..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Özgürlük sevdası insanın başkalarına duyduğu sevgidir; güç sevdası insanın kendine duyduğu sevgidir. -Hazlitt
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Ebru Boran




19 Aralık 2006
İnsanlar Arasında  
Ebru Boran
İstemeyerek de olsa doktorun odasına girdiğinde “Neden buradayım?” sorusu vardı hâlâ aklında.


:BADE:
İstemeyerek de olsa doktorun odasına girdiğinde “Neden buradayım?” sorusu vardı hâlâ aklında. Yıllardan beri süregelip üst üste biriken dertlerine bir çırpıda çare mi bulacaktı sanki? Sırf ailesinin içi rahat etsin, huzur bulsunlar diye gelmişti buraya. Belki de ileride “Ben elimden geleni yaptım.” deyip onları susturmak için. Kendi de bilmiyordu doğrusunu.
Hemen kaçıp gidecekmiş gibi yerleşti masanın önündeki koltuğa Doktora bakmaktansa odayı incelemeyi tercih etti. Her ne kadar huzur vermek amacıyla dizayn edilmiş olsa da genç kadını daha çok boğuyordu odadaki hava. Hayattan alacağı bir şey kalmadığını fark edip, zoraki yaşama bir son vermeleri gerektiğini düşünen kaç hasta gelip geçmişti bu odadan ve şu an oturduğu deri koltuktan. Her biri sıkıntılarının birer parçasını hediye ederek ayrılmıştı sanki. Yeni hastayı ve onun dertlerini de aralarına katmaya can atarcasına karşıladılar genç kadını. “Ben sizden biri değilim, olmayacağım.” dedi kadın içinden.
Bu sırada doktor, tanışma merasiminin sona ermesini bekliyor ve önemli bir iş yaparmış havalarında önündeki evraklara bir şeyler kaydediyordu.
******
O kağıtları karalaman boşuna. Senin yazdığından çok daha fazlası sinmiş zaten bu odanın duvarlarına. İşte orda, köşede; kocası tarafından aldatılan iki çocuklu zavallı bir kadın. Ne diye gelip, hayatına yabancı bu insana derdini anlatıyor, kendini acındırıyorsun? Zaten kocan seni aşağılamış yeterince; bunu su yüzüne çıkarıp ikinci kez niye yerin dibine geçiyorsun? Git kendine bir boşanma avukatı bul.
Hele sevgilisi terk etti diye artık yaşayamayacağını düşünerek bir kutu hap yutan lise öğrencisine ne demeli? Ulan memlekette erkek mi kalmadı? Yıllar sonra seni hizmetçi gibi kullanacak, gerektiğinde dayak yiyeceğin o herif için mi yapıyorsun bunları? Sen o zaman da sıkıştın mı çareyi doktorda ararsın. Ya da yıllar önce deneyip de işe yaramayan haplarda… Hani belki bu sefer sana yardımcı olurlar!
En ilginci de Mukaddes Abla. Fişte takılı unuturum korkusuyla gittiği her yere, elinde kadim dostu ütüyle giden… Ah be ablacım, sen evdeki bütün ütüleri at daha iyi.
Nermin Teyze gülüyorsun ama sana ne demeli? Evin kirlenecek diye yıllar yılı kimseyi sokmadın evine. Yalnız kaldın; benim durumuma düştün sen de…
Ben … Belki benim hikayem de eklenmeli onların arasına. Ama benim bir hikayem yok ki! Ben sadece çok yalnızım. Caddelerde öylesine, başıboş geziniyorum bazen. Bir nebze olsun yalnızlıktan uzaklaşırım, tanıdık bir yüz görürüm diye saatlerce bir aşağı bir yukarı dolanıyorum. Kendimden bir parça arıyorum o yabancı insanların yüzlerinde. Hepsi fotokopi kağıdı gibi birbirinin aynı ve benden çok farklı.
Her defasında “Bu sefer olacak, bu sefer bulacağım” diye şehrin dört bir yanını dolanıp her defasında mecburen yalnızlığıma dönüyorum.
Ailem aklıma geliyor bazen. En azından onlarda benden bir şeyler bulabileceğimi ümit ediyorum. Her birini teker teker inceliyorum akşam yemeği boyunca. Ne güzel bir aile diye geçiriyorum içimden. Kendime geldiğimde, bu insanlar da kim, diye kalakalıyorum ortada. Her biri öylesine yabancı, yüzleri öylesine uzak ki! Ne işim var benim orda?
Bazen bir arkadaş ortamında izliyorum benden tamamen uzak olan kendimi. Öyle çok arkadaşı var ki. Hepsi seviyor görünüyorlar, galiba değer de veriyorlar. Gülüş, cümbüş, eğlence… Sonra sesler uzaklaşıyor yavaş yavaş; yüzler siliniyor. Kendimle onlar arasında bir bağ arıyorum, bulamıyorum. İşte yine yalnızım.
Doktorun muayenehanesindeki hastalar, daha doğrusu oranın gerçek sahipleri konuşmaya başlıyor yine. Hep bir ağızdan kendi hikayelerini anlatmaya çalışıyorlar. “Bana ne?” diyorum. “Ben sizden değilim ki.” Hepsi susuyor aniden, bu sefer doktor konuşmaya başlıyor.
Beş çayına geldiğimi zannedercesine “hoş geldiniz, nasılsınız?” faslına giriyor. İlk defa doktorun yüzüne bakıyorum. Taksim Meydanındaki simitçi amcadan daha yabancı bana.
Kaçabilmek için o odada saatler harcayabileceğim soru geliyor pat diye.
“Problemlerinizi bana rahatça anlatabilirsiniz.”
Odasına bir esir daha katabilmiş olmanın sevinciyle gözleri ışıldıyor.
Benim problemim yok ki. Ben sadece çok yalnızım.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayattaki Gizem [Şiir]
Büyük Çocuk [Şiir]
Bir Damla Gözyaşı [Şiir]
Suçlu Kim? [Şiir]
Kazanan ve Kaybeden [Şiir]
Geriye Sarım [Şiir]
Adlandırılmamış Yalanlar [Şiir]
Mutluluğun Anahtarı [Deneme]


Ebru Boran kimdir?

Bugüne kadar yaşadığım duygusal çalkantıları şiirlere dışa vurarak bunları diğer şiir dostlarıyla paylaşmak isteyen, herkes gibi bir insan. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Orhan Veli, Peyami Safa, Agatha Christie, Cezmi Ersöz


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Ebru Boran, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.