım. Hatta bu senin kararındı. -Farketmez oraya saplansın. -İyi de oradan da sapıyor! -Gerçekten öyle, ama yine de farketmez. En kötü ihtimalle, büyük bir daire çizer; bize döner. Hani belki burnu yamuktur ya! -Hahhahaha! -Hahhahaha! * * * Bu sefer hiçbir sorun yaşamadan yola çıkmıştı. Hatta ilerlemişti de epey. Ama unuttuğu bu yolun artık kullanılmadığı, karla kaplı ilerlenemez olduğu. Kısaca, o andan itibaren yol olmadığıydı. Yolluktan çıkmasının en büyük nedenlerinden bir diğeri de, sürtünme katsayısı bakımından yoksulluğuydu. Neyse. O, bunu bilmeden yol alıyor -araştırmalı, soruşturmalıydı-. Geri dönemeyecek de. Ardında kar fırtınaları başladı; önündeyse başlamak üzere. Sağ ve sol cenahı, geçit vermeyen uçurumlarla kuşatılmış. O, bunun farkında değil. Neyse. O, yol alıyor. * * * -Sence bu kurşunu takip edersek, ölümden kurtulur muyuz? -Hayır yoluna çıkarsak, ancak ölürüz. -Bir şeyi unutuyoruz galiba. -Neyi? -Erimi tükenmek üzere. -Buna ne sebep oluyor böyle! Kurşununun, defalarca üzerinden geçilerek, kuytuda terkedilmiş çaresiz bir bakire gibi acı çektiğine, şahit olmak ister misin? -Asla! * * * Geç de olsa, yola çıkmak konusunda kuşkular duymaya başladı. Ne var ki yolda. Bu kadar aceleyle karar alıp, hem de böyle çırılçıplak, çıkmamalıydı. Üşümesi gerekiyor. Üşüyor da. Isınamayacak. Bu, dünyanın sıcaklığını 20'C derece artırarak, buzulların tamamını ergitmekten farksız. Zira, etrafında içinde bulunduğu vadinin, süratle ve keserek akan ırmağı ile soğuk, kaygan kayalardan başka, kendisi var. Kendisini yaksa dahi ısınamaz. Kaldı ki, yanıcı veya yakıcı maddesi de yok! Tek parça halinde göğeren kayalıklar -uçurumların nesnesi-; yine yekpare su -baş döndürücü bir hızla geri dönüşsüz akıntı, eğim cabası-. En kabası kendisi gene. Bunu az sonra anlayacak. Muhtemelen ölüme yakın kavrayacak. Neyse ki günün ilk dakikaları. Belki güneş çıkar, bir nebze rahatlatır. * * * -Ben neden oraya ateş et demiştin sana, hatırlıyor musun? -Sanırım uzak olduğu için? -Evet...uzaktı...o yüzden. Yani ne kadar yol alır, onu merak ediyordum. -Bunun için oraya ateş etmem gereksizdi. -Elbette nereye gittiği mühim değil. Ne kadar süreyle havada kaldığı önemli. Yeter ki bizi vurmasın. -Tabancam hakkında böyle konuşamazsın! O, bana babamın hatırası. Bizi vuracağını hiç sanmıyorum! -Olsun. Kurşunu ben icat ettim. Tek hatayla: Hedefine varmıyor. Lakin bu durum bize gizlenmiş gerçeği gösteriyor.Onu nişana gitmesi için değil, fakat uzun süre yol alsın diye icat etmiş bulunuyorum. Buysa asıl amacımız olduğu anlamına geliyor. Hem illa gerekirse, hedefi vuranı da geliştirilir. Sapmalı, şaşırtan, gafil avlayan, öldürmeyip süründüren, bilumum işlerimi gören, hayatımızın bekasını sağlayan...her türlüsü! -Bazen çok konuşuyorsun. -Ancak, kafa karıştırıyorum. Karambol. Vakit kazanıyorum böylelikle.Erk! * * * İlerliyor hızını kesmeden dik yamaçlara. Umursamıyormuşcasına. Beyni hiçbir şey almıyor. Bir ara duraksıyor. Yorulduğundan değil. Nerede olduğunu merak ettiği için. Nerede olacağını yahut olup olmayacağını merak etmeden. İşte bu yontulmamış aldırış etme edasıyla, sırt çantasından yol haritasını ve bölge kitabını çıkartıyor. Bulunduğu yol ve bölge hakkında, bilmesi şart ilk gerçeği sanırım öğreniyor. Nihayet. Yolun ve bölgenin, harita ve kitapla, kesinlikle alkası yok! Neyse. O artık yolda!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © osman özkan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |