..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Mektubum sanırım fazla uzun oldu, çünkü daha kısa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > ERKAN




18 Nisan 2009
Özlemde Tarif Olmuyor ki Tatlım...  
ERKAN
SENİN NE KADAR GERÇEK OLDUĞUNU VE GERÇEĞE NE KADAR İHTİYACIM OLDUĞUNU GÖRÜYOR VE GERÇEĞİ, GERÇEĞİMİ ÖZLÜYORUM BEN. BEN SENİ ÇOK ÖZLÜYORUM...


:BJCH:
İçimin kelime kelime, anlam anlam yaşadığı özlem, tarifsiz kalıyor sensizliğin bilinmezliğinde...
Özlemimi tarifsiz, katlanılmaz kılansa, hürriyetten yoksun oluşu...
Özlemim hür ve özgür olsaydı, senden uzak yaşayacağım kısa ayrılıklar zevkli bile olabilirdi...
Kısa zaman aralıkları ile beni sana getirecek yolculuklarda yaşayacağım heyecan hayata anlam katardı. Sana her gelişim, bir önceki gelişimden daha heyecan verici olurdu... Sana her geliş yolunda; mutluluğun için planlarla dolu olurdum inan... Sende beni aynı heyecanla beklermiydin tatlım? Her seferinde aynı heyecanı yaşarmıydın?
Senin yaşadığın ama aslında yaşamaman gereken hayatın o sıkıntı veren gerçeklerinin, gerçek olarak hayatında varolmasından kendimi sorumlu hissettiğim anlarım öylesine rahatsız eder ki beni... Böyle anlarımda sana olan özlemim daha bir artar. Her zamankinden daha fazla yanında olmak isterim. Kendime kızgınlıklarım artar. En çok şimdi yanında olmana ihtiyacı var ama sen çaresizlik içinde sadece uzaktan destek vermekten başkla birşey gelmiyor elinden... düşüncesi kendime olan hırsımı arttırır. Çaresizlik beni hep sinirlendirmiştir. Hele o çaresizliğin sebebi kendim ise......................
Hep şöyle düşünmüşümdür:
Sen, tercihini zor olandan yana kullandın. Okuduğun okul ve tercih ettiğin meslek, hayatın en zorlu yollarından biriydi... Tercih ettiğin bu yolda sana eşlik edecek YOL ARKADAŞI seni öylesine tamamlayan, seni öylesine tanıyan biri olmalıydı ki; o tercih ettiğin yoldaki tüm keskinlikler yol arkadaşının sana hissettirdiği güven duygusu ile engel olmaktan çıkmalıydı...
Senin dokunulmaz olduğun dönemlerin. Başarmaya kenetlendiğin dönemlerin. Hayatı bir kenara bırakıp sadece mesleğin adına gelecek sağlamaya çalıştığın ve bu uğurda geceni gündüzüne kattığın dönemlerin... Böyle dönemlerinde yaşadığın stres ve sıkıntıdan dudaklarında çıkan uçuk ve yüzünü basan sivilcelerini düşünmüşümdür hep. İşte hep o dönemlerinde yanında olmayı sana, sadece destek ve seni yaşadığın stres ve sıkıntıdan uzaklaştıracak planlar hayal etmişimdir hep... Çalışırken farkında olmadığın zaman dilimleri aralarına seni hem uzun süreli çalışmanın yorgunluğundan kurtarıp hem de seni motive edecek ufak ufak planlar hayal etmişimdir. Seni hayatım boyunca hep özledim ben. Özlemim böyle dönemlerinde hep tavan yapmıştır.
Seni hissetmek öyle güzel ki. Yanımda olmadığın yanında olmadığım halde seni böylesine hissedebiliyor olmak; mucize gibi görünse de, bu mucize değil... Bu tamamen senin ben olmuş halimi yaşamak... Böylesine güçlü hissettiğim senin, kafanı kitaplardan kaldıramadığın dönemlerinde, sadece yanında olup doğru zamanlamalar ile ihtiyacın olanı sana vermek inan hiç zor olmazdı benim için... Gecenin bir vakti, uykunun gelmiş olmasına rağmen, çalışma zorunluluğu hissettiğin bir anında elimde senin için hazırlanmış bir kahve ile yanına gelip konsantrasyonunu hiç bozmadan sadece kahveni masanın üzerine bırakıp, o öperken hep kendimden geçtiğim dudaklarına küçücük bir öpücük kondurduktan sonra '' Hadi canım kendini iyi hissedene kadar çalış ama lütfen abartma'' diyerek yanından uzaklaşmak ne güzel olurdu mesela...
Hayatta en zor olan; kendini hayata göre değil, hayatı kendine göre inşaa etmektir. Yaşadığım bunca zaman içinde tanıdığım onca insan arasında, hayatı kendine göre inşaa etmeye çalışan tek seni tanıdım... Bunu başarabilmek sağlam bir pisikoloji, sağlam bir karakter ve sağlam bir sinir sistemine sahip olmaktan geçer... Bu tamamen benim fikrim. Böylesine hayat inşaası uzun sürelidir. En önemlisi inşa edeceğin hayatın beynindeki projelenmiş hali dönem dönem değişkenlikler gösterir. Çünkü hem hayatın içinde olup hemde içinde bulunduğun hayatı kendine göre inşaa etmek senin gibi biri için daha da zor. Başkalarının dertlerini de kendi derdin gibi gördüğün, onlar adına çözümler üretmeye çalıştığın dönemlerin hiç de azınsanacak boyutta değil çünkü... Başkalarının derleri için onlar kadar üzüldüğünü hissediyorum. Bundan vazgeçmelisin. Bu konuda beni yanlış anlama, onlara yardım etme demiyorum. Onlar için elinden ne geliyorsa yap. Fakat onların dertlerini kendi derdinmiş gibi yaşama. Çoğu zaman onlar senden sadece yanlarında olmanı ister, çünkü güven duygusunu fiziki olarak hissettirmeyi becerebilen nadir insanlardansın bunu unutma. İşte böylesine hayatın içinde olup, kendi hayatını da kendine göre inşa etme çabalarında, hayatınla ilgili beynindek projelerin gerçekleşmesini sağlayacak, merhamet duygunun hayatında yarattığı bu ve bunun gibi sıkışıklıklardan seni kurtarıp projelerini gerçekleştirecek hareket alanını sana sağlamak için yaşamak, kısacası senin için yaşamak isteğim, en büyük özlemlerimden biridir.

Özlemde tarif olmuyor ki tatlım...
Senin özlemini tarif etmem mümkün mü? Özlemin yaşayarak ama sadece yaşayarak yaşamakla anlaşılan bir olgu... Senli hayatın tadını almış bir ruh taşıyorken bu vücut ve bu vücuda yön veren beyin ve kalp gücümün sana olan yeterliliğini, seninle paylaştığım hayatla tecrübe etmişken; hayatın ile örtüşen bir hayat tarzı ile yaşadığım gerçeği sana olan özlemime gerçeklik ve güç katıyor. Güçlenen özlemime, her an güçlenen sevgimle karşı koyabiliyorum. Sana olan sevgim öylesine üretken ki; her an üreyen sevgim mutluluğuna endeksli inan... Aklına geldiğim her an; mutlulukla hatırlanmak sende, mutluluğun her çeşidini, daha önce hiç yaşamadığın mutluluklar yaşaman gerekliliğini düşündürür bende...

Özlemde tarif olmuyor ki tatlım...
Senden ayrı yaşamanın yalnız karanlığında kaldığımı düşünürüm kimi zaman... Sana olan özlem ile el yordamıyla bulurum yolumu o karanlıkta. Sonra sana olan sevgim girer devreye. Karanlık içinde kaparım gözlerimi. Çünkü senin sevgin varsa göze ihtiyacım yoktur... Senin sevgin varsa yöne ihtiyacım da yoktur... Çünkü gözümde sen, yönümde sensin...

Özlemde tarif olmuyor ki tatlım...
Sadece seni özlemiyorum ki! Ya da sadece senli paylaştığım mekanı, zamanı, geceyi, gündüzü, ellerini, dudaklarını, sesini, gözlerini değil. Sadece bunlar değil özlemim. En az bunlar kadar zor olan gerçeğe olan özlemim var. Yanındayken gerçekten hissettiğim kendimi, yanındayken aldığım nefesin bile ne kadar gerçek olduğunu yaşadıktan sonra, zamanın ve hayatın ne kadar gerçek olduğunu gördükten sonra, gerçeğin aslında olması gerektiğine olan özlemim var. SENİN NE KADAR GERÇEK OLDUĞUNU VE GERÇEĞE NE KADAR İHTİYACIM OLDUĞUNU GÖRÜYOR VE GERÇEĞİ, GERÇEĞİMİ ÖZLÜYORUM BEN. BEN SENİ ÇOK ÖZLÜYORUM...

Özlemde tarif olmuyor ki tatlım...
Doğru kelimeleri bulmak öyle zor ki; özlemini anlatmaya yetmiyor sahip olduğum kelime dağarcığım. Sana adanmış öyle çok şey yaşıyorum öyle çok şey hissediyorum ki içimde; tabi ki bunları sana anlatmak, hepsini önüne sermek istiyorum. Fakat hiçbir dünya dili bunu anlatmaya yetecek yeterlilikte değil ki... Hissettiğimi hissettiğim gibi ancak ve ancak hissettirerek yaşatabilirim sana.
Sana sarılırken; hissediyorsundur, seni sadece beynimle kalbimle değil, varolduğum tüm özelliklerimle sevdiğimi. Anlatılabilir mi yada yazılabilir mi bu hissedilen?
Seni öperken; öpmenin ötesine geçip verdiğin nefesi içime çektiğimde, o sen sinmiş nefesin benim yaşama sebebim olduğunu hissettirebiliyorumdur sana... Peki ya bunu anlatabilecek kelimeler cümleleştirilebilir mi sence?
Sana bakarken; aşkın sevginin somut haline bakar gibi baktığıma çok şahit olmuşsundur. Gerçeği hiçbir zaman saklayamayan gözlerdeki o manaları, kelimeler, sayfalar dolusu yazılar manalaştırabilir mi?

Sen Benim Herşeyimsin
18 Yıl



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşkın İki Yakası
Hayat Bir Tuvaldir
Hayata Senin Gözlerinle Bakmak
Tenimdeki Yalnızlığı Ruhumdaki Aşk İle Yendim Ben‏
Hayat
Jeton
Tarifsizliğin Tarifi Hayatın Gerçeklerinde Saklı‏
Sevgililer Günü
Kelimenin Gücü
Gözler Ruhun Aynasıdır

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
An Mahkumuydum


ERKAN kimdir?

yaşamda zoru seçmek


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ERKAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.