..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Anılar > canan




15 Nisan 2007
Neşeli Ben  
canan
Arabamızı gölü yukarıdan görebileceğimiz bir yerde park etmiştik. Yürüyüşümüzden sonra bir süre hiç konuşmadan arabada gölü izledik. İlhan İrem ve göl manzarası iyi gider diye düşünmüş Arda’cığım.


:BJHF:
Penceremden içeriye önce güneşin altın sarısı ışıkları sızıyor, yarım saat sonra lambayı yakmamı gerektirecek kadar hava kararıyordu. Hafif yağmur yağıyor ve hava tekrar açıyordu. Benimde bir içim sıkılıyor, bir aydınlanıveriyor enerjiyle doluyordu. Fakat bu durum beni huzursuz etmiş, yormuştu. Yalnızdım, bir insanın nefesine, bana hayattan taze nefes aldıracak birine ihtiyacım vardı. Yine havanın karardığı dakikalarda daha fazla yalnız kalmamam gerektiğini, bu günümün de ömür kadar değerli olduğunu ve günümü huzurlu geçirmek istediğimi düşünüp Arda’yı aradım.
     Biraz işi olduğunu, müsait olursa beni arayacağını söyledi. İşte tam da bu noktada daha da bir içim sıkıldı. Güneşin benimle oynaması yetmiyormuş gibi birde beklemek girmişti işin içine. Kitap okudum, oyalandım biraz. Artık daha fazla dayanamayacak kıvama geldiğimde aradım Arda’yı. Telefonu kapalıydı. Beşer dakikalık aralarda tekrar tekrar aradım. Yok umudu kesmeli, belki uyumak için bir şeyler yapmalıydım. Ancak uyuyarak resetlenebiliyordum. En sonunda “sana ulaşamıyorum, buluşmayacaksak başka bir işimi halletmeliyim” diye mesaj attım. Attığım mesajın hemen ardından onun beni sürekli aradığına ve ulaşamadığına dair bir mesaj aldım. Hatlarda bir sorun vardı sanırım, ona ulaşamayışımda bundan kaynaklanıyordu. Bir dakika daha durur muyum. Hemen aradım. Vakit kaybetmemek için taksiye atlayıp Sabancı Kız Yurdunun önüne gitmemi söyledi. O da bulunduğu yerden oraya gelecekmiş. En kolay giyilebilecek giysilerimi giydim, her zamanki hafif kokumu sürdüm, makyaj yapmakla uğraşmadım azıcık ruj sürüp fırladım dışarıya. Artık düşünmekten yorulmuştum. Düşünmek yerine yolu, etraftaki dükkanları izleye izleye gittim buluşacağımız yere. Benden önce gelmiş arabada bekliyordu. Bu güzeldi, bir dakika daha beklemeye tahammülüm kalmamıştı. Sabırlı biri olmama rağmen huzursuz geçirdiğim zamanlarım oluyordu. Kendime kızmıyordum böyle olduğum anlar için. Acıdan geçmiş zamanlarım vardı. Her insan gibi güzel ve mutlu günlerim oluyordu. Ama yalnızlığımı tek başıma kaldıramayacağım bir günümdeydim.
     Arda’nın her zamanki sakin ve gülümseyen yüzünü gördükten sonra biraz rahatladım. Gideceğimiz yerin seçimini bana bırakmamış olması, dahası Ankara’da gidilebilecek en güzel yeri seçmiş olması beni biraz daha rahatlattı. Gölbaşına gidiyorduk. Tamamen gevşeyip neşeli ben olmama az kalmıştı.
     Gölün kenarında yürüdük bir süre, beni neşeli neşeli anlattığı okul anılarıyla, fıkralarla güldürüyordu. Saatlerce konuşsa da bıkmazdım o atmosferde. Yumuşacık sesi, akıcı bir dili vardı. Neyi nasıl anlatacağını çok iyi biliyordu. Üşüyen ellerimi ısıtıyor, gözümün önüne gelen saçlarımı düzeltiyor, omzundan düşen çantamı tutuyor, beni şımartmak için elinden geleni yapıyordu.
Arabamızı gölü yukarıdan görebileceğimiz bir yerde park etmiştik. Yürüyüşümüzden sonra bir süre hiç konuşmadan arabada gölü izledik. İlhan İrem ve göl manzarası iyi gider diye düşünmüş Arda’cığım. İlhan İrem’in kadife sesi, gölün hafif rüzgarlı havası ve Arda’nın ılık nefesi beni hiç olmadığım kadar huzurlu biri yapmıştı. Allah’a olan inancım daha da bir arttı o anda. İyiki de Adem’den sonra Havva’yı da yaratmıştı, iyiki kadın ve erkek birbirlerini bu kadar iyi dengeleyebilecek yapıda yaratılmıştı, ve iyiki de Arda vardı hayatımda, yanıbaşımda, ellerimin arasında.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anılar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dünyama Hoşgeldin Bebeğim
İçime Hoşgeldin Bebeğim
Kısıtlı Zamanlar


canan kimdir?

devlet memuru ama eşiği aşmak isteyen yazar adayı. basamakları zar zor çıkmaya çalışıyorum işte.

Etkilendiği Yazarlar:
yaşar kemal, peyami safa, reşat nuri güntekin, necip fazıl kısakürek, murathan mungan, oğuz atay, goethe, tolstoy,


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © canan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.