..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Hayranlığı o dereceye vardı ki; yere düştü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun)
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler > nalan gök




4 Haziran 2008
Yakın Tarihim Kayıp - Hükümsüz Değildir  
nalan gök
Atatürk, tırışkadan sebeplerle mi Mareşal oldu?


:BEJC:
Bir kaç gün önce, bir arkadaşımla sohbet ederken laf döndü dolaştı okula ve derslere geldi.Arkadaşım kendince bir tespitte bulunarak bizim hep yaşadığımız iç acımızı dillendirdi.Yakın tarihimizi bilmediğini ve televizyondaki dizilerden öğrendiğini belirtti.Konuyla ilgili fikrimi sorunca da tam "bir dokun bin ah işit" durumu söz konusu oldu.Hani öğretmenler sazı eline alınca bir daha bırakmazlar , çeneleri düşer derler ya, aynen öyle...

Defalarca, öğretmenler odalarında meslektaşlarımla tartıştım bu konuyu.Hatta sene sonu raporlarının içine ekledim, tarih derslerinin içine yakın tarihimizi anlatan üniteler eklensin diye.Ancak tırnağımız yer tutmuyor ne yazık ki.

Tarih bilimi geçmişi anlatır, tam olarak konusu;geçmiş zamanda yaşayan insan topluluklarının her türlü faaliyetidir şeklinde tanımlanır.

Öyleyse; bizim okullarımızda neden tarih dersleri cumhuriyetin kuruluşu ile biter,İnkılap Tarihi dersleri de Devrim'lerle...

Koskoca tarih, kitapların içine sığarken özellikle 1930'dan sonrasının kitaplarımıza dahil edilmeyişinin altındaki sebepler kişilere göre değişebilir mi, bilmem.Ancak bana bu durum adilane gelmiyor.Her cumhuriyet çocuğunun ve gencinin yakın tarihi bilmeye hakkı var.Dahası ayaklarının yere basması için bilmelidir de...

Şimdiki gençler televizyon kanallarından birinde, bir aşkın arkasında yer alan 35 yıl öncesinin yaşananlarını izliyorlar.Sonuçta, bu bir film ve ekrandakiler senaristin, yönetmenin ve yapımcının görüş açısından görünenler.İyimser bir öngörüyle tarafsız olduğuna inanalım.Ama ya değilse?....

Fizik kanunudur; her boşluk illaki dolar.Okullarımızdaki eğitim-öğretim içinde yakın tarihimiz boş ve bu bilgi açlığı tarafsız olarak doldurulmazsa, işte böyle birileri çıkar filmle ve vb. şeylerle doldurur.Filmlerin, kitapların, romanların tarihi sevdirerek anlattığını öğrettiğini tecrübelerimden biliyorum.Ancak hiç zeminin olmadığı yerde sağlam bir bina inşa edilemez.O zemini de en iyi okullardaki öğretim programları hazırlar.Kanımca planlı programlı bir şekilde öğrencilerimize yakın tarihimiz de öğretilmeli diye düşünüyorum.

Ancak tüm bilimler de olduğu gibi mutlaka ve mutlaka tarafsız olunmalıdır.Hani ünlü düşünürün dediği gibi " tarihi, tarihte yaşamamışlar tarafından tarihte gerçekleşmediği şekilde öğreniyoruz."
Yoksa yakın tarihi, yakın tarih olmaktan çıktıktan sonra, yaşayan kimse kalmayınca kafamıza göre şekillendirerek mi anlatacağız?Ya da işimize geldiği gibi...

Çok genç bir tarihçi arkadaşımla sohbet ederken söz bu kez Atatürk'ün mareşallik ünvanı almasına geldi, dayandı.Atatürk'ün tırışkadan sebeplerle mareşallik ünvanı aldığını oysa, Fevzi Çakmak Paşa'nın hakkıyla mareşal olduğunu söylediğinde; olsaydı küçük dilimi yutacaktım.(Neyse ki yok.)Arkadaşıma; "mareşal olabilmek için meydan savaşı yapmak gerekmiyor mu?"dediğimde, onayladı.Fevzi Çakmak Paşa'nın hangi meydan savaşını yönettiğini sorduğumda ise cevap yoktu.

Konuyla ilgili daha çok yazmayıp asıl yorumu dimağlanırınıza bırakıyorum.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kan Kırmızı Gelincikler
Aşk Bir Büyü Mü?
Hüzün Demi
Berfinime
Çeşm İ Cihan
Her Ölüm, Erken Ölümdür
Bebeğime
Tepe Kirazım - Amasya Elmam - Annem
Cevabını Bilen Beri Gelsin
"Kızların Tatlı Zamanı ""

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Berfin'im [Şiir]
Adım Mayıs [Şiir]
Aşk Mevsimi [Şiir]
Meraklı Kelebek [Şiir]
Müsemma [Şiir]
Alışveriş [Şiir]
İntizar [Şiir]
Düşümde Sen [Şiir]
Kahramanıma [Şiir]
Aşka Davet [Şiir]


nalan gök kimdir?

Yazar değilim. Keşke. . . Sadece duygularımı paylaşmak istiyorum

Etkilendiği Yazarlar:
Doğan güneş, açan çiçek, yağan ya da yağmayan yağmur, yapraklarda ki çiğ tanesi, bir gülün kokusu,bir bebeğin dokunuşu,sıcak bir ekmeğin buğusu, akan suyun şırıltısı....


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © nalan gök, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.