İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca, mutluluğa ulaşabilir. -George Orwell |
|
||||||||||
|
İnsan bazen kendiyle ve düşünceleri ile çelişir. Ama hissettirmek de istemez bunu kendine. Korkar çünkü içindeki kararsızlığın , dengesizliğin, çatışmanın ortaya çıkmasından ve hep içinde yaşar evetle hayır, olurla olmaz , siyahla beyaz arasındaki çatışmayı. İçinde yaşar ve kimsenin duymasını , bilmesini istemez içindeki zıtlıkların savaşını. Özellikle de kendi kendine fark ettirmemeye çalışır kişi bu durumu ; çünkü en samimi ve gerçekçi itirafı yine kendisinin kendine yapacağını ve de hiç çekinmeden ‘ ‘ sen dengesizsin diyeceğini’’. Lakin bu ana kadar da dışarıdan gelen itirafların da pek bir önemi yoktur aslında. Çünkü; kişi’ ‘ biliyorum kendimi’’ der hep taa ki o malum itirafa kadar. Ne gariptir ki samimi ve gerçekçi olmasına karşın bir o kadar da acı olmasıyla itiraflar da kendi içinde çelişmekte. Belki bu zıtlıklar olmasaydı bu kadar samimi ve gerçekçi itiraflarda olmayacaktı ve korkmayacaktık kendimizden ve hep ‘ ‘ biliyorum kendimi’’ diyerek korkusuzca , sınırsızca ve öz eleştiriden uzak yaşayacaktık ve sindirecektik kendimizi hiç umursamayacaktık onu ve onun gösterdiği doğruları. Kendi kendimizin diktatörü olacaktık. Fakat kim ne kadar uğraşırsa uğraşsın , anlatırsa anlatsın en doğru , kişinin kendi kendine anlattığı doğrudur. Nedense o doğruların farkına da hep artık çok geç noktasına geldiğimizde varırız. İşte bu son noktada da içimizdeki ses girer devreye ‘ ‘ ben demiştim demekten bıktım der gibi’’ ama yinede der işte bira haklı olmanın gururu ile biraz da ona sahip olan aklın ve bedenin yanılmış olmasının verdiği hüzünle. Ama hiç kimse de içimizdeki ses kadar adil olmaz hatamız karşısında sevinirken de bir o kadar hüzünlenerek. Aslında önemli olan da içimizdeki sesin adilliğine layık olabilmek. Dinlemek onu ,kendimize kulak vermek. Çünkü ; hayatta, ne kadar kızsa da yine kızdığı kadarın bir o kadar fazlası da değer veren ve bizi seven yine kendimizdir. Bu nedenle bu kadar adil bu kadar cömert. Bu yüzden biz de sevelim onu, kendimizle barışık olalım , kendimizde olalım. Çünkü biz kendimizde olursak dışarıdan gelenlere karşı dirençli ve sabırlı olur onu yanlız bırakmamış oluruz. Böylece de o bize karşı daha adil va anlayışlı olur biz de onun sayesinde dış dünyaya karşı daha anlayışlı ve adil oluruz. Bu da sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir hayatın anahtarı demek.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Narin ŞİMŞEK., 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |