..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçek bir sevgide diğer insanın iyiliğini istersin. Romantik sevgide diğer insanı istersin. -Margaret Anderson
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Başkaldırı > GÜRKAL GENÇAY




5 Haziran 2006
Kesik Elli Emine  
Öykünün Kaynağı : AYDAN ÖRTÜLÜ

GÜRKAL GENÇAY



:AIBJ:
derin kuyuların sessizliğiyle,
yarım kalmış türküler
ve bir acı söylence bırakıp geride
tanık oldu Şehr-i Manisa;
bir yoksul köy hikayesine.
ve gözyaşlarını uçurdu Niobe
ışığını mum ateşlerinde saklayan bulutlara,
hoyrat,
geceyarısı sağırlığıyla,
sessiz ağıtların yağmurlarıyla kondu Kybele;
Kırkağaç’a, Akhisar’a, Soma’ya.
*
nice sancılara gebelenmiş zamanın dışında,
yıldız aydınlığında düşler konan sofraya
musallattı yokluk,
musallattı oğula, geline
ve karasabanın
bıçak suretiyle buluştuğu tarla
ne ilaca yetiyordu
ne de aşa-ekmeğe.
*
mevsimler yağdı Spil’in üstünden,
ağaçların özü saklandı çekirdeklerin içine
ve aşk saçtı
yoksulluğa dönüşümünden,
kışkırtan bir bahar aktı damarlardan,
sorular geçti buz yanığı yaşamın alazından;
neden bu kardelen ölümü,
bu kırlangıç göçleri de ne?
bu kanayan zaman,
bu çocukluk anıları,
bölünen uykusu annenin?
yeter miydi sarı kızın ağıtlı sütü çeyize,
fırfırlı eteğe,
yün yatağa,
beşibirliğe?
*
ipekliye, atlasa, kadifeye,
yalnızca gözleri dokundu kızların
ellerinin yerine
ve ışığın parlamasıyla
dansa başlayan satene.
bir büyük telaşla yapıldı
patiskanın, ketenin, amerikanın.
kurşun yarası acısıyla,
kökboyası vurdu çevrelerin yüzüne.
ve naylon ip düştü
floş yerine kanaviçelere.
*
yaşlılıklarına taşıyacakları anıydı,
gelinlik kızların “çeyiz bakması”...
dışarda cıvıl cıvıl bir hayat,
ve yitik gelinlerin öyküsü
belki de hiç hatırlanmayacaktı.
güneş gelmiş dayanmıştı üstlerine,
fısıldamıştı
dağda anemonlar kavruk acılarını,
ve gülüşlerine
hüzün düşürüyordu boy aynaları.
*
evli kadınların imecesiyle,
ve imdada yetişen bohçacı Rukiye’yle
“çeyiz toplamaya” uyandı köy
birikirken takvim yaprakları
bin dokuz yüz kırk yedi’ye.
*
Emine;
köyün en genç gelini,
öksüz şarkıların nihavent dinletisi;
doğurgan sevgisini gezdiriyordu yüreğiyle.
o da evlenmişti bir kimliksiz fırtınada
yorgun çeyiz imecesiyle.
fırsattı bu aşina düşmana,
halden bilmeze,
söz anlamaza;
bu kurşuni direniş,
bu karşı çıkış
boş sandık enkazına.
ve yürüdü kudurmuş hiçliğin içinden
minnet borcunu ödemeye,
yürüdü evine iki göz oda
güvercin ürkekliğiyle Emine.
*
önce;
dede yadigarı el yazmasını
indirdi duvardan.
gülüşü çarptı çerçevenin eskiyen boyasına,
ve gölgeler geçti
tozlu, beyaz camlardan.
“ey misafir!
kıl namazı,
kıble bu caniptedir.
işte leğen, işte ibrik,
işte peşkir; iptedir...”
*
masa örtüsü, yatak örtüsü,
ve süpürge örtüsü
birer birer çıktı naftalinli yalnızlığından.
biraz zahire,
gül desenli gaz lambası,
açlığı sorgulayan genç ömür türküsü,
ve buz ışığı bir kömür ütüsü
aktı çiçekli entariye
kınalı parmaklarından.
*
bir serçe telaşıyla,
nazlı nazlı uçup gitti Emine.
ve bir tutam sevgi sıcaklığıyla
yamalı bohçasına sardığı yarım elmayı
sabah güneşiyle sundu gelin evine.
*
demez miydi eskiler,
ve koynunda bir kutsal kitap gibi
taşıdığı sözler;
“paylaştıkça büyütürsün mutluluğu”
ve o da anlatmalıydı kocasına
sürgülenmiş kapıları aşan İshak kuşunu.
uçurduğu kuşların takılarak peşine
koşarcasına evine döndü Emine.
*
zaman öğlendi;
bir kurşun zehirinde biriken,
ve ardaların gölgesinde gizlenen.
ve oğul kaybetmiş annelerin
ağıtındaydı zaman.
toprak işçisiydi kocası Emine’nin,
güçlü-kuvvetli / karayağız bir adam.
*
ispirto ocağının
bir dipsiz boşlukta ışıyan ateşinde
kaynadı tarhana,
ağır ağır tıkırdadı kurufasulye,
yarılan ekmeğin buğusunda
kayboldu kaşığın tabakla buluşma sesi.
iyi aşçıydı Emine,
uzak çağlardan gelmiş
kan-ter içinde bir kısrak,
canı dişinde halayık,
sesinin yankılandığı zamanlarda fısıltı,
ve iyi avrattı Emine.
*
kocası,
bir yandan yedi yemeğini,
bir yandan Emine’nin çocuksu sevinciyle
anlattıklarını dinledi.
anlaşılmaz bir suskunluk
yürüdü dev adımlarla,
ateşe kesmiş dağların kuşatılmış burcuna.
*


şimdi yoksul odadaki bir sağır sessizlikti.
gizlemediği öfkesiyle kalktı sofradan;
bahçede kanat yaralı kuşlar
çiçeğe zorluyordu kan güllerini.
bir azgın boğa soluğu
süzüldü bıyıklarından.
*
kapı ardındaki baltayı kaptı hışımla.
ve bileğinden tutarak
Emine’nin zayıf bedenini;
bir çuval gibi sürdü bayıra.
gözyaşlarıyla ezildi toprak,
yağmur koktu çayır çimen.
yıkıldı birer birer ardından
geçtiği her sokak,
ve kendini anlatırken bir çiçeğe
biten bir rüyada açtı son yaprak.
*
ateşle dans eden kelebekler,
üzüm şehrinin sıcağında yitmişti.
..yoktu artık kaybettiği düşlerin kenti.
bağrında çöreklenen yumruk acısı,
ve nedamet,
ve yarım kalan
kelebek yumuşaklığındaki tınıların şiiri.
..ve anlamıştı ki;
Emine, kendini ihbar etmişti.
*
bir dere kenarında durdular.
zeytinler maviye çatılanıyordu.
ve infaza,
ve diyete.
kaç çobanın yalnızlığını örten sızısı,
sevincinin bittiği yerde başlıyordu.
“-hangi elinle verdin çeyizi!..”
diye gürledi kocası.
ve sağ eline nişangah oldu
bir ağacın omçası.
..oysa,günün en çok bu saatlerini seviyordu...
*
bir çığ koptu güneşten,
bir çift kumru karıştı
üç cemre ürküsüne.
maviyi bir ıslık sesiyle
parçalayarak indi balta,
kütüğün üzerinde titreyen serçe yüreğine.
kulağı sağır eden kan çağıltısıyla,
yere düşen eline baktı Emine.
*
acıyla karnında sakladı kollarını,
çığlığı yankılandı Hasanyaran tepesinde.
ve suçüstü yakalanmışçasına yakardı:
“-birini kestin, ötekini kesme!..”
*
elinin kınası artık görünmüyordu.
keklik kanadına emanet
bakırın rengi,
hayalindeki renklerin kıyısına vuruyordu.
ve önünde diz çöktüğü söğüdün gölgesi,
bir türkü rüzgarıyla
avucunda salınıyordu.
“değirmen başında vurdular beni
kilimli çarşafa oğul,
sardılar beni.
vurma zalım vurma
nar danesiyem
anamın-babamın oğul,
bir danesiyem...”
*
bir kelepçe yangısıyla,
çöktü kocası diğer bileğine.
bu eller değil miydi
yoksulluğunu deşifre eden,
ve saldıran mahremiyetine.
ve bir daha kalktı balta...
ve yağmalandı düşleri,
bu üzüm kentinin bağbozumunda.
çeliğin ışıltısı, çığlığıyla buluştu
ormancı artığı bir kütüğün yarasında.
Kızılçam’dan, Karaçam’a
bir acı ıssızlık çöktü bütün ağaçlara.
yarım kaldı karacaların yunması,
çiçekler yabancılaştı renklerine
ve son kez baktı ellerine,
hıçkırık libasında bir duman
sızdı ciğerine;
..gözlerini kapadı Emine.
*
başındaki yazmaya kefenledi ellerini
burnundan soluyan kocası.
ve attı derenin çağlayan sularına.
parçalandı suda köpük,
havada bulut bıçaklandı.
bir soluk alımında,
çınladı kırların ve göklerin feryadı.
tütün,
tuz,
kül,
acının izdüşümlerini dağladı,
saçları savruldu rüzgarda Emine’nin;
tırnağında kalmıştı eskiyen kınası...
*
Simav, Bakırçay, Eynes, Gördevs,
bir fukara destanı taşıdılar Gediz’e.
türbede Yedi Kızlar
kucak açtılar gelinlere
ve “Kesik Elli Emine” söylencelerine.
*
artık karanlığı yutan parmakları olmayacaktı.
ve uzanan dost eli bir daha tutamayacaktı.
avuçlarından su içiremeyecekti kuzulara,
bir daha yüzük takamayacaktı,
saksıda kuruyacaktı menekşe,
ardından el salladığı trenler,
sac ekmeği,
el falı,
ve parmaklarının keşfettiği
bütün ülkeler,
bir daha olmayacaktı.
*
artık, bir yangın artığı küldü.
ve boyun eğmişti yoksulluğuna,
kimsesizliğe,
ve boyun eğmişti bu anlamsız yenilgiye.
son defa baktı ellerini alan dereye.
ve sessiz bir kahkaha ile güldü Emine.
*
..güldü Emine...
artık, boş bir anı defterinin arasında
kurumaya terkedilmiş gül’dü Emine...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın başkaldırı kümesinde bulunan diğer yazıları...
İntihar Çiçeği
Yanılgı
Aysaclu
Presbit
Kırk Mum
Adı Güzel
Namus İşçisi
Yakışır Sana
Gazel
On Yedi Ağustos İki Bin Dört Salı

