Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Türk medyası özelikle şu son günlerde mercek altına alındı. Medya ile darbe yapılır mı? Yok yandaş medyaydı derken devam etti. Medyamız gün geçtikçe didiklenmeye başlandı tabir yerindeyse. Bu hususta dikkatimi çeken bir nokta ise medyada çoğu olay günlük malzemelerden meydana geldiği. Bu arada bu ‘’günlük’’ olayı da günlüklerle karıştırmayalım. Sözün kısası medyamız günlük yaşıyor. Tabi bazı olaylar dışında. Bu ülkede ne olaylar olursa olsun bir konu manşetlerden inmeyecektir. O da türban, çarşaf konusudur. Çarşafın dindeki yeri her zaman tartışılmıştır. Her zamanda tartışılacaktır. Bu konuyu araştırırken karşıma ilginç bir konu çıktı. O da Abdülhamit’ in çarşafı yasaklatması. Bu konuda haberturk.com yazarı Murat Bardakçı, 8 şubat 2008 tarihli yazısında şöyle dile getiriyor: Sultan Abdülhamit, 1982’ nin 2 nisan günü, öğle namazından sonra Teşvikiye’ de ki Silahhane binasını ziyaret etmiş ve Yıldız Sarayı’ na dönerken yolda bir grup çarşaflı ve peçeli kadınla karşılaşmıştı. Kadınların yüzlerinin tamamen örtülü olması hükümdarın dillere destan vesvesesini artırmış, ‘’ Ya canıma kastetmek niyetinde olan erkekler de böyle çarşafa bürünerek bana saldırmaya kalkarsa halim nice olur?’’ diye düşünmüş ve hemen o gün, kadınların çarşaf giymelerini yasak etmiştir. Aynı olaya Radikal yazarı Avni Özgürel şöyle dil getiriyor: Saraya dönüş yolunda çirkin biçimde belleri bağlı siyah çarşaflara bürünmüş, yüzleri peçeyle örtmüş kadınlar gören padişahın mabeyne görevlisine, ‘’ Bunların hali nedir? Yaşlı Hıristiyan kadınlara benzemişler… Sanki böcek sürüsü’’ dediği söylenir. İşin aslına bakarsak 1892 yazında yayınlanan ferman şöyledir: Müslüman kadınların Allah’ ın emirleri arasında bulunan tesettür ve hicaba girmenin güzel adabına dikkat ve özen göstermeleri gerektiğine dair beyan ve delil getirmek gereksizdir. İş bu çarşaflar ise Müslüman kadınlarca tesettür emrine asla uygun ve müsait olmadığı gibi, bir maksatla şuraya buraya girmek için bazı münasebetsiz erkekler tarafından dahi bir yerde fesat ve mel’ anet olarak kullanılmaktadır. Dini açıdan ve toplumun iyiliği için açık olan çok sayıdaki zarar ve sakıncaya dayanarak bu konuda gereken kişilere yumuşakça ve münasip bir üslupla anlatılmak ve gerekli nasihatler verilmek suretiyle kadınlarca çarşaf giyilmesinin yasaklanması için sebeplerin temini padişahın emir ve fermanı gereğidir. Abdülhamit’ in bile çarşaflılardan çekinerek, çarşafın kaldırılmasına uğraşırken CHP’ nin çarşaflılara sıcak bakması ve onlara rozet takması acaba ne derece doğru….! 20,03,2009
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © tolga kayasu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |