..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Başkaldırı > Akın




18 Ağustos 2008
Çarpık İlişkiler (1 - 8 Arası Bölüm)  
Akın


:BJFB:
Tolga ve Ali iki samimi arkadaşlardı. İkisi de farklı illerden farklı köylerden üniversite okumak için çıkmışlardı. Kader ikisini de aynı üniversitede buluşturmuştu. ilk tanıştıklarında aynı yurtta kalıyorlardı. Arkadaşlıkları ikinci sene beraber tuttukları evde daha da kuvvetlenmişti.

Tolga daha çok gününü yaşayan, modern dünyaya ayak uydurmaya çalışan biri, Ali ise ona nazaran daha çok din le içli dışlı idi. Ama bu şekilde fikir ayrılıkları olmasına rağmen arkadaşıkları hiçbir zaman zarar görmüyor aksine daha da güçlü bir bağla bağlanıyorlardı birbirlerine. Bir keresinde..

Tolga- Ya Ali, şu biryere girip çıkarken selamun aleyküm demiyor musun; anlamıyorum, "merhaba" desene, hem daha sıcak, artık insanlar selamun aleyküm deme ile dine bağlı olup olmadıklarına karar verir oldular. Hem merhaba da arapça kökenli bir kelime sonra merhaba demek günah mı?

Ali- Tabii ki değil ama; ikisi aynı şeyi anlatmaz. Hem kimisi selamün aleyküm der. Kimisi merhaba. Neyse ben din konularını tartışmaya karşıyım arkadaşım. Müsadenle namazımı kılayım.

Tolga- Tabii ki müsaade senin, Allah kabul etsin.

Tolga oturduğu koltuktan kalktı.

Ali- Amin Arkadaşım, umarım bir gün beni örnek alırsın.

Ali banyoya abdest almaya doğru giderken, Tolga ise evlerinin penceresinden gece karanlığında sokağa bakıyordu. Bu arada dışarıda koşarken sendeleyip yere düşen bir kızı gördü. Arkasından onu takip eden bir kaç genç kız yere düşüp te hareketsiz kalınca bir şey olduğunu düşünüp hiç bir şey yapmadan bir müddet beklediler. Ali banyoda abdest alıyor. Tolga ise olacakları meraklı gözlerle penceresinden izliyordu. Daha sonra yere düşen kız kendini toparlamaya çalışırken gençlerin dayağına maruz kaldı.Bu olayı pencereden izlemeye niyetli olmayan Tolga hemen Aliden yardım isteyerek merdivenlerden hızlıca aşağıya inmeye başladı. O nun arkasındanda, çıplak ve ıslak ayağına giydiği terlikleri ile Ali yardıma koştu. Sokakta ki bağrışmaları duyan sokak sakinleri pencerelerini açmış, olanları izliyorlardı. Ve pencereden pencerelere, birbirlerini tanımasalar bile dedikodu yapıyorlardı.

komşu- bunlar üniversiteli şu kaçanı tanıyorum ben.

diğer bir komşu- ha, ha, bunlar onlar, yazık kızı da mahvettiler.

başka biri- Allah, Allah ne istiyorlar bu kızdan acaba

sokaktan geçen iki genç- vay yavrum, kızı götürüp sokağa atmışlar. Birde dövmüşler.

Pencereden başka komşu- ah komşu ah, görüyor musun işte bu gençlerle nereye varılır ki, sahi seni her sabah görüyorum ne iş yapıyordun, komşu...

Tolga ve Ali aşağıya inmiş, Ali kaçan gençlerin arkasından bir kaç adım attıktan sonra tekrar kızın yanına gelmişti. Tolga kızı kucağına alarak eve doğru yöneldi. Kızı eve çıkaracaktı. O sırada sokakta yürüyen mahalli iki genç

birisi- görüyonmu lan oğlum kızı eve götürüyo lan.

diğeri- götürür olum bunlar üniversiteli, anasını satiyim. bunlarda hep böyle, şimdi baygın götürüyo ayıldımı nasıl götürecek acaba..

Bu gençlerin aralarındaki konuşmalar, bir andasamimi olan komşuların seslerinin arasında güçsüz kalıp kayboluyordu. Baygın kızı eve çıkaran Tolga ve Ali kızı üçlü koltuklarının üstüne uzatıp, yüzündeki küçük yaraları, ıslak bezlerle temizliyorlardı. Baygın olan kız yarasının üstüne sürülen ıslak bezin verdiği acı ile kendine gelmiş sayıklıyordu. Tolga ve Ali ise yarasını temizlemeyi bırakmış onu dinliyorlardı.

kız- gidin başımdan, defolun, defolun, sizin garip toplantılarınıza katılmak istemiyorum, defolun ben okumak istiyorum, vurmayın, defolun, adiler, sizden nefret ediyorum..

Daha sonra kız çığlık atarak yerinden doğrulduğunda, Tolga ve Aliyi karşısında görünce şaşırarak

Kız- sizde kimsiniz(of, ay)

Tolga ve Ali birbirlerine baktılar.Tolga kıza kendilerini tanıtmaya çalıştı..

Tolga- ııı, şey, ben Ali, yok o Ali ben Tolga. evet doğru, o Tolga bende Ali, şey, yani biz Tolga ile Ali.

Tolganın böyle kekelemesi normaldi. Çünkü, kızın güzelliği, gözlerine bakanı etkilemeye yetiyordu.

Tolga sordu.

Tolga- Senin adın ne?onlar kimdi?

Kız onlara, o an orada yaşananlar için utanarak cevap verdi.

Kız- Şey, benim adım Zeynep.

Tolga- Peki Zeynep onlar kimdi? neden böyle birşey yaptılar sana?

Tolga ve Ali Zeynep in cevap vermesini beklediler ama, Zeynep in ağzını bıçak açmıyordu.Konuşmadı hiç. Zeynep susmayı tercih etmişti yaşadıkları hakkında.

Ali dayanamadı. Çünkü evlerinde bir kızın olması Ali yi rahatsız ediyordu.Artık kendinede gelmişti, Zeynep e bunu nasıl söyleyeceğini düşünüyordu.

Ali- Zeynep, evin yokmu senin? istersen bırakalım seni? istermisin?

Zeynep- Yurtta kalıyorum, bu satten sonra da zaten almazlar(ağrılarından dolayı yüzünü buruşturdu.)ben zaten birazdan giderim. Yaptıklarınız için sağolun.

Tolga, Aliye baktı.gözleri ile Aliye kızdığını çok iyi ifade etmişti. Ali iki elini yanlara açarak "ne yapabilirim" dercesine Tolgaya anlatmaya çalıştı.Tolga Ali nin bu sözlerini yumuşatmak için.

Tolga- Lütfen yanlış anlama Zeynep, Ali onu demek istemedi. Eğer istersen burada kalabilirsin bu gece.

Zeynep in gözü yine Ali ye takılmıştı. Hani bu Zeynep için çok iyi bir teklifti de, Ali nin kendisini istemedeğini düşünerek gitmeye karar vermişti.Zeynep oturduğu koltuktan doğruldu. Çok bitkin olduğunu düşünen Tolga da Zeynep in koluna girerek onun kalkmasına yardımcı oldu.

Zeynep- Tamam ben iyiyim sağolun,bir arkadaşım var ona gider kalırım. Buralarda, biryerlerde oturuyordu. Sanırım bulabilirim.

Tolga tekrar Ali ye baktı.Ali hatasını düzeltmeye çalıştı.

Ali- Kusuruma bakma Zeynep, ben öyle demek istemedim.Bir bayansın ve gece, gece bu durumda seni bulunca, pekte hoş birşey değil tahmin edersin.

Tolga- Ali sus istersen, hem sen namazını kılsana abicim. Ben Zeynep i kapıya kadar geçiririm.Hadi Ali,namaz.(Zeynep e bakarak)Kusuruna bakma onun gerçekten kötü niyetli değil.

Zeynep- Tamam, sorun değil gerçekten, ben giderim.

Tolga Zeynep in kolunu tutuyordu, kapıya doğru giderken. Ali ise arkalarından yürüyordu. Kapıyı açtıklarında Tolga Zeynep in kolunu yavaşça bıraktı. Ama Zeynep, Tolga nın, kendisinin kolunu bıraktığı anda yere yığılıverdi. Ali hemen arkalarındaydı ve Zeynep, Ali nin kucağına düşmüştü. Ali, bu kez kızı kucağına aldı."ALLAH ım sen bana günah yazma, yarabbim" diye dua ederek
kızcağızı yine aynı koltuğa götürerek yatırdı.

Ali de Tolgada, aslında kıza karşı çok iyi niyetli idiler.O kadar güzel bir kızın bu duruma düşmasini, ve anlayamadıkları sayıklamalarından, doğruda bir şey yapmadığını tahmin edebiliyorlardı. Mutfağa gittiler.

Ali- Ne yapacaz şimdi?

Ali bunu böyle soruyordu ama,Tolga, hani kız koltukta baygın yatmasa Ali ye yapacağını çok iyi biliyordu ya.Zeynep e baktı önce

Tolga-Abicim sen var ya, senden bazen nefret ediyorum.Yani şu durumda ki bir kıza o kelimeler söylenir mi? Şu konuştuklarını, konuşacaklarını önceden bir düşün ya.

Ali, Tolga nın söylediklerine hak veriyordu. Yanlış konuşmuştu.

Ali- Tamam Tolga, bak kusura bakma tamammı. Ama bu küçük şeylerin arkadaşlığımıza balta vurmasınada müsaade etmesen iyi olur.Olan oldu artık.

Tolga- Peki ama lütfen birdaha böyle konuşma.Farkında olmadan insanlara kırıcı olabiliyorsun.Şimdi git namazını kıl istersen. bende şu hazır çorbayı ısıtayım. Açtır belki kimbilir? onun için yığılmıştır.

Ali-Ya Tolga, bizim Ahmet dayı y(Bakkal) ne borcumuz var? biliyormusun.

Tolga- Bilmem bayağı birikti herhalde, valla cebimde fazla parada yok.Ya kızın hastanelik bir durumu varsa.O zaman ne yapacaz?

Ali- Yok artık onudamı biz karşılayacağız?

Tolga- Neyse abicim sen şu namazını kıl, ben kızın yanına gideyim.

Tolga ve Ali mutfakta bunları konuşurken, Zeynep kendisini toplayıp konuşulanları duymuştu.Tolga salona çorbayı ısıtmış tabağa koymuş ve getirmişti.Zeynep in kendine geldiğini görüncede

Tolga- Kusurumuza bakma ne olur. Öğrenciyizde biz
ondan böyle konuşuyoruz işte her öğrenci gibi.

Zeynep güçlükle konuşabiliyordu.

Zeynep-Anlıyorum sizi, açıklama yapmak zorunda değil siniz.Hem bende öğrenciyim.Ne yalan söyleyim bende bu sıkıntılarla okumuya çalışıyorum.Ne mutlu size ki, bir eviniz var,(gülümseyerek) aslında bende düşünmüştüm bunu ama, bir ev tutmayı yani, ama başaramadım. Yutta kaldığım içinde başıma bunlar geldi. Uzun hikaye sıktım sizide.

Tolga- Beni mi hayır, hiç sıkmadın, neyse boşver. Açsındır, şimdi çorbanı iç bakalım...

Ertesi sabah:

Tolga ve Ali uyanmışlardı.Sabah, Tolga yine bakkal dan kahvaltılık veresiye bir şeyler almıştı.Kahvaltıyı hazırlamıştı ve mutfaktan salonda yatan Zeynep e seslendi.

Tolga-Zeynep, kalk hadi kahvaltı hazır.Zeynep geliyor musun?

Ali kahvaltı masasına oturmuş Zeynep ve Tolga yı bekliyordu.Zeynep ise uyanarak yattığı yerden kalktı ve

Zeynep- Geliyorum.lavabo nerdeydi? Elimi yüzümü yıkayım, aynanız da varmı? Ayy her tarafım ağırıyor.Şerefsizler ne olacak, bacağınız kırılsın..Ben hemen geliyorum.

Tolga- Şurada hemen, giriş kapısının yanında. İçerde ayna, duvarda asılı.

Tolga piknik tüpünde demlediği çayı bardaklara koyarken, Ali,umutsuzca Tolgaya bakıyordu.Zeynep ise lavaboya girmiş elini yüzünü yıkarken aynaya baktı. yüzünü yara bere içinde görünce.

Zeynep- Elleriniz kırılsın, adiler,şuraya bak yüzüm ne hale gelmiş.(bağırarak)Gebereceğiniz günü sabırsızlıkla bekliyorum.

Bu arada Zeynep in agresif tavırlarına sinirlenen Ali, Tolga ya çıkışmaya başladı.Sessizce

Ali- Görüyorsun değilmi? Tolga. Bak şuna, bu evin bir yıllık tarihini değiştirdi. "ALLAH ım günah yazma." Sen de bana kızıyosun.Bu kız bir gün daha burda dursa, herhalde hepimiz cehenneme gideriz.

Tolga- Tamam bak işte birazdan bizimle çıkıp gidecek. Oda zaten okula gidecekmiş.Hadi Zeynep geliyormusun? çaylar soğuyor.Sende büyütme Ali..

Zeynep biraz sonra lavabodan çıkarak üzgün yüzü ile mutfağa gelerek sandalyesini çekip oturdu. Birazda utanarak.Tolga, Zeynep e baktı.Zeynep Aliye bakarken.

Zeynep- Şey arkadaşlar ben, bu bir iki gün burada kalabilirmiyim? malum yüzümün hali. Ne okula, nede yurda gidecek durumdayım.(başını öne eğdi.)

Ali,Zeynep in söylediklerini duyunca önce Tolgaya baktı; ardından Zeynep e. Tolga, şimdi Ali nin cevabını bekliyordu.

Ali- Hayır,ALLAH gös….. şey pardon onu demek istemedim. Hem senin arkadaşın varmış ona gitsene. Biliyorsun dün akşam muhabbet ederken söyledik sana. Biz bir yıldır burada kalıyoruz ve "selamün aleyküm" dediğimiz insanlar var. Sonra dedikodu olacaktır.

Zeynep-Ben size yalan söylemiştim arkadaşım falan oturmuyor burada..

Tolga Ali ye baktı. Sonra da Zeynep e.Tolga Zeynep in üzüldüğünü görünce.. Ali ye kıyasla daha yumuşak kalpli olan Tolga

Tolga- Tamam hadi çaylarımız soğudu. Şimdi çaylarımızı içelim. Hem akşam konuşuruz bunu,

Ali- Akşam mı?Bence şimdi konuşalım olacak olsun. Üniversiteden arkadaşlara ne derim sonra. ALLAH göstermesin ya biri gelecek olursa aniden. Benim için hiç iyi olmaz söyleyim.

Zeynep, sessizce oturduğu yerde çaresizce bakıp onları dinliyordu.Tolga ,Zeynep in bu durumuna çok üzülmüştü.

Tolga- Tamam Ali, Zeynep şimdilik kalsın.Akşam bir çaresine bakarız. tamam mı?Biliyorsun hesapta yoktu.Aniden oldu.

Ali nin iştahı kaçmıştı. Masadan kalktı.Ve üniversiteye gitmek için kapıya doğru yöneldi.

Ali- Tolga geliyormusun? Hadi, konuşacaklarım var seninle.

Tolga çayından bir yudum daha aldıktan sonra kalktı ve o da mutfaktan çıkmadan.

Tolga- Ali böyledir takılma sen ona,(göz kırparak)geldim Ali bekle.Hadi hoşçakal Zeynep, Akşama konuşuruz.

Zeynep- Peki..

Tolga ve Ali, sokağa çıktıklarında, Ali geciktirmeden Tolga ya kızmaya başladı.Tolga ise en azından şimdilik Ali nin üstüne gitmeyi doğru bulmuyordu. Durak tan otobüse bindiler ve Ali halen otobüste konuşuyordu. Otobüste giderken

Ali- Bak gördünmü? korktuğum başıma geldi. Benim arkadaş ortamımı biliyorsun sen. Zaten sorunluyum onlarla, ayrılmak istiyorum, ama nerede görseler sıkıştırıyorlar.Sen öylemisin? Hayır. Çünkü, ne kadar bu tür konuşmalardan uzakta dursam, okulda duyuyorum, damızlık gibi geziyormuşsun. Ve ben bundan çok rahatsız oluyorum. Bir tek eve getirmiyordun. O da zaten kendi geldi.Doğru değil yaptığın.

Otobüste sabah işine gidenlerin kimisi uyuyor, kimisi hiç ilgilenmiyor, kimisi ise Ali nin konuşmasından rahatsız olduğunu yerinde başını sağa sola sallayarak belli ediyordu. Ali konuşmaya kaptırmışken kendini, Tolga etrafında onların bu konuşmasından rahatsız olanları gözetlemekteydi.

Yolcu- Yaaaa sussanıza kardeşim. hastamısınız? nesiniz? Yaaaaa Sabah, Sabah siparişmisiniz siz?

Ali,yolcunun uyarısından sonra susmuştu.

Tolga sessizce konuşarak..

Tolga- Ders arasında konuşalım Ali olur mu? Şimdi bunun ne yeri, ne zamanı..

Ali susmuş ve bu arada otobüs de üniversitenin önüne gelmişti.Ali ve Tolga,otobüs ten indiler.

Tolga, derse giren profösörün anlattıklarını dinlemiyordu bile. Gözünün önünden dün geceki Zeynep, Ali ve kendisinin saatlerce konuştukları anlar geçiriyordu.

Dün gece:

Zeynep- Süper bir hayat hikayesi seninki Ali.. Demek baban, bir ilde hem cami hocası, hem de emlakçılık yapıyor. Peki bu doğru bir şey mi? Yasak değil mi?Enteresan..( gülüyor)

Ali- Peki, sen beni sıkıştırdın. Şimdi de ben sana sorayım. Bu akşamki sözde arkadaşların kimdi? ve neden sana öyle davrandılar?

Zeynep bu soruya cevap vermemiş,

Zeynep- Ben yatmak, uyumak istiyorum. Olur mu? Belki başka zaman konuşuruz bunları..

Ders arası:

Tolga kampüsün içinde Ali yi arıyor. Ve ağaçların altında Ali yi, arkadaşlarıyla konuşurken buluyordu. Tolga,aralarına girmeden uzaktan Ali ye seslendi..

Tolga- Ali, Aliii

Ali, arkadaşlarıyla hararetli konuşuyordu.Tolga nın sesini duymuş ve ona doğru bakmıştı.

Ali- Geliyorum, bir dakika müsaade et.(Arkadaşlarına dönerek)Sizde beni anlamıyorsunuz.Ben ALLAH ın askeri falan değilim. Ben ALLAH ın kuluyum.Ve öylede olmaya devam edecek.Sonra,sonra siz elinize bir takım kitap alıp onları dininizin kitap ı gibi görüyorsunuz. Bu kocaman okul, size ne anlatıyor? bilmiyorum ama arkadaşlar. Ben asla adını andığınız kişinin arkasından yürümem.Benim peygamberim HZ.MUHAMMED dir.Yol göstericimde KURAN-I KERİM dir. Ben bu okulda okuyorsam aklım vardır ve KURAN-I KERİM in her cümlesini bana ait olan beynimle yorumlar ve ona göre de ibadet imi yaparım. sizin ki gibi benim beynim başkalarına ait değildir.ALLAH ın izni ile yalnız benim o....

Arkadaşlarından birisi- Yanlış yapıyorsun Ali kardeşim, uyarırım..

Ali yanlarından ayrılıp da Tolga nın yanına doğru giderken, arkadaşının söylediğini duydu ve arkasını dönerek

Ali- Sizin kardeşiniz falan değilim ben..Uyarılarını kendine sakla..

Ali, Tolga nın yanına geldi ve yan yana yürümeye başladıklarında..

Tolga- Ali ne oldu? Onlara neden bağırıyordun?

Ağacın altında oturan Ali nin arkadaşlarından grubunda söz sahibi olan arkadaşı, Tolga ya bakarak ..

Şeref- Hep bu yapıyor.Ali nin beynini günden güne yiyor. Bu gece bunu takibe alın, gördüğünüz yerde de indirin. Parmak çıtlatın kardeşlerim. O sesi evden duymak istiyorum..Ama sakın ola ki yüzlerinizi göstermeyin.. (gülümseyerek) Hocamız bizden güzel haberler duysun…

Şeref in arkadaş grubu emri almıştı. Bu gece sokak aralarında Tolga nın sokağa çıkmasını bekleyeceklerdi.

Tolga- Ne dediler abicim söylesene.. Sonra ben bunların tipini de beğenmiyorum. Çok soğuk tipler.

Ali dönüp ağacın altında oturan arkadaşlarına bakıyor. Sonrada Tolga ya dönerek

Ali- Sen boş ver onları şimdi. Şu kız işini ne yapacağız onu söyle. Yani hiç hoş olmuyor Tolga..Sürekli kızın yanında beni küçük düşürüyorsun. Hiç birimiz tastamam değiliz.Sonra arkadaşım ben ibadetimi yaparken o kız evde oldu mu olmuyor.. Görüyorsun işte bunları, yarın çıkıp ta eve geldiler mi bir şey diyemiyorum lanet olsun.Keşke o toplantıya gitmeseydim. Şey yani oturmaya

Tolga Alinin kendisinden bir şey sakladığını anlamıştı.Tolgada bu tip toplantıların ne anlama geldiğini biliyordu..

Tolga-Ne toplantısı? Ne diyorsun sen?Ali evet.

Ali- Yok bir şey tamam sonra konuşuruz. Lütfen şimdi konuşacak durumda değilim bu kişileri.

Tolga- Saçmalama Ali, biz seninle her şeyimizi paylaşırız..Söyle nedir sorun?

Ali bulaştığı batağın farkındaydı. Bu bataklıktan kendi başına çıkmaya çalışsa da bataklık kurbanının bacağını içine almıştı bir kere; Çırpındıkça çökmeye mahkum olduğunun bilincindeydi. Bütün bunları düşünürken,aslında şuanda evde oturan Zeynep in, kafasını dağıtacağını düşünmüş olmalıki Ali.

Ali- Şey diyeceğim sana, istersen eve gittiğimizde kızla konuşurmusun?Şayet kendide isterse kalabilir bir iki gün..

Tolga,Ali yi dinliyordu, ama sorduğu soruya cevap alamamıştı.(yürüyorlardı.)

Tolga- Sen anlat bakalım Ali, sen şu garip toplantılara katılıyorsun değilmi?Manyak mısın sen?Aptalmısın abicim? Nesin sen ya?Vah benim arkadaşım, bizim evde yiyecek ekmeğimiz yok, açlıktan neredeyse ağzımız kokacak, Ben geçen ay bakkala, rahmetli dedemden kalan saati sattım da ödedim borcumuzu.. Yapacağımız nedir ki Ali, okuyacağız. Sadece okuyacağız.
Kız bizim evimizde kalmış gitmiş umurumda değil. (Ali nin kolundan tutarak) benim dostumsun sen, bırak saati satmayı, öl de öleyim..

Ali- Sağol arkadaşım, yaparsın bilirim.Zaten onun için yanındayım.. Dost olduğumuz için yani.Allah senden razı olsun. Hadi derse girelim. Akşam giderken konuşuruz..

Akşam:

Tolga ve Ali, üniversitenin önündeki durakta konuşuyor.

Ali- İşte bütün konu bu, bunların arasına yanlışlıkla girdiğimde birkaç konuşmalarına şahit oldum diye şimdi de yanlarında olmamı istiyorlar..

Tolga- Çok garip, yani böyle bir şeye hakları yok..İnsanlar ne zaman akıllanırlar? Bilmem, ama bildiğim bir laf var..(Yeni bir dinin kurucusu olmak için kişinin, henüz bir sürü oluşturduklarını farketmeyen belli tipte sıradan insanlar hakkında psikolojik olarak yanılmaması gerekir.)

Ali-Kafam çok dağınık..Namazımı kılayım uzanayım biraz evde..Otobüste geldi zaten hadi binelim..

Akşam eve geldiklerinde zile bastılar ki; onlara ilk kez kapıyı birisi açıyordu.Tolga ve Ali ev girdiklerinde Zeynep i görünce

Tolga- Ne haber Zeynep?nasılsın?

Ali- Merhaba Zeynep arkadaşım, nasılsın?

Tolga ve Ali içeriye girdiklerinde yere serdikleri bir gazete nin üstünde ayakkabılarını çıkardılar.

Zeynep- Çocuklar size makarna yaptım dolapta varmış. Bakalım beğenecek misiniz?

Zeynep parmakları ile burnunu kapatarak

Zeynep- Ayaklarınız iğrenç kokuyor. Lütfen ayaklarınızı yıkayın. Yok gidin diyorsanız. Zaten bu akşam göndereceksiniz beni biliyorum. Ama siz yinede yıkayın ayaklarınızı çocuklar

Zeynep in dün akşamki halinden eser yoktu.Tolga ve Ali birbirlerine bakıp güldükten sonra Ali gülerek..

Ali- Allah ım günah yazmasın.Hasta bu kız

Masada oturuyorlardı. Hava kararmıştı. Zeynep pantolonunun yan cebinden sigarasını çıkardı.Ali ve Tolga ona bakıyordu.Zeynep onlara da sigara ikram etti.

Ali-Yok ben almayım. Ben zaten uzanacağım biraz, ama o içiyor. (Tolgayı göstererek)

Tolga- Alayım bari, aaa, iki tane kalmış, varmı başka sigaran alayımmı?

Zeynep-Al ya, alırım ben. Takma kafanı..burada kalmama izin verdiniz içinde sağolun

Tolga-Sorun değil kalman.. bir tane alayım sigarandan

Ali ikisinin bu muhabbetini gülümseyerek izliyor.

Ali- istesen içmezsin neden içiyorsun. Ayrıca ısrar eden falanda yok arkadaşım.

Zeynep cebinden çıkardığı buruşuk paralardan, sigara için para bıraktı.

Zeynep- Sen mi alırsın Tolga? Yoksa ben inip alıyım mı iki dakika?

Tolga ayağa kalktı.

Tolga- Sen zahmet etme canım, ben gider alırım. Hem sen misafirsin, olur mu öyle şey..

Ali masadan kalkarak odasına doğru gidiyordu.Tolga dışarıya çıktı ayağında terlikleriyle apartmanın kapısından çıktığında Zeynep de pencereyi açmış camdan dışarıyı seyrediyordu..

Tolga yı, yüzleri atkılarla sarılı dört kişi dövmek için bekliyordu..

Tolga nen apartman kapısından çıktığını gören Zeynep Tolgaya seslendi..

Tolga, birde cola alır mısın? Dur, şu parayı da atayım..Ali bir şey istiyor musun?

Ali- Sağol ben onlardan içmem.

Tolga- Alırım tabi.

Yanlarındaki apartmanın köşesinde bekleyen şerefin arkadaşları pencerede Zeynep i görünce

Levent-Buda kim?

Adnan-Ali nin işi çok zor. Hadi şu işi de bitirelim bir an önce

Tolga sigara almak için bakkala gireceği sırada, Alinin arkadaş grubundan olanlar aniden Tolganın üstüne saldırdılar.Daha ne olduğuna anlayamadan havada uçuşan yumruklar, tekmeler Tolganın yüzünde , vücudunda buluştuğunda, Tolga yere düşmüş nefes almadan bakkalın kapısının önünde duruyordu.Bakkal polisi aradıktan sonra hemen dışarıya çıktı ve Tolga nın yanı başına eğiliverdi.Tolga adeta ölü gibi yerde yatıyor bakkalın onu uyandırmaya çalıştığında tepki bile vermiyordu. Son darbeyi de Tolga nın parmaklarını ezerek vuran kişiler kısa bir kovalamacanın ardından yakalandılar..



Bu arada Zeynep gün içinde onlar okulda iken evde müziğin sesini açmış dans ederken kimliğini koltuğun yanına düşürmüştü.Ali, Zeynep lavabodayken kimliği bulmuş ve istemeden de olsa gözü kimliğe iliştiğinde; Aslında Zeynep in 16 yaşında olduğunu görmüştü. Zeynep in o yaşta, üniversiteye gidemiyeceğini, kendilerini kandırdığını Ali biliyordu.



Bakkal da olanlardan habersiz olan Ali, Zeynep lavabodan çıktığında sordu.



Ali- Zeynep bizi neden kandırıyorsun? Senin hiç Allah tan korkun yokmu?Buyur kimliğini yerde düşürmüşsün. Bravo yani bizi çok iyi kandırdın.



Zeynep şaşkınlığını üzerinden attığında.



Zeynep- Doğru haklısın Ali.Aslında ben okulda okumuyorum. Hem biliyor musun? Daha bundan bir ay öncesine kadar ben kara çarşafın içinde dolaşıyordum. Gözlerim bile kapalıydı. Kimliğime iyi baktın mı? Annemin adı “Fidan”.. o kadın ki, o kara çarşaflardan kurtulacağını düşündüğünde, daha bebekleri ile oynarken, babam olacak o adamla evlendi. (Pencereden dışarıya bakıyor)Sonra ben doğduğumda, beş yaşıma kadar dışarıya çıkamadım. Arkadaşlarımla oyun oynayamadım. Neden? Çünkü, babam çok muhafazakardı. Hem de çok. Sonra babam istemese de, en azından yaptığı işler açığa çıkmasın diye beni ilk okula yazdırmış.Çünkü gayri meşru yaptığı işlerden biride…. Neyse işte öyle



Ali- E devamını da istiyorum.



Zeynep- Peki, devamı, anlatayım..Sonra ben büyümüşüm tabi, Annemin babamdan yediği dayaklar halen gözümün önünde. Her vurduğunda kadın yerlere düşüyor, sırtında bacaklarında bakılamayacak derecede, korkutucu yaralar, bereler. Sonra bende tam annemin yaşına geldiğimde, bir gün evimize misafirler geldi. Annem aslında bana söylemişti evlendirileceğimi ama babam onu o kadar korkutmuş ki, beni istemeye gelecekleri günü bile söylememişti. Dedem gibi, hatta ondan daha kötü birisiydi benim babam.. Sonra babam beni onlara vereceği sırada annem odama geldi ve hemen üstümdekileri çıkarmamı söyledi. Ben hemen annemin yardımıyla çıkardım kara çarşaflarımı ve bir kenara attım. Üstüme annem tesettür kıyafetlerimi verdi. “tesettürlerimizi evde giyerdik, kimse yokken.” “Git” dedi. Ve babam hayırlı olsun dediğinde ben de kapıdan çıkıp gitmiştim. Bazen bizim eve gelen bir kız arkadaşım vardı.çok severdik birbirimizi onun yanına gittim. Babası polisti kız arkadaşımın, bir ekip çağırdı tabii.. Babamda zaten gidecek yerim olmadığını bildiği için, direk oraya geldi. Sonrada babamı orada aldı polisler. Bir iki gün sorgusu bitene kadar rahat edecektik evde arkadaşımın babası öyle demişti. Ama, arkadaşım ve babası beni eve götürdüklerinde annemi kanlar içinde yerde yatarken gördüm. Öyle dövmüş işte, sonra hastaneye kaldırdık.Yoğun bakımda yattı bir gün, bir hafta sonrada eve geldi. Bu sırada da babam hapis e atıldı. Annem ne olur ne olmaz diye kadıncağız korkudan arkadaşımın babasına ricada bulundu. Bende onlarda kaldım. Annemi falan sıkıştırıp, benim babamın, sözde liderliğini yaptığı dini grup da kadınların yaptığı toplantılara girmemi istiyorlardı..Sonrada ben istemiyorum dediğimde bir gün eve girerken, bunlar geldi başıma. Dayağa alışkınım yani babamdan, yıkamadılar beni.Bu kıyafetler bu cebimdeki paralarda, arkadaşımın zaten..



Ali de öyle bir dini grup un içine girmişti istemeden, yada içine çekilmeye çalışılıyordu.

Anlamıştı Zeynep i



Ali- Şey üzüldüm, sıkıntını anlayabiliyorum.



Zeynep pencereden dışarıyı seyrederken, Ali, Zeynep için üzüldüğünü yineliyordu.



Zeynep- Anlayamazsın Ali,anlayamazsın.. beni anlayamazsın..



Ali- Ben bir Tolga ya bakıp geleyim. Sen otur Zeynep..



Zeynep- Tamam oldu.Bekliyorum



Ali,Tolgaya bakmak için dışarıya çıktığında orada biriken kalabalıktan Tolga nın başına gelenleri öğendi..Doğruca eve giderek üstüne gelişi güzel giydiği elbiseleri ile bu kötü haberi Zeynep e verdi..



Ali ve Zeynep,apartmanın kapısından Tolgayı görmek için çıktıktıklarında, ikisi aynı anda içinden geçenleri söylediler,



Ali- Benim arkadaşlarım..



Zeynep- Babamın adamları



İKİSİDE YANILMAMIŞTI...

Tolga hastanede kendine gelmek üzereydi. “Birkaç güne kalmaz taburcu ederiz Tolga yı “ dedi doktorlar Ali sevinçten gözyaşlarını tutamıyordu artık. Arkadaşı uyuyordu yatağında yara izleri ve birkaç küçük sargı tek sorundu şimdilik. Zeynep geldi daha sonra odaya ve Tolga yı ve Ali göz ucu ile kapıdan süzdü… Ali nin ağladığını görünce onları rahatsız etmeden hastane nin bekleme salonuna geçti. “ Daha sonra görürüm” diye düşündü.

Tolga uyurken Ali ağlıyordu. Bir ara Ali, arkadaşının uyuduğunu, fark etmeyeceğini düşünerek, elini Tolga nın yanağına koyup diğer yanağını öptü ilk önce sonra da dudaklarını usulca.

Bu o nun birkaç senedir istediği fakat bir türlü cesaret bulup da gerçekleşmeyen isteğiydi..
Artık belki daha cesaretli olacaktı. Bundan sonra asla dizginleyemeyeceği, dönüşü olmayan bir yola girmişti. O an yaptığını asla sorgulayamayacaktı belki de…

Ali nin içinde bulunduğu sapkın ortamlar onu birçok dünya güzelliğinden mahrum bırakmıştı…

Öyle değil mi aslında? Bu türden yapılanmalar insanların En doğal hakkı olan karşı cinsten uzak kalmasını sağlıyordu. Bu tür kişilerde bu ilişkilere sıcak bakıyordu. Ali nin ki hastalıktan öte Tolga yı bir erkek olarak beğenmesiydi. “ Bir gün! Evet bir gün senin olacağım Tolga” dediğinde Tolga da gözlerini yavaşça araladı.. Çok sevdiği ev arkadaşını yanı başında görünce Tolgada göz yaşlarını tutamadı. Elele tutuştular..

Tolga: Hoş geldin kardeşim,Nasılsın?

Ali yutkundu.. Tolga nın ona kardeşim diye seslenmesine gocunmuştu şimdi.

-Sağol Tolga iyiyim.. Sende Allah a şükür iyileştin. Buradan çık ilk işim seni camii ye götürüp namaz kıldırmak olacak!

Gülüştüler…

Tolga- Zeynep nasıl Ali, iyimi? Offf, şu sırtım var ya çok ağrıyor Ali!

Ali Tolganın Zeynep i sormasını kıskanmış olmalı ki; Geçiştirdi Tolga nın bu sorusunu

Ali- Doktorlarda birkaç güne Kalmaz evimize gidebileceğimizi söyledi..

Tolga- Zeynep nasıl Ali? Nerede, Gitti mi yoksa?

Ali kızmıştı ve bunu Tolga ya belli etmemeye çalışıyordu.

Ali- Ne bileyim ben evdedir herhalde.

Tolga- Neden bu yüz ifadesi? Ne demek “ne bileyim evdedir” Gerçekten iyi değil mi Zeynep?

Ali- Evet Tolga iyiydi işte ben evden çıkına kadar.. Şimdi de iyidir herhalde.

Ali Tolga yao na duyduğu hisleri anlatmanın şu an için geç olacağını düşünmüş olmalı ki.

Ali- Bir iki güne kadar eve gideriz sende Zeynep i o zaman evde görürsün. Yine eski günlerde ki gibi okulumuza gider geliriz.. Ama şimdi ilk olarak bu olayları unutmamız gerek..

-Hiç düşündün mü kardeşim, bana bunu kim yapmış olabilir?

Ali Sorumluluğu en azından şimdilik üstlenmek istemiyordu..

Ali- Bilmiyorum! Sen şimdilik bunlara kafanı yorma.. Çıkınca beraber düşünür buluruz. Sonrada hal çaresine bakarız.. Bu arada ben hastane polisine bir şey bilmediğimi söyledim..

Tam o sırada polis içeriye girdi..

-Nihayet Tolga bey kendinize geldiniz. Arkadaşınızda müsaade ederse sizinle yalnız görüşmek istiyorum birkaç sorum olacak..

Aradan yarım saat gibi bir süre geçmişti. Ali ve Zeynep konuşuyorlardı. Ali biraz sinirli davranıyordu Zeynep e fakat Zeynep Tolga yı düşündüğünden şu an için sadece Polis in odadan çıkmasını bekliyordu.. Polis in çıktığını görüncede Ali nin yanından kalkarak oda ya, Tolga nın yanına koşar adımlarla yürümeye başladı. Ali arkasından ona bakıp Tolga yı düşünüyordu..

Ali Ve Zeynep, Tolga’yı hastanede bırakark eve doğru yürümeye başladılar. Artık, Ali Zeynep e olan kızgınlığını unutmuştu.

-Sen evemi gidiyorsun Zeynep?

-Evet eve gidiyorum. Müsaade varsa tabii.

-Ne demek. Tabii ki müsaade var. Korkma!Tolga yanımızda değil diye seni evden kovacak halim yok herhalde. Yalnız senin müsaaden olursa benim biraz işim var. Eve gidelim daha sonra seni biraz yalnız bırakmak zorunda kalacağım. Allah izin verirse bir saatlik işim var. Hemen gelirim yanına.

-Olur. Ali korkma benden size zarar gelmez.

Kısa bir yürüyüşten sonra evin önüne gelmişlerdi. Ali Zeynep i apartman kapısının önünde bırakarak yoluna devam etti. Deniz kenarına geldiğinde sonsuz mavilikleri üstünde uçuşan kuşları, kıyıdaki kokuşmuş balığı yiyen kediyi, Elele gezen sevgilileri. Gözünün görebildiği her şeyi her nesneyi gözlemledi.. Düşündü durdu.. Bütün bu güzellikleri yaradanın elbette kendisinede kapısının açık olacağını biliyordu.

-O namaz vaktide gelmiş. Haydi Ali kalk, kalkta namazını kıl. Kız cağız evde yalnız şimdi.

Oturduğu yerin hemen yanıbaşındaki camii ye girdi. Abdestini aldıktan sonra minaresine kubbesine baktı camii nin. Namaza durdu.

Namaz bittiğinde herkes çıktı camii den bir tek o kaldı.. Allah ile yalnız kaldığını düşünüyordu. Diz çöktü.Avuçlarını yukarıya doğru kaldırdı. Gözleri nemlenmişti.

-Allah ım sen beni benden iyi tanıyorsun.yarattığın topraktan, yine insanoğlunu yarattın. Beni hataya düşmekten kurtar. Eğer Tolga hakkında düşündüklerim suçsa kızgın ateşlerde yak. Yok değilse beni mükafatlandır Allah ım!Biliyorum bu arzu ile huzuruna çıkmak günahların en büyüğü. Ama elimde değil Allah ım, Ne olur bana yardım et. Gücümü kuvvetimi kesme. Yalnız sana sığınıyorum.

Ağlıyordu Ali,hıçkırarak ağlıyordu. Bir müddet daha durduktan sonra çıktı camii den. Onun gözü yaşlı bir biçimde Camii den çıktığını görenler.

-Vay vay vay. Allah a olan sevgiyi görüyorsunuz değil mi? Nasıl da ağlamış.

Herkesin kendisine baktığını düşünüyordu.. iç geçirdikten sonra.

-Allah ım neden beni böyle sınıyorsun. Yanlışımı düzeltmeme yardım et.

Sonra ağır adımlarla evine doğru yürümeye başladı.

Ali nin dünyası farklıydı. O da bunu düşünüyordu. Neden türbanlı kendine uygun bir bayan ile gezemiyordu? Ve ya neden dar pantolon giymiş,göğsü yarı açık bir bayan Ali yar olamıyordu? Tolga ya olan ilgisi, neden bu kadar derin etkilemiş ve sarsmıştı onu.Ali camii ye, yanlışı ile erken yüzleşmeye gitmişti, böylece kendisi de rahat edecekti. Tatmin olacaktı. Yakarışları ne kadar etkili olacaktı. Hayat onu ne kadar hırpalayacaktı? Tanrı ne kadar bağışlayıcı olacaktı. İşte bunların hepsinin cevabını bekliyordu. Tolga ya olan hayranlığı da yıkıcı güçtü…

Eve geldiğinde Zeynep i koltukta otururken buldu.

Zeynep- Halledebildin mi işlerini Ali?

Ali-Evet. Hallettim herhalde!

Ali, Zeynep in karşına oturdu. Merek ettiği şeyler vardı Zeynep ile ilgili. Dilinin ucuna geliyordu fakat sormaktada zorlanıyordu. Zeynep Ali nin kendisine bir şey söylemek istediğini ama söyleyemediğini anlamış olmalı ki.

Zeynep-Ali lütfen ne söylemek istiyorsan söyle. Çekinme. Gitmemi mi istiyorsun?

Sigarasından derin bir nefes çekti Zeynep

Zeynep- Bak biliyorum benim burada kalmamı istemiyorsun.Ama uygun olduğum ilk dakika gideceğim. İki erkeğin arasında kalmayı bende çok istemiyorum ama, görüyorsun başıma gelenleri.Vücudumdaki yüzümdeki izler yeni yeni iyileşmeye başladı.. Hem, hem Tolga ile olan arkadaşlığını benden mi kıskanıyorsun?

Ali bir anlık şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra

Ali- Hayır! Bunu da nereden çıkarıyorsun?Kıskançlık ne demek?Bunu düşünmen için ne yapmış olabilirim ki hem.

Zeynep- Bugün hastane de sizigördüm. Tolga nın başında ağlıyordun. Arkadaşlığınızın ne kadar kuvvetli olduğunu gördüm. O bakımdan sormuştum.

Ali- Evet onunla arkadaşlığımız güçlüdür. Ama birkaç günlüğüne evimize gelen bir bayanda arkadaşlığımıza zarar veremez herhalde, öyle değil mi? Hem unutalım şimdi bunları.Yarın Tolga geldiğinde bizi moralli bulsun ki kendisinede moral lazım öyle değil mi?

Zeynep- Evet Ali. Evet

Ali istediği bir şeyi bugün biraz olsun almıştı. Gece ilk kez bir bayanla bir evi paylaşıyordu. Zeynep oldukça güzel olmasına rağmen Ali yi Tolga kadar etkileyememişti. Doktora gitmeyi bile düşünmüştü Ali.Tolga ya karşı olan bu zayıflığını ne ile ifade edecekti doktorlar. Bunu çok merak ediyordu. Ama cevabı duymakta istemiyordu.

Bu gece rahat tı Ali, bir ara banyoda bulunan aynanın karşısına geçerek elini yanağına götürdü. Uzun uzun yüz hatlarının üstünde elini gezdirdi. Gözleri parlıyordu Ali nin. Bu gece günah onu çağırıyordu. Aklında Tolga nın dudakları vardı. Ve vücudunun parçaları…

Tolga hastanede, yatağındaydı.

Zeynep- Hoş geldin Tolga, nasılsın? Çok iyi görünüyorsun..

Ali- Evine hoş geldin Tolga. Özlemişim seni, hergün gelip görmeme rağmen özlemişim.. Tekrar hoş geldin.Gel bakalım şöyle otur..

Tolga- Hoş buldum sağolun. Maşallah sizde iyisiniz..Zeynep burada olmana çok sevindim..

Tolga, Zeynep in koluna girdi ve koltuğa otururken ondan destek alarak oturmak istedi. Böylece Zeynep ede niyetini belli edecekti. Hem bu hali ile Zeynep ona yakınlık gösterebilirdide, ama Ali olan bitenin hemen farkına varmıştı. Zeynep ve Tolga göz göze geldiklerinde nasılda birbirlerine bakıyorlardı.. Bu Ali için hiç içine atabileceği bir şey değildi. Ama şimdi arkadaşı hastaydı ve morale çok ihtiyacı vardı..

Ali birden eski günlerini güzünün önünden geçiriyordu.

Yurt:

Burası bir yurt. Böyle şeyler olabilir! Görmezden gelin arkadaşlar..

-Evet burası bir yurt ama, bu, bana iki üç tane gözü dönmüş manyağın sapıklık yapacağı anlamına gelmez.Size diyorum hocam(Eğitmen i)geçen gece bu üç manyak benim üstüme saldırdı resmen. Ben cılızım ben güçsüzüm diye bana buşekilde davranmaları hiç hoş değil.Sonra ben başka yurtlarda gördüm. Açıkcası oradaki arkadaşlıklarımı özler oldum.. Böyle davranışlar orada kesinlikle cezasını bulur. En kısa zamanda bu yurttan ayrılarak gitmeyi düşünüyorum. Bu yurtlarda Kuran dersi veriliyor hocam! her biryan Kuran dolu,neden sesinizi çıkarmıyor sunuz? Neden? Neden? Neden?

Onun bahsettiği türden olaylar yenilir yutulur cinsten değildi. Üç arkadaşı onun banyo yaptığını görünce banyoya girmiş ve onunla birlikte olmak istemişlerdi.. Yurt ise bu olayı,duyulmasını istemediği için gizlemeye çalışıyordu. Eğitmenin yapacağı pek fazla bir şey yoktu. Aslında yapmak istemiyordu.

- Bu üçü diyorsun öyle mi? Sana tecavüz etmek istediklerini idda ediyorsun, doğrumu bu?

Arkadaşlarına baktı. Korkuyordu. En azından birkaç gün daha buradaydı ayrılmadan önce.. Ve arkadaşlarınında bakışlarından korktuğu için;

-Bilmiyorum hocam! Belki de ben yanlış anladım. Ama birdaha böyle davranmasınlar.. Korkmuştum hocam..

-Demek sana bir şey yapmamışlardı. Sen arkadaşlarını haksız yere suçladın..Arkadaşlar, bu arkadaşı benim falaka odama götürün!

Orada yarım saat boyunca ayaklarının tabanına yediği sopalar yüzünden yürüyemez duruma gelen çocuk, arkasına bakmadan odasındaki ranzaya gitti ve arkadaşlarından utandığı için battaniyesinin altına girerek sessizce ağladı..

Ertesi gün arkadaşlarına alay konusu olmuştu. Çok utandırıcıydı onun için.

-Sen i… sin..T..sun.. Sen yumuşaksın.. Sen yuvarlaksın vs..

Çocuk okula gittiğinde artık aklını derslere veremiyordu. Okulda tanıştığı Ali ye anlatmıştı olayları.. Ali başka bir yurtta kalıyordu ve arkadaşını alarak kendi kaldığı yurda kaydını yaptırdı..

Şimdi o çocuğun kaçtığı olaylarAli yi büyük bir istekle kaplamıştı..Tekrar Zeynep ve Tolga ya baktı. Tolga elini Zeynep in omzuna koymuş hem destek alıyordu ondan hemde yakınlaşmış oluyordu böylece..Ve Tolga bu şekilde Zeynep e kendisini unutturmamaya çalışıyordu..

Tolga-e,Ali söle bakalım Zeyneple konuştunuz mu? Ne karara vardınız bu sürede. Kalıyorsun değil mi Zeynep? En azından bir süre daha..

Ali ve Zeynep birbirine baktı.

Ali- Sen istedikten sonra tabii ki kalabilir.. Benim ne söylemeye hakkım var..Öyle değil mi?Neyse ben yatıyorum Yarın sabah kahvaltıda görüşürüz..

Tolga- Hoppala ben ne dedim şimdi.. Ali gelir misin lütfen konuşacağız daha,özledim seni..

Ali tam salondan odasına geçmek üzereyken Tolga nın sesini duydu durakladı bir müddet daha. Sonra arkasına bakmadan odasına gitti tekrar..

Ali odasına girdiğinde onların konuşmalarını ve gülüşmelerini duyuyordu.. Artık Zeynep Ali nin kalbini acıtıyordu.. Ali düşünüyordu..

Ali-Allah ım lütfen beni sınama! Lütfen beni sınama! Lanet olsun beni sınama.. Ben bir kızla bir erkeği elde etmek için yarışamam.. Lanet olsun! öleyim gebereyim ama, beni bu imtahan ile sınama!!

Ali nin Tolga ya olan bu aşkı! Her geçen gün büyüyecekti.. Ve her geçen gün Ali nin bir parçasını alıp götürecekti..

Ali artık kendisinin doğru bir şey yaptığına inandırmaya çalışıyordu kendisini.. Her hatasını Allah tan geldi. Kaderimmiş, yazılmıştır vs. diyerek geçiştirmeye çalışıyordu.. Kendi hatalarını görmezden gelerek suçubaşkalarının üzerine yıkmak onun için kolay ve basit değildi. Ali böyle düşünüyordu.. İnsanlık tarihi boyunca ensest ilişkiler oldu. Kardeş eşleri alınıp verildi. Ve halen günümüzde bile seyrek te olsa görünen olaylar.. Elbette ki benim ki bunlar kadar iç yıpratıcı değil.. Hem bende ki bu değişikliği Allah istedi!Tıpkı diğerleri gibi.. Allah bana bunu layık gördü..

Vazgeçmek istiyordu. Yapamıyordu. O zamanda bunu kabüllenmek zorunda idi.

Tolga ve Zeynep salonda konurken Ali yi oda da rahatsız etmediklerini düşünmüş olacaklar ki Her söze girdiklerinde seslerini biraz daha yükseltiyorlardı.. Buna bir son vermeliydi Ali.. Kalktı yatağından..Salonun kapısından içeriye girmeden onlara sesalendi..

Ali-Arkadaşlar yeter artık Rahatsız oluyorum! Uyuyamıyorum.. Hem sen hasta değil misin Tolga? Kalk yat arkadaşım..

Tolga- Anlaşıldı peki. Sende bugün bir şey var ama anlamadım.Artık sabah konuşuruz..

Ali tam odasına gitmek üzereydi ki; Tolga ve Zeynep in aniden sessiz kalışlarına anlam veremeyip geri döndü. Gördüğü manzara onun hiç hoşuna gitmeyecekti. Tolga ve Zeynep öpüşüyordu. Zeynep e nefretle baktı.Ve odasına döndü..

Aynı gece Tolga banyo yapıyordu. Zeynep in odasında uyumasını bekleyen Ali sessizce odasının kapısını araladı ve banyoya doğru parmak uçlarında yürümeye başladı.. Banyoya geldiğinde heyecanlanmıştı Ali. Belki de uzun zamandır beklediği o an gelip çatmıştı.. Sessizce banyonun da kapısını açtı.. Tolga çırılçıplak karşısında duruyordu.. Tolga nın vücut hatlarını seyretti. Ve ilk adımını banyodan içeriye attığında. Tolga elleri ile vücudunu saklamaya çalıştı..

Ali ne yapıyorsun sen?Saçmalama çık dışarıya.. Derhal dışarıya çık Ali!

Senin olmak istiyorum Tolga! Beni de biraz düşün ve anla, N’olur!

Ne?

Senin benim erkeğim olmanı istiyorum Tolga Lütfen beni kırma yanına geleyim..

Sen iyi misin Ali? Yok yok sen iyi değilsin..

Ali Tolga nın çırılçıplak bedenine bir adım daha yanaştı..



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Usta ve Çırak (1) +18

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Çocukluğumun Oyuncakları Vardı... [Şiir]
Kısrak [Şiir]


Akın kimdir?

Yazmak, sadece yazmak

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Akın, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.