..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun)
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Dinbilim > osman demircan




30 Ocak 2010
Başkası İçin Ağlamak Zordur  
osman demircan
Kolay değil bir başkası için ağlamak. İnsanın çevresine ve kendine karşı bağımsızlığını ilan etmesi gerekir. Bir gün Cuma namazına gitmiştim. Namaz başlamadan önce imam dua etmişti. Allah’ım bütün Müslümanlara yardım et demişti. O an cami, cemaatin amin sesleriyle inlemişti. Ama ben yıkılmıştım. Cami yerindeydi, cemaat yerindeydi ama ben ise yerle bir olmuştum. Bu nasıl din anlayışı. Sadece kendini ve cemaatini düşünen bir din olur mu? Başka insanlara dua etmeyi çok gören insanlar onları da hor görürdü. Bu nasıl din anlayışıydı ki başkalarını ötekileştiriyor, onları ayrı tutuyordu.


:CBIF:
Kolay değil bir başkası için ağlamak. İnsanın çevresine ve kendine karşı bağımsızlığını ilan etmesi gerekir. Bir gün Cuma namazına gitmiştim. Namaz başlamadan önce imam dua etmişti. Allah’ım bütün Müslümanlara yardım et demişti. O an cami, cemaatin amin sesleriyle inlemişti. Ama ben yıkılmıştım. Cami yerindeydi, cemaat yerindeydi ama ben ise yerle bir olmuştum.
Bu nasıl din anlayışı. Sadece kendini ve cemaatini düşünen bir din olur mu? Başka insanlara dua etmeyi çok gören insanlar onları da hor görürdü. Bu nasıl din anlayışıydı ki başkalarını ötekileştiriyor, onları ayrı tutuyordu. Evet Kuran’da Allah insanları inananlar ve inanmayanlar olarak ayırdı. Buna bir itirazım olamazdı. Fakat insanların bunu yapması çok abesti. Hiç kimse hiç kimsenin Tanrı’sı olamazdı. Kimse kimseyi Allah’ın sopasıyla dövemezdi. Kaç kez cuma namazına gittim de bir kez olsun Haiti için dua edildiğine rastlamadım. Müslümanlığımdan utanır oldum. Bir gün de Rize’den Trabzon’a gitmek için durağa gelmiştim. Dolmuşum bütün koltukları doluydu, yalnız öndeki koltukta bir türbanlı bayan oturuyordu. Gelip onunla benim arama çantamı koydum ve oturdum. Aman Allah’ım bayan hiddetle kalktı ve bağırmaya başladı. Sonra çıkıp gitti. Çok utanmıştım. Arkaya dönüp ben bir şey yapmadım dedim. Bir dinin şerefi onun insanlara bakışındadır. Nasıl bir Yahudi’yi suçsuz yere asacakları sırada Émile Zola cumhuriyetin şerefi adaletindedir deyip itiraz etmişti. Evet kendi inancından olmayanı savunmak zordur. Çünkü insanlar daha çok bencil olmayı tercih ederler. İşin en korkucu bencilliğin din anlayışıyla ortaya çıkmasıydı. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki kültüründe sorun var, din anlayışında sorun var. İnsanlar cenazeye giderler, ölen için gözyaşı dökmemelerini bir yana bırak, kimin ne kadar ağladığına bakarlar. Kız çocukları töre kurbanı olur. Erkekler sakın çiğnemekten utanır. Öyle küçük sorunlar var ki ülkemde, tıpkı halının üzerine dökülmüş raptiyeler gibi. Ülkeyi o halının üzerine yürütmeye çalışır büyükler. Gel çocuğum gel buraya der gibi. Oysa ayaklar kan içindedir, görmez ya da görmezden gelir büyükler! Yapılması gereken eğitimcilerin amacının değiştirilmesidir. Eğitimcilerin ilk amacı örselenmemiş, tornadan geçirilmemiş nesiller yetiştirmek olmalıdır. Halkının yüzde doksanı Müslüman olan bir ülkede derhal Müslümanlar eğitilmelidir. Dinin ve törenin gençleri törpülediğini eğitimciler bilmelidir. Bu yüzden gerçek din anlatılmalıdır. Müslümanlara laikliğin dinsizlik olmadığı, laikliğin özgürlük olduğu ve dini de sadece özgür insanların samimice yaşayabileceği anlatılmalıdır. Ben her zaman dedim. İyi Müslüman olmak istiyorsan, Müslümanlardan uzak dur diye. Bir gün Rize’de çok tanınmış, şu an yaşamayan, bir din aliminin yanına gittim. Ona kafamı kurcalayan bir soru sordum. İnan Allah’ın kulusun bağırıp çağırarak camiyi ayağa kaldırdı. Sus diyorum susmuyor. Sorduğum soru hoşuna gitmemişti ve beni rezil etmişti. Ben bu tür olaylara irtica gözüyle bakıyorum. Böyle insanlar başımıza gelmesin. Müslümanlar ciddi bir eğitimden geçsin.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Yorum ve değerlendirmelerinize katılıyorum
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
1 Şubat 2010
Toplumumuzda dine sizin anlayışınızdaki insanların sayısının artması dileğiyle...Saygılarımla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın dinbilim kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çelişki

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Millet Küfrederken, Söverken Değil, Severken Millet Olmalıdır
Fosseptik Çukuru
Yazmak Deliliktir
Suç

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
En Ateşli Anımda Gel Yanıma [Şiir]
Öperek Beni Öldür [Şiir]
Cayır Cayır [Şiir]
Kar Yangınları [Şiir]
Söyle Neden Konuşmuyorsun [Şiir]
Kefenden Çiçekli Elbise [Şiir]
Gözlerim Kan Davalıdır Her Geceye [Şiir]
Martı Beyazı [Şiir]
Gül Şarabı [Şiir]
Varlığın Sevda Yokluğun Fırtına [Şiir]


osman demircan kimdir?

Yüreğimin ve beynimin tavanında buluyorum, tozlu mısraları. Aklım bir çatı katı. Gözlerim yıldızlarla dolduğunda, bakışlarımın ışıltısı vurur satırlara. İşte o zaman, şiirler bir Samanyolu olur. Mehtaplı gecelerimi vururum gözyaşlarımla biriktirdiğim göllere. Her mısra bir dal gibi düşer, şiir denizlerine. Kızıl bir duyguya boğulurum o an. Akarım ellerinize.

Etkilendiği Yazarlar:
Herkes


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.