Bir saatin akrep ve yelkovanı arasında geçen yıllarınız oldu mu?

Tik tak...

Hiç durmadan tik tak...

Saate bak takvime bak ve yine tik tak. İnsanı çıldırtırcasına yavaşlayan zaman... Kimin haddine zamana inat. Yaşamak sırtında kamburlaşır ademin. Kendi halindedir ilkin belki ama bırakmaz hayat onu kendine...

Yaşanmışlık iz bırakır!

Şey olan her ne var ise zamana muhtaç... Ve zamandır aslında bütün "şey"lere bir hal eki takan. Her açılan perde önce kapanmıştır. Hayatı yaşamak, yaşanmışlıkların bıraktığı izleri kapatmaya çalışmakla başlar. Hayatın hangi bölümü zamanın zaaflara taktığı "e" hal ekinde yaşanmaz.

Açgözlülüğe, bencilliğe, hırsa, kızgınlığa, kırgınlığa, kendini beğenmişliğe... "e" hal ekinde hayatı yaşamak...

Seni seviyorum kelamı bile gerçekte onun sizi çok sevmesi için söylenen bir cümle değil midir?

Ben'e vardım sormadı kimsin
Boyanırsan gel dedi bencillik rengine
Sen'e vardım duyguların hep sen dolu
Berduş olan sen dolu yolu neylesin
Hakikat "O" aşksız yolu neylesin

Yönelişler!..

Yönelişler umut verir, heyecan katar hayata. Lakin umutla birlikte kara bir bulut belirir çoğu kez iç dünyamızda.

Şüphe...

Her umudun beslediği bir şüphe vardır. Ve savaş başlamıştır artık. Başarıya yönelen her birey hüsrana uğrama şüphesiyle çoktan dolup taşmıştır.

Açgözlü kazancını kaybetme şüphesiyle kendini yerken, bencilin umutları çevresindekilerdir. Ve en büyük şüphesi terk edilmek... Cesur hayatta en güçlünün kendisi olması umudunu taşır. Asla yüzleşme cesareti göstermek istemez kendinden daha cesur bir yürekle. Şüphesi içinde kalır. Yenilmek...

Her umut kara bir bulut taşır.
Ve her kara bulut sonunda yağmura veya yıldırıma dönüşür.

İsmin "e" halinde yaşamak kışa dönüşür.
Yaşayan üşür...