Bu günkü Suudi Arabistan devletinin Mekke Þehrinde dünyaya gelen Ahmet ismindeki son peygamberin öðretilerine inanan insanlarýn dinidir. Zira sonradan ailesi, arkadaþlarý veya bazý rivayetlere göre Allah tarafýndan Muhammed diye isimlendirildiði söylenen bu peygamber, Allah’ýn, ilahi bir kitap ile birlikte insanlara doðru yolu göstermesi amacýyla gönderdiði son peygamberdir. Her ne kadar Ýsa(as)’ýn yeryüzünü tekrar þereflendireceðini biliyor isek de, o yeni bir kitap ve yeni bir din öðretisi ile gelmeyeceði için Muhammed(as)’ýn son peygamber olduðu açýk ve net bir bilgidir. Bütün Müslümanlar da bunun böyle olduðuna inanýrlar. Allah, son peygamber olan Muhammed(as)’a da, son ilahi kitap olan Kur’an-ý Kerim’i indirmiþtir. Elbette Kur’an- Kerim de tüm diðer ilahi kitaplar gibi çok mükemmel ve evrensel bir kitaptýr.

Bu dine inanan insanlarýn ibadet yerine Cami veya Mescit, din bilginlerine ise hoca ya da Ýmam ismi verilmektedir. Mekke topraklarýnda bulunan Kâbe, onlarýn kýblesidir. Zira Ýslam ismi verilen bu dine inanan Müslümanlar da, diðer din sahipleri gibi kendi içlerinde farklý mezheplere ayrýlmýþlardýr. Bu mezhepler; Hanefi, Þafi, Hambeli ve Maliki diye isimlendirilmektedir. Bunlarýn çýkýþý, dinin uygulanmasý ve ibadet þeklindeki bazý farklýlýklar nedeniyledir. Ama yinede hepsi, inanç olarak elbette ayný ana baþlýklar altýnda birleþmektedir.

Müslüman, kelime manasý olarak her ne kadar ‘teslim olan’ diye manalandýrýlsa da Muhammed(as)’ýn söylediði sözlerden de anladýðýmýz kadarýyla, bu sözcüðün tam karþýlýðýný ‘kurtulan, refaha eren, selamete çýkan, gönlü rahatlayan ya da ebedi mutluluða kavuþan’ þeklinde anlamlandýrmak daha doðrudur. Ýþte zaten bu sebeple de Allah, bu dinin adýna en doðru, en güzel ve en hoþ olaný yapmak anlamýndaki Ýslam ismini koymuþtur. O nedenle, Allah’a inanarak en doðru davranýþlarý sergilemeye çalýþan her insana Ýslam sahibi yani Müslüman demek yanlýþ olmasa gerek. Çünkü o insan, gerçekten doðru olan þeyi yapýyor olduðu için bunun karþýlýðýnda zaten mutluluðu bulmuþ yani Müslüman sýfatýný almýþ demektir.

Allah’ýn yeryüzünü kendisiyle þereflendirdiði bu en son dinin adý Ýslam’dýr. Din hakikat demektir. Ve insanlar kabullense de kabullenmese de Allah kendi hakikatini yeryüzünde kesinlikle ikame ettirecektir ve de gördüðüm kadarýyla zaten bu hakikat yerini almýþtýr. Yani Allah’ýn istediði olmuþtur ve hala da olmaktadýr. Peygamberlerin faaliyet konularýný ve tebliðlerindeki içeriði, özlüce anlamaya çalýþtýðýnýz zaman siz de göreceksiniz ki Allah, peygamberleri kanalýyla insanlara bu günkü deyimiyle Cumhuriyetçiliði, Laikliði, Demokrasiyi, Hukukun üstünlüðünü ve kesinlikle din, dil, ýrk farký gözetmeksizin tüm insanlýk olarak barýþ içinde yaþanýlmasý gerektiðini belirtmiþtir. Önceki toplumlar düþüncesizlikleri ve birazda saçmaca menfaatleri icabý günümüz dünyasýndaki bu söylemleri kabullenmemiþler ve kendi bildikleri çizgide hayat sürmeye devam etmiþlerdir. Ama tabi ki, zamanla neyin ne olduðunu ve nasýl olmasý gerektiðini fark etmiþ ve deneme yanýlma yoluyla da olsa insanlar doðru yolu bulmuþlardýr. Ne mutlu bizlere ki þu anda, Allah’ýn asýrlardan beri olmasýný istediði böyle bir hâkimiyet ve anlayýþýn egemen olduðu bir dünyada yaþýyoruz. En doðru olaný ya da çoðunluk tarafýndan kabul edilebileni yapmak anlamýna gelen Ýslam iþte budur ve Allah’ýn Ýslam ismini verdiði bu hakikat yani din, açýkça görüyoruz ki yeryüzüne hâkim olmuþtur. Ve inþallah bu din, bundan sonraki süreçte hâkimiyetini daha da fazlasýyla sürdürmeye devam edecektir.

Tüm ilahi kitaplarý incelediðimizde görüyoruz ki, Allah ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Adem(as)’dan günümüze kadar gelen ki süreçte hep ayný þeyleri beyan etmiþtir. Þöyle ki; ‘Ne sebeple olursa olsun kesinlikle hiçbir cana kýymayýn, insan hak ve özgürlüklerine saygý duyun, zayýf ve çaresiz kalmýþ birine yardým edin, fýtri yapýnýzý bozacak þeyleri yani alkol, esrar, eroin gibi maddeleri kullanmayýn, toplumsal felaketler olan terör, yalan, gýybet, iftira, zina, taciz vb fiiliyatlardan uzak durarak barýþ içinde yaþayýn’ demiþtir. Geldiðimiz noktaya ve tüm dünyanýn þu an gaye edindiði þeye baktýðýmýzda ise görüyoruz ki, tüm gerçekler apaçýk ortadadýr. Yani Allah’ýn insanlýk için belirlediði doðru çizgiye, henüz gelinebilmiþtir. Buna da þükür…


Mehmet Akif UÇAR