Paranız varsa toprak alın. Artık üretmiyorlar. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
“ İyi akşamlar sayın izleyiciler; yaşamı birlikte yaşamaya hoşgeldiniz İlk olarak Başkentte dün akşam meydana gelen bir haberi almak üzere Ankara temsilcimiz Adil Yazan'a bağlanıyoruz... “ İyi günler Adil; beni duyabiliyor musun? “ “ Evet Demir Erkan, seni duyabiliyorum. “ “ Orada neler oluyor? Daha doğrusu ne oldu? Anlatır mısın lütfen? “ “ Soğuk bir Ankara akşamüstünden iyi akşamlar Demir Erkan; Dün sabah olanları biliyorsun. Kısaca özetleyecek olursak... Adamın, birlikte yaşadığı kadı-nın ağza alınmayacak kösnül küfürlerinin sonucunda çarptığı gardırop kapısının vidasının ye-rinden çıkmasından sonra başlayan olaylar zinciri, öğlen saatlerinde kadının sehpayı salonun ortasına fırlatmasıyla doruğa tırmanmaya başlamış; durum adam tarafından kadının ablasına aktarılarak, kardeşi hakkında acil önlem talep ettiği zaman, ablasının kardeşiyle konuşmak için ısrarcı olduğu sırada kadın öldürmek kastıyla adamın kafasına kristal kül tablasını fırlatması-nın ardından bu vahim durum adam tarafından polise ve ambulansa intikal etmişti. Fakat, ge-len ambulans görevlileri, polis geciktiği için hiçbir şey yapamadan maalesef gitmek zorunda kal-mışlardı.. Onların gidişinden sonraysa, kadının babası telefonla aramış ve kızına " Adamın ve Adamın akrabalarının hiçbir şey yapamayacağını ve adam toplayıp orayı başlarına yıkacağını; Ankara'-yı Onlara dar edeceğini " söylüyordu ki, Adam, yaşanan o gerilimli anların etkisiyle ve kadının babasını sözlerini duyunca, telefonu kadının elinden kaptığı gibi “ Siz ne demek istiyorsunuz? “ gibilerinden hesap sorar tarzda konuşunca; kadının babası hiç çekinmeden Adamı tehdit edi-verdi. Fakat Adam, bilemiyordu tabi yaşadığı sinir bozukluğunun hiçbir şey olmayacağını ve o an olaylardan daha ağırını gün geceye kanatlanırken yaşayacağını... Neyse, haberimize devam edecek olursak; Bu olaylardan sonra Adamı sinir buhranlarıyla koca evde bırakarak ablasının oğlu ile bir-likte ablasına gitmişti kadın. Gidişinin ardından önce koca ev, kısa bir süre sonra da Adam, sü-kunu bulmuştu. Hatta o kadar ki, Adam sırf bu sükunet ve ruh dinginliği bozulmasın diye kadı-nın gelmesini hiç mi hiç istemiyordu. O kadar sükun doluydu ki Adam, akşamın ilerleyen saatle-rinde nargile keyfi yapmaya başlamıştı camın önünde. Fakat, sanki bir el, bu ruh dinginliğini bozmaya karar vermişti. Ve o korkunç anda fazla uzak değildi sanki... Nitekim, saat 22: 10 sularında kapının anahtar yuvasındaki tıkırtının ardından zıplamıştı yerinden panikten çok huzursuzlukla. Zıplamıştı yerinden, lakin ne yapacağını bilen birinin ka-rarlılığı vardı üzerinde; aynı zamanda da olabileceklerin kaygısı. Vardı da bu kaygı; o an için bambaşka bir yerden geleceğini bilemiyordu tabi Adam ve de vahim sonuçlara yol açabileceği-ni biraz sonraki ısrarının.... Ne mi olmuştu? Eve gelmişti kadın o saatte ve ısrarlı kapı çalışlarına ve kapıyı açtırma ça-balarına yanıt vermemişti Adam. Kadınsa, en iyi bildiği ucuz yola, daha önce de birçok kereler yaptığı, saparak, hemen tehditler arasında kapıyı yumruklamaya başlamıştı. O an için Adamın aklından geçen kadının yeğeninin, ki Adam, Onu kapıda bekliyor sanıyordu, kapıya dayanarak işin çığından çıkabileceğiydi. Lakin Adam, buna da hazırlıklıydı ya da daha basiti, kadının poli-si arayıp, ekibi sevkettireceğiydi, daha önce bu yolu da denemişti de, Adam buna da hazırlıklıy-dı; yanıtını çok önceden tasarlamıştı... İşte içeride Adam bu durumlara kendini hazırlamışken, beklenmedik bir şey olmuş; kadın hiç beklenmedik ve daha önce denemediği bir yola başvurarak, kapı açılmayınca durmadan A-dama her türlü rahatsızlığı veren üst kattaki daireye çıkmıştı... Bir süre sonra Adam, camın ö-nünde sıkıntıyla karışık huzur içinde, fakat sıkıntıdan çok huzur ve kararlılık dolu bir halde nargilesini tüttürürken, telefon çalmıştı. Telefona bakınca da, üst kattaki dairenin numarasını görerek, açmaktan vazgeçmişti geçmesine ya... içinde bir sıkıntı oluşmuştu gizliden gizliye bu ko-nuda. Bu arada telefon da durmadan çalıyordu. Derken, içindekini daha fazla susturamayan a-dam, telefonu açınca üst kattaki bayanın sesiyle karşılaşmıştı. Bozuk bir ses tonuyla konuşmaya başlayan üst kattaki bayan, kadını eve alması konusunda Adama baskı uygulamış; bunun işe yaramayacağını anlayınca da, alt kültürsüzlüğünün getirdiği yola başvurup, tehdit etmeye başlamıştı Onu. Bunu yaparken de, hakaret etmeyi ihmal etmemiş-ti. Adamın geri adım atmadığını görünce de " Kaplıcasıyla ünlü yerden fedai getireceğini ve o gece Adamın kapısının kırılarak, camının çerçevesinin ineceğini! " tehditler eşliğinde söylemişti. Bir süre sonra, kadın, bu kadınla birlikte, Adamın kapısına dayanmış ve olaylar büyümesin diye ve büyük bir aymazlıkla kadını eve almıştı Adam. O gece ve bugün Adam için oldukça sıkıntılı ve uğradığı bu korkunç ihanetin pençesinde ge-çerken, Adam için bir turnusol kağıdı görevini de görerek; uzun zamandır içindeki kuşkuları da açıkça ortaya koymuştu. Artık yanılmıyordu; birlikte yaşadığı kadının üst kattakilerle bir ilişki-si vardı; bambaşka bir ilişki... Yoksa neden, sadece iki yıl önce tanışılmış bir komşu olmasına karşın, üst kattaki kadın, işi bu kadar ileri boyuta taşısındı ki? Belki de, bu ilişki çok uzun za-mandır vardı ve Adam da bazı şeyleri gizleyen bir paravandı... işi bitince, tıpkı babası gibi, orta-dan kaldırılacak bir paravan. Ve o gece Adam, ağır bir gerçeği de öğrenmişti; üst kattaki kadına o tehditleri korkutmak amaçlı olarak beraber yaşadığı kadının söylettiği. İşte bu ağırdı Onun i-çin; hem de taşıyamayacağı kadar ağır! Haddizatında, Adamın beraber kadın, durmadan o evin kendisinin olduğunu savlamaktay-dı. Ve o evi ele geçirmek için, Adam öldürmek dahil, hiçbir şeyden kaçmayacağını da dün ak-şamki davranışıyla açıkça ortaya koymuştu.... Demir Erkan... “ “ Teşekkürler Adil Yazan. Daha sonra sana yeniden bağlanacağız. Kolay gelsin... “ O. NURİ UÇMANOV Ankara ... Ocak 08
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © O. Nuri Uçmanov, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |