"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
KAPILAR, DEĞİŞEN YÂDA DEĞİŞTİRİLEN Kapılar vardır mutluluğa açılan, kapılar vardır arkana bakıp, kapanıp kapanmadığını bile kontrol edilmeden uzaklaşılan. Bazen ne olduğunu anlamadan çıkılan kapılarda vardır, geri dönüp dönmeyeceğini bilmediğin. Belki on yıl belki yirmi yıl, her sabah arkada sevdiklerini bıraktığın ama eninde sonunda tekrar dönülen. O kapıyı ilk defa açtığınız günü hatırlıyor musunuz? Aileniz dışında kendi sevdiğinize kurduğunuz, mülkiyeti size ait ya da kiracısı olduğunuzun bir önemi olmayan ama sizin olan ilk evinizi. O evin bir anahtarı sizde vardır, bir ikincisi ise sevdiğinizdedir. O evin her noktası, sizin ya da sevdiğinizin ilk heyecanlarıyla kuşatılmış, her objede kirlenmemiş aşkın dokunuşları iz bırakmış, iki tenin uyumlu kokusu evin her yerine sinmiştir. Eksikleri de vardır, belki hayalinizdeki ev değildir, olması gereken bir takım şeyleri tamamlayamamışsınızdır ama o ev sizindir, size aittir. Sevginin ortak ürünüdür. Gerçektende sevginin ve bize ait kavramının zirve yaptığı ilk sahip olunan bu ev, samanlık bile olsa, o sevgi orayı saray haline getirir. O hali için bile ne bedeller ödenmiştir. Bazen o eve ulaşabilmek için, ilk birliktelikte ödenen bedellerden daha büyük bedeller ödenir. Bu bedeller sadece maddiyat değildir, kavgalar vardır, isyanlar vardır. Aileler arası çatışmalar vardır. Kimilerimiz bunların daha derinlerini de yaşamışızdır. Sorunlar çözülemez hale geldiğinde, size ait olmayan bir kapının ardına da sığınmışsınızdır. Amcaoğlunun evine kaçan, hayata başkasının evinde başlayanlar yok mudur çevremizde. Ne kararlıdır onlar, tüm dünyayı karşılarına almaktan korkmadan bir bilinmeyene birlikte çıkarlar. Yokluklarla yola çıkılan ama mücadeleye sırt sırta vererek devam edilen o yaşam, gücünü tertemiz bir aşktan, birbirleri için ölümüne dayalı bir güvenden almaktadır. Kapılar onlar için daha önemlidir. Anne-babanın kapısından kaçılarak gidilen ve ilk anahtara sahip olmak için verilen mücadele, ne yüce, ne kutsal bir savaşımdır. Birçoğumuz daha şanslıyızdır. Olanaklar o kapılara ulaşmamızı daha kolay kılar. Kolayca ya da çok büyük zahmetle kazanılmayan kazanımlar, nasıl hızla erirse, bu birlikteliklerde hızla erimeye başlar. Zamanla, tüm dünyanın kirlenmesinin yansımaları yavaşça o evlere sızmaya, o ilk heyecanların yerini alışkanlıklara, o kapının ilk açıldığı andaki aşkın yeri sevgiye ya da o sevgiden doğan çocuklarla bölüşülmeye başlanır. Kirlenmiş havadan ne kadar az solunursa, yaşamla mücadelenin olumsuzlukları kapıların arkasına ne kadar az sokulursa, paylaşılan sevgi, yıllara dayanan alışkanlılar o kapıların yenilenmesine katkı sağlar. Zamanla eskiyen kapılar yenilenir, hatta aşklarını ve sevgilerini paylaştıkları çocuklarına ait evlerin hayallerini kurmaya başlarlar. Çalışmalarını, hırslarını ve birliktelikten doğan güçlerini bu yeni kapılara yöneltirler, Tanrının onlara son kapı için verdikleri süreye kadar. Kapılar, bir daha açılmayacak son kapıya kadar, mutlulukla devam etse, anahtarlar her zaman açtığı kapıları, eskimiş, hafif yalama olsa bile açsa, yaşam bu kadar anlamlı olmaz, bu hikâyeler de yazılmazdı. Genellikle kapıların arkasındaki mücadelede taraflardan bir tanesi, bazen iki tanesi de hatalar yapmaya başlar. Bu süreç bazen bir yıl, bazen onlarca yıl sürer. Evin içindeki çatışmanın yansımaları, halılardan, perdelerden, sonunda da kapılardan bir şeyler koparmaya başlar. O heyecanla girilen ya da çıkılan kapılardan zamanla kaçarak uzaklaşılır. Birçoğumuz kapının arkasındaki mutsuzluk korkusundan, yeni hesaplaşmaların içine girme korkusundan korkarak geliriz, bir zamanlar ne büyük mücadelelerle sahip olduğumuz kapıya geldiğimizde, bazen anahtar deliğini bulamayacak kadar sarhoşta oluruz. Bu süreç bazen şiddetlenerek, bazen çocuklar üzerine kurulu korkuların yarattığı roller üzerinde bir süre devam eder. Bazen taraflardan bir tanesi eski mutluluğu başka kapılarda aramaya başlar, ihanetlere kadar da süren bu süreçte artık kapının ya da anahtarların bir önemi kalmamıştır. İhanette şart değildir o ilk sahip olduğun kapıyı son kez kapatmak için. Birlikte girmenin anlamsız olduğuna karar verdiğinizde de son kez çıkılır bu kapıdan. Kimse diğerine dur demez. Yaşanmış tüm güzellikler unutulmuştur, aptalca hesaplaşmalara girilmiş, her biri diğerinden, kapıdan zamanla kopardıkları parçalar gibi parçalar koparmaya başlarlar. Aralarında son kalanları da yok etme çabasına gireler ve bir tanesi son kez o kapıdan çıkar gider. Bu hikâye, birçoklarının yaşadığı ya da okuduğu benzer yaşananlardan çok farklı değildir. Kurgu, kapı ve anahtarlar üzerine kurulmuştur. Birçok hikâyede yazılmayan ya da yazılması unutulan son kapı değildir final. Son çıkılan kapının hemen sonrası kapıların yenilenmesidir farklı olan. Bu son çıkışlarda azda olsa umutlar vardır. Pişmanlıklar vardır. Tekrar dönerek yeniden başlama umutları vardır. İçimizden bazıları bu kapılardan son kez ayrıldığını düşünerek yola çıktıklarında, yaşanmışlıkların içinden yeni tomurcuklar üretmeyi, yeniden doğmayı başarabilirler. İlk günün heyecanı olmasa da bu kapının son kapı olmadığına karar vererek dönerler, dönemeyenler ya cesaretleri yoktur ya da bu cesareti gösterip geri döndüklerinde açılmayan kapılarla karşılaşanlardır. Giderken bıraktıkları son kapıyı bulamayanlardır. Kapıda değişmiştir, anahtarlarda. 02.12.2008
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ali osman taşlıca, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |