..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Şiir, seçmek ve gizlemek sanatıdır. -Chateaubriand
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Mehmet Cem UYSAL




22 Kasım 2007
Son Kadeh  
Mehmet Cem UYSAL
"Öyküm tüm yol insanlarına. Çünkü bu yazı bir yoldan geçmeyen çok insan için, hak ettiğinin tam tersine oldukça yüzeysel kalır." derken Mehmet Cem UYSAL, tam anlayamamıştık, ağırdı sözler. Okuyunca... Çok kaliteli bir yapıt "Son Kadeh".


:BBHF:
Otobüsten indi. Siyah siyah taşlardan oluşan yüksekli alçaklı yola basmasıyla otobüsün gidiş sesini duydu ve sonraki sessizlik zaten tuhaf olan ruh halini daha da vahim bir noktaya getirmeye başladı. Başlarda sessizliğin ne kadar da güzel olduğunu düşünürken şimdi onu kafasında fırtınalar kopartmakla suçluyordu. Ortalık bu denli sessiz olduğundan aklını ayak seslerine veriyor, birkaç adımda bir bastığı yükseltiyi değiştirerek siyah taşların farklı farklı sesler çıkarmasını sağlıyordu. Değişen her ses düşüncelerini yoğunlaştığı yerden koparıverip farklı bir sahneye götürüyordu. Nitekim sahneler hep aynı bütünün birer parçası olmaktan öteye geçemiyordu.
Uzun zamandır tatmamıştı ayrılığı. Hayatı onu olabilecek en erken zamanda öyle bir incitmişti ki ayrılık nedir kimse onun kadar iyi bilemezdi. Henüz ilkokul üçüncü sınıfa giderken annesi gelip de “Akşam geldiğinde beni göremeyeceksin oğlum.” dediğinde çok da bir şey anlayamayan o küçük çocuk daha sonra bu cümleye anlam kazandıracak çok deneyim kazanmıştı. Öyle ki görenler o küçücük bedenden bu kadar gözyaşının nasıl olup da çıktığını anlayamayarak ansızın derin bir acıma duygusuna bürünüyorlar, gözyaşlarını tutamıyorlardı. Şimdi bu yolda yürürken geçen her birkaç saniye hayatının koca bir bölümünün gözlerinin önünden akıp geçmesine sebep oluyordu. O kadar çok yanmıştı ki canı, öyle çok ağlamıştı ki daha o küçücük bedendeyken, bugün büyüdüğü için şanslı saymak istiyordu kendini. Bugün annesine vedalarında içi parçalanmıyor değildi belki ama gözyaşlarına sahip çıkabiliyor ve o çocukça beyaz bakan gözlerinden uzaklaşmış halde hayata hak ettiği derecede siyah bakabiliyordu. Her seferinde istemsizce hayata karşı bir intikam yemini ediyor ve o ayrılıkları kendinden koparıp atmak için durmadan kendisiyle konuşuyordu. Hatırlıyordu da bebekliğiyle başlayan burun tutma huyu o günlerde annesinden bir parça kalsın diye gözlük camına annesinin burnunu değdirme huyuna dönüşmüştü. Evet, ayrılırken bunu yapar ve bir de “Kaç gün sonra görüşeceğiz anne?” diyerek hıçkırıklar içinde derin bir matematiksel hesaba koyulurdu. Atmış ile doksan gün arasında bir cevabı olurdu bu sorunun en az. Bu da hıçkırıklar içinde ağlayışına daha da derin bir boyut katardı. Şimdi hafif hafif gülümsüyordu. “Gözlük camlarıma annemin burnunu değdirip gözlüğümü hiç temizlememek hı?” diye iç geçirdi. Ayrılıkların hepsi birdi. Farklı olsa da olaylar, ayrılıklar birdi. Verdikleri acının boyutu farklı olsa da miktarı hep birdi. İntikam yeminini hatırlıyor ve canının yanmasına sebep oluyordu.
Büyüdüm diye kendini şanslı sayarken, mutluluğu buldum; tuttum yeminimi derken bir kez daha sarsılmıştı bugün. Canı yine acıyordu. Bu kez de bağlı olduğu birinden kopmak hak etmediği derin acıların, yaraların üzerine tuz gibi gelmişti. İki olayı birbiriyle sıkı sıkı bağdaştırıyor, her ikisinden sürekli bir diğerini çıkartıyor ve çektiği eşsiz acıyla gücünü kaybediyor, gözleri kararıyordu. Biraz da onu inciten iki gün arasında uçurumlar kadar fark olabilmesi oluyordu. Daha öncesini hatırlıyordu bugünkü her yaralayıcı olayın karşılığında. Anılarını… Bu da onun daha da bitkinleşmesine sebep olup sendelemesine yol açıyordu.
Gözleri önünde ağlarken, annesi güçlü durmaya çalışıp o daha uzaklaşmaya başladığı an ciddi bir şekilde ağlardı. Bugünse çok sevdiği biri yüzünden ağlarken o çok sevdiği biri defol diye bağırmıştı. Sonra olduğu yerde durup şöyle derin bir nefes aldı, titredi ve tekrar yürümeye çalıştı. Şüphesiz ki kimse hiçbir şeyi hak etmemişti. Hangisinin sorumlusu kimdi ki sitem edilebilsin? Yaşanmıştı, yaşanmıştı ve sonucunda ortada var olan tek şey yine başka bir yolda hatırlanacak acı anılar olmuştu. İntikam yemini etmedi. Az daha yürüyüp evine girdi.

Mehmet Cem UYSAL



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşk İnsanı Üşütür Mü?
Bir Anımı Aradım Sensiz Geçen
Yaprak

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Hayal Zaten Silivri [Deneme]
Biz... [Deneme]


Mehmet Cem UYSAL kimdir?

Mehmet Cem UYSAL: Bilkent Üniversitesi Küresel Ve Uluslararası İlişkiler bölümü öğrencisi. 26. 06. 1990 doğumlu.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Cem UYSAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.