Dünyayı isteyen bilime sarılsın, ahireti isteyen bilime sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen yine bilime sarılsın" -Hz. Muhammed |
|
||||||||||
|
‘yaralısın’, diyorum. ‘evet’, diyor, ‘…’ ‘ama alıştım’, diyor, ‘tahtalarım çürüdü iyice, içince bir sürü böcek var, kemiriyorlar beni. Bunlara alıştım, dayanıyorum. Ama şu köşkümdeki kırık camdan içeri giren sinekler… vızzz! Buna dayanamıyorum işte!’ ‘hep böyle kırık mıydı o camlar’ diyorum. ‘önceden değildi’ ‘önceden sinekler…’ ‘sinekler de böyle değildi.’ ‘insanlar…’ ‘bir yaşlı kadın vardı burada yaşayan en son, öldü. Sonra insanlar da…’ ‘insanlarda…’ ‘önceden iyiydi. Yaşlı kadın da iyiydi gençken. Oğulları vardı beş tane, hepsi çalışır, eve gelirlerdi, gelinleri de vardı dört tane, onlar da evde beklerlerdi. Bir tutabildi kadın onları. Ama önceleri…’ ‘sonraları’, diyorum ‘sonra adamı geldi yabandan. Kadın ‘Alamanya’dan, derdi. Giderken iki oğluyla bir gelinini götürdü yanında. Kadın önceleri sevindