En tatlı sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey |
|
||||||||||
|
Başevdeyim. Uçsuz bucaksız orman şehrin yönetim fonksiyonlarının yürütüldüğü bina. Her yönde göz alabildiğine uzanan ağaç örtüsünün en uzun ağaçlarının iki katı boyunda, geniş bir zemine oturmuş, yüzeyi siyah ışıltılarla parlayan bir cam ev. Yeşil örtünün içinde diğer cam evlerin tepeleri görünüyor. Her cam evin tepesinde acil durum ulaşımı için kullanılan uçar taşıtlar ve şehrin ihtiyaçlarının büyük kısmını karşılayan güneşten enerji devşirmeye yarayan düzenekler var. Diğer cam evler ağaç örtüsüyle kaynaşmış gibi, aynı yükseklikteler. Afrikadayım. 2053’ün en müreffeh kıtası. Büyük Sahradan başlayıp Güney Afrika sınırlarına kadar inen tek yönetim altında birleşmiş bu ülkenin zenginliğinin en büyük kaynaklarından biri dünyanın bilgi bankası olması. Tüm bilgiler güvenle saklanır ve kimsenin bilgisine bir başkası ulaşamaz. Eski İsviçre bankacılığından bile çok daha güçlü. Aramızda onlarca yıl var. Bütün bunların nasıl geliştiğini anlatacağım size. Sonra.... Şimdi manzaranın ve gündelik hayatın çarpıcılığının tadını çıkarmak gerek. Benim gibi yabancı ülke temsilcileri, başkentin başevinde konuk edilir. Yeşil ufka yukarıdan bakan tek binada. Terasa misafir edildiği ilk geceden itibaren tüm konuklar artık aynı hayata devam etmediklerini bilirler. Afrika gecesinin ılık rüzgarı teninizde dans ederken uçsuz bucaksız yeşillikler içindeki o yumuşacık ışıklarıyla her yönde ufka kadar dağılmış cam evlerin doğayla bütünleşmişliği inanılmazdır. Dünyanın en zengin başkentinde mi yoksa en vahşi ormanında mı olduğunuzu bilemezsiniz. Gecenin içinde ava çıkmış büyük yırtıcıların çığlıklarıyla tüyleriniz diken diken olurken, dünyanın tüm sırlarının bu binaya emanet edilmiş olduğunu ve kendinizin bu binaya ayak basabilen çok az yabancıdan biri olduğunuzu düşünürsünüz. Nice yabancı elçi çok önemli toplantılara katılacakları sabaha bu manzara karşısında nutukları tutulmuş olarak ve hiç uyumadan ulaşmışlardır. Güneş doğarken sesler de çoğalır. Cam evlerin bazılarının tepelerinden uçar taşıtlar havalanır. Yüzlerce çeşit kuşun değişik nağmeleri doğan güneşi karşılar. Gözlerinizin önündeki uçsuz bucaksız orman şehirde doğal olan, gündüz de bozulmaz. Yirmibirinci yüzyılın başına dünya gücü olarak girmiş olan bazı ülke elçilerinin doğayla bu kadar içiçe bir gecenin ardından böyle sakin, böyle doğal bir sabah karşısında artık tüm dengelerini yitirip başevden aşağı atlayıp intihar etmeye çalıştığı söylenir. Dünyanın yeni coğrafyasını çok merak ettiğinizi hissediyorum. Çok şey değişti, inanamayacağınız kadar çok şey. Ama bu hep böyle olmuştur. Kendi dünyanızı düşünsenize! 1900’ün dünyasında 1950’deki ülkeleri, sınırları ve aradaki 50 yılda neler olduğunu duymuş olsanız inanabilir miydiniz? 1950’nin dünyasında 2000’deki ülkeleri, sınırları ve aradaki 50 yılda neler olduğunu duymuş olsanız inanabilir miydiniz? Peki o zaman neden 2007’nin dünyasında 2053’teki ülkeleri, sınırları ve aradaki 46 yılda neler olduğunu duyduğunuzda inanabilir bulmak gibi bir beklentiniz var? Şimdilik yeni güç merkezlerinden birinin Afrika olduğunu biliyorsunuz. Bunun detaylarına şimdi girebilmem mümkün değil. Yine de merak etmeyin, siz Afrika’nın nasıl yeni yıldız olabildiğini detaylarıyla dinlemeyi ne kadar istiyorsanız, ben de anlatmak için o kadar sabırsızlanıyorum. Biraz daha ipucu vermek gerekirse, medeniyet köklerine geri döndü diyebiliriz. Dünyanın medeniyet beşikleri tekrar dirildi. Dağınıklar birleşti, birleşikler parçalandı. Yeni bir şey yok aslında, birleşmeyi başaranlar yükseldi ve Koçi Bey’in dediği oldu. Hani demiş ya zalimce padişahlardan biri olarak bilinen 4. Murad’a sunduğu bir risalede üstelik: “Küfr ile durur dünya, zulm ile durmaz.” Şükür ki, inancımızda birleşmesek de adil olmakta ülkemle birlik içinde olan bu yeni Afrika gücünün ülkemle olan kültürel ilişkilerinde etkin bir rol oynuyorum. İnanın biliyorum hem meraktan kıvrandığınızı hem de belki aklınızın çok karışıp rahatsız olduğunuzu... Ama bana da hak verin, yarım yüzyılın ve hayli hareketli bir yarım yüzyılın tarihi ve coğrafi gelişmelerini tek bir yazıda size aktarabilmem mümkün değil. Neler olduğunun elimden geldiği kadar iyi bir özetini anlatacağım, söz! (2053'te yaşayan Kamil Asma'nın dilinden, Yazar: Mustafa Acungil)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Acungil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |