İyilik yapan iyilik bulur, sözü şimdi hiçbir iyilik cezasız kalmaz olmuş. Aslan yaşadığı yerden belli olur, demişler. İşte biz de boğulma tehlikesi geçiren bir genci kurtarmak için denize atlayan kızın, üzerine yapışan elbiselerinden dolayı hatları ortaya çıktığı için günah işleyip işlemediğini tartışan bir yerde yaşıyoruz. Bunu tartışırken de aslanlar gibi kükrüyoruz. Birbirimizi yiyoruz. Hatta daha da kanlı tartışmalara giriyoruz. Türbanlı bir kız imdat çığlıklarına kulaklarını kapatmalı mı, yoksa saçım açılırsa açılsın deyip suya atlamalı mı? sorusuna cevaplar bulmaya çalışıyoruz. Bütün ulemayı çağırıp inancım her şeyden önemlidir diyenlere onay vermemesini bekliyoruz. Sürekli boyun eğmiş ve tam bir itaat kültürü içinde yetişmiş bir insan, acaba başını sağa sola sallayarak onaylamayıcı bir hareket gösterebilir mi diye birbirimize bakıyoruz. Bu ülkede niçin denize kızlar atlasın ki diyenler çıkabiliyor. Ortalık onca erkek kaynıyorken, erkeklerimiz de yiğit ve aslan parçası iken, kızlar oturdukları yerde otursunlar diyenlere: Aslan yattığı yerden belli olur, işte böyle bir yerde yaşıyoruz. Kızlar denize girip kimseyi kurtarmasınlar, çünkü elbiseleri ıslandığında çıplak gibi gözüküyorlar deyip sahilde bekliyorlarken kızların paralarını, telefonlarını çalmaktan ve kızları soyup soğana çevirmekten geri durmuyorlar. Bu ülke aslanlar ülkesi olmaya devam ediyor. Aslanlar gibi hırsızlık yapıp, krallar gibi bu ülkede yaşayanlar, her yerde kükremeye devam ediyor. Ceylan gözlüler ise, bu ülkede kan ağlamaya devam ediyor. Aslanların yattığı bir yer ise ülkem, krallıkların ve saltanatların ve acımasızlıkların can almaya devam ettiği bir yerdir aynı zamanda demek geliyor içimden. Aslanlar yattığı yerden belli oluyorsa, ülkem pislik kokuyor, bunu kimse görmüyor. Aslanlar ülkemi temizlemiyor, tam tersine pisliklere, kötülüğe hamilik yapıyorlar. Kükreyenler adalet ve insanlık adına kükremiyorlar. Bir yıldırma, bir sindirme adına geziyorlar ülkemde . Ülkem çiçekler gibi kokuyorken, kadınlar ise kelebeğe benziyorken mulutluluk tohumları topraklarda umutları yeşertiyor olacaktır, bunu hepimiz biliyoruz. Çünkü, ülkem kadını kelebektir. Kader ağlarını ördüğünde genelde örümceğin eline düşüyorlar. Onu örümcek ağından kurtaranlar, sevgili ve eş olarak karşılarına çıkıyorlar. Ellerinde örümcek ısırığı olmayanlar, asla sevgili ve eş olamıyorlar. Bu yüzden bu ülkede el el vermek isteyenler, avuç içlerine baksınlar, orada ne görüyorlarsa ona göre denize kimin atlayacağına da karar versinler.