"Bana ev hikayesinden söz açmayın. Artık benim oraya gideceğim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Bizim mahallemiz vardı hep beraber top oynadığımz, Sokaklarında ip atladığımız, Bizim mahallemiz vardı aynı bakkalından dondurma,kağıt helva yediğimiz, Büyüklerimiz vardı bize kol kanat geren,dosta şefkatli düşmana keskin kılıç, Aynı kaldırımlarda yürüyüp ,ıslak kaldırımlarının aynı soğuğunu yaşadığımız,yazları kuru sıcağı paylaştığımız, aynı tastan su içip, aynı kaptan yemek yediğimiz, Bayramlarda hep tek yürek önce camiye gidip,sonra büyükleri dolaştığımız bi mahallemiz vardı bizim…. Hastasına yekvücut destekçi olduğumuz, Sokakta bir düşkünü gördüğümüzde ,yüreğimizin burkulduğu insanların olduğu bi mahallemiz vardı bizim.. Dini bir,devleti bir,cumhuriyeti bir,dili bir,bir,bir.. Nereden olduğumuzun,rengimizin ne olduğunun,ne kadar paramız olduğunun hiç önemi yoktu… Bizim mahallemizde adam gibi adamlar yaşardı… Sonra ne oldu.neden oldu.fitne neydi. Bu ayrılığın sebebi neydi.hiç anlayamadık. Ama bizi birbirimizden ayırdılar… Kalleşçe,haince,acımadan bizi bize vurdurdular.. En yakın dostumuzu üç kuruş menfaat uğruna satar olduk.. Yıllar yılı dost bellediğimiz nice komşuları şucu,bucu diye anmaya başladık.. İçten içe garezlendik,hırslandık,bu vatanın sahibi ben olabilirim o değil .. Sistemi ben savunurum sen değil .. Vatanı ben seviyorum sen değil.. Bayrak benimdir senin değil…… Karıncayı incitmekten haya eden bizler,..kıl, tüy şekillerinden dolayı birbirimizi doğrar olduk.. Nede güzel böldüler bizi… Kendilerine ne kadar da çok yandaş buldu vampirler.. Meğer ne kadar çok zayıf yanımız varmış.. Meğer bizi bizden çok daha iyi biliyorlarmış.. Şimdi onlar sırt sırta vermiş halimize gülüyorlar ey dostlar… Ne acı… Bizdeki üç kuruş menfaat yardakçıları ne kadar da şişirdiler ceplerini Fil dişi kulelerinden ne de keyifle seyrediyorlar şimdi bu acı tabloyu..… Ben bu mahalleyi sevmedim dostlar… Benden bir parça ama bana bi o kadar yabancı bu mahalle.. Varsın kabadayı olsun varsın dövsün beni,sövsün bana ama benim satılmamış büyüğüm olsun.. Varsın evime iki ekmeği zor götüreyim ama helal yoldan olsun.. Varsın karşımdaki düşman kuvvetli olsun. Yeterki benim yüreğim mahallemin yüreği olsun. Yeter ki sevenimden darbe almayayım. Bak nasıl başa çıkıyorum hepsiyle.. Heyhat..bu mümkün değil mi ..öyle mi diyorsunuz dostlar.. O zaman bana müsade, heybemi hazırlayıp yola çıkmam lazım….. Nisan-08
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © tarik taşralı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |