..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hata! Klavye bağlı değil. Devam etmek için F11'e basın...
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Gökhan Güldemir




16 Nisan 2007
Seni Sevmek  
Seni sevmeyi anlatabilmek mi zor anlayabilmek mi?

Gökhan Güldemir


Seni sevmek bazen; masmavi bir gökyüzünde nereden çıktığı bilinmeyen, anlaşılmayan bir gökkuşağı. Mordan sonra mıydı sarı, ya da gökkuşağında pembe var mıydı?


:BECH:
Tahterevallide tek başına olmak, seni beklemek.
Labirentte bulunmayı beklemek bir peynir gibi, aramanı beklemek.
Ve salıncakta sallanmak gibi, gittikçe hızlanarak
ve sonunda salıncaktan düşmek, okyanusun en derinlerine ,
balıklarına yem olmak.
Balık olmak, yakalanmak balıkçıya. Ölmek ve meze olmak rakı sofrasına. Rakıyı yudumladıkça sen olmak, sen oldukça senden ayrılmak. Uzak varlığını, yakın yokluğunu hissetmek.
Hisseder gibi olmak ılık akşam rüzgarını tenimde… Nefesin gibi olmasa da,
Olmasan da burada benimle salıncakta. Ya da Salacakta…
Sen olmaya çalışmak gittikçe, sen gibi bana zarar vermek kendimden habersiz, sevgimi kontrol edememek, kontrolümü kaybetmek, kaybetmek benliğimi. Severken sevildiğimi düşünürken, seni düşünmek, bir salıncakta baş başa konuşmadan sallanmak. Salına salına oyalanmak zamanın içinde, seninle olmak, zaman geçmiş ya da geçecekmiş umursamamak
Yeter ki seninle olmak.
Seninle olunca seni yitirmekten korkmak, seni sevmek.
Sonsuza dek sadece gözlerine bakmayı dilemek Tanrı’dan. Karşılıksız sevmek seni, ama delice karşılık beklemek.
Delirmek.
Aşktan, sevilmemekten, senden, sensizlikten delirmek.
Delinmek kalpten, gerilmek zaman zaman. Sığmamak duvarlara, duvarların içine, bazen dışına sığamamak.
Bulutlara küfretmek, kasvetli olsa da hava, güneşin yukarıda ışıdığını bilmek, güneşe dokunamayacağını bilmek seni sevmek.
Seni uzaktan sevmek; bir bakışınla ayları devirmek. Bulutların üzerinden, aşağıda bulutlara küfredenlere bakmak. Güneşe biraz daha yaklaşmak.
Uyanmak birden, başkasını sevdiğini düşünmek, ölmek. Soramamak “biri var mı?” diye. Tanımadığın ve tanımadığım, belki de olmayan birilerinin ölmesini dilemek, şimdiye kadar bir karıncayı incitmeyen tüm iyi niyetimle.
Keşke bu kadar güzel olmasan demek, kimse seni sevmese, bir tek ben beğensem seni demek. Yapamamak tüm bunları, acımak, kendime acımak, içi acımak. En derinden, delik kalbimden kanlar akmak içime dışıma, elime yüzüme bulaştırmak.
Yıkıp dökmek istemek engelleri, engel olmak kendime. “Neden?” demek aralıksızca, her akla gelene. Neden olmak kendi ölümüme; sensizliğe razı olmak.
Binlerce anlamsız kelime yazmak işte böyle ve seni sevmeyi anlatamamak kendime bile.
Anlayamamak, yine de sensizliğe razı olmak Kaybolmak kelimelerde sarhoş gibi .
Labirentten çıkmaya çalışmamak. Bırakmak kendimi sensizliğin tüm acılarına ve labirentte peynir olmak. Bulunmayı beklemek, bulunduğumda afiyetle yenileceğimi bilmek .
Yenilmek tüm acılara, sensizliğe, sana yenilmek. Mutlu olmak yenilsem de.
Bilmek kimseyi böyle sevemeyeceğimi, bilmek başkasının seni böyle sevemeyeceğini, bilmek ve mutlu olmak, bilmek ve kaybolmak yokluğunda , yavaş yavaş yok olmak.
Ne olduğunu bilememek sensizliğin, senliliğin.
İşte böyle sonsuza dek beklemek. Camın kenarına bırakılan ekmekleri yemek bir kuş gibi, en kenarında durmak camın aşağı düşmekten korkmamak. Ve düşmek, kanatlarımı açmamak, bile bile öleceğimi, kendimi senin bana açılmış aşksız kollarına bırakmak, çakılmak yere.
Seni sevmek; İşte böyle…

Seni sevmek bazen; masmavi bir gökyüzünde nereden çıktığı bilinmeyen, anlaşılmayan bir gökkuşağı. Mordan sonra mıydı sarı, ya da gökkuşağında pembe var mıydı?



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Akrep Yelkovan Kadar Hızlıdır Sana İnat.
Aslında Tamamı Bir Oyun Yaşadıklarımızın...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yine "Son Defa" [Şiir]
İstedim Ki. [Şiir]
Ne Farkeder? [Şiir]
Gül Açımı Ezgiler [Şiir]
Sende Hiç [Şiir]
Çiçek Tozları [Şiir]
Kaybettim [Şiir]
Saydam [Şiir]
Kuş Uçuşu Sevilmeler [Şiir]


Gökhan Güldemir kimdir?

doğdum, büyüdüm, yaşlanıyorum. korkacak bir şey yok sanırım ilk günden beri ölüyorum


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Gökhan Güldemir, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.