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ayyüzlü


GÜRKAL GENÇAY kimdir?

1960 İSTANBUL DOĞUMLUYUM. ANNEM T. SANAT MÜZİĞİ YORUMCUSU AYDAN ÖRTÜLÜ, BABAM EVRENSEL GAZETESİ YAZARI ve GERÇEK SANAT YAYINLARININ SAHİBİ GÜNGÖR GENÇAY’DIR. * SEVGİLİYE GİZLİ MEKTUPLAR – 1996 Örtülü Sanat Yayınları * YARINLARI TÜKETMEK DÜNDEN – 1999 Örtülü Sanat Yayınları * KÖPEĞİNİZİ TANIYOR MUSUNUZ? – 2000 Erk Gurup Prod. VE * KÖPEKLERLE YAŞAMANIN 12 KOLAY YOLU – 2000 Erk Gurup Prod. ADINDA DÖRT KİTABIM MEVCUTTUR. ÖNÜMÜZDEKİ İKİ YIL İÇİNDE YAYIMLAMAYI DÜŞÜNDÜĞÜM ÜÇ KİTABIM ÜZERİNDE ÇALIŞMAKTAYIM. ÇEŞİTLİ GAZETE VE DERGİLERDE UZUN YILLAR YAZI YAZDIM. ERDEM YAYINLARI – YAPI KREDİ YAYINLARI VB. GİBİ BİRÇOK CİDDİ KURULUŞUN ÇIKARDIKLARI EDEBİYATÇILAR ANSİKLOPEDİLERİNDE İSMİM (biyografim) YER ALDI. 1996 YILINDA İSTANBUL’DA (bir yıllık) RADYO PROGRAMCILIĞI DENEYİMİM OLDU. KESK’E BAĞLI BİRLEŞİK TAŞIMACILIK ÇALIŞANLARI (BTS) SENDİKASININ ÜYESİYİM. VE BUNA KOŞUT, PİR SULTAN ABDAL K. DERNEĞİ – BEDENSEL ENGELLİLER DERNEĞİ – HABİTAT İZLEME GURUBU – BAĞIMSIZ HAYVAN PLATFORMU VB. GİBİ BİRÇOK DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTÜ İÇİNDE AKTİVİST OLARAK YER ALDIM. 22 YILLIK DEVLET MEMURUYUM. ATATÜRK HAVA LİMANINDA ÇALIŞMAKTAYIM. EMEKLİLİĞİMDEN SONRA “DEMOKRATİK TOPLUM PARTİSİ” NDE SİYASET YAPMAYI DÜŞÜNÜYORUM.

Etkilendiği Yazarlar:
Ahmed Arif - C.Bukowski - F.Nietzsche - B.Shaw


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © GÜRKAL GENÇAY, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.