Sonsuz istekler diyarında hayat, herkesin birbirinin yerinde olmak istediği kocaman bir boşluktur. İşte bu noktada sizlere kendi hayalimi anlatacağım. Öyle bir hayal ki kendimi kuşlar kadar özgür, mutlu ve huzurlu hissettiriyor.
Bugün gibi hatırlıyorum, sahnede göz kamaştırıcı kostümleriyle peri gibi dans eden balerinleri... Ne kadar da özenmiştim onlara, çok şanslı olduklarını düşünmüştüm. O an içimde bir kıpırtı oldu. Hissediyordum, bale artık benim için vazgeçilmezdi. Ben de o sahnede herkesin hayran kaldığı balerinlerden biri olmalıydım. O günden itibaren bale maceram başlamıştı ve şimdi o sahnede hayran kaldığım kişilerin arasındayım. Bu benim için paha biçilemez bir duygu ve ben bu duyguyu daha da yüceltmek istiyorum. Hani şöyle sihirli pabuçlar olsa da sahnede uçarcasına dansedebilsem. İzleyenlerin dansımla ve sihirli pabuçlarla büyülendiğini hissedebilsem. Bu his öyle heyecan ve gurur verici ki insanın başını döndürür. Düşünsenize ayağınızda sihirli pabuçlar, tüm gözler üzerinizde ve muhteşem dansınızla sahnedesiniz. Bu duyguyu anlamak için yaşamak gerekir. Bir yaşam tarzı, hayat felsefesi... Bende bu hayat felsefesini benimsedim. Bale deyip geçmeyin. Hayatta yaşanan şeylere öyle bir katkısı var ki bu sadece dans değil, hayatın ta kendisi. Neler mi öğrendim? Disiplini, acıyı, acıya direnmeyi, asla vazgeçmemeyi, en önemlisi kendime güvenmeyi öğrendim. Sihirli pabuçlar hayali ile başlayan maceram, bana hayallerimi nasıl gerçekleştireceğimi gösterdi.
Evet bu sadece bir hayal... Sihirli pabuçların var olmayacağını biliyorum ama bu hayal hayatın sihirlerini yakalamamı sağladı. Pabuçların sihirli olmasına gerek yok, kendi çabalarınızla da pabuçlar sihirli hale gelebilir. Yeter ki o sihiri yaratabilme yeteneğini keşfedip, kendinizi geliştirin. Anlayacaksınız ki kendiniz olmak ve hayallerinizi gerçekleştirmek içinizdeki o kocaman boşluğu yok edecektir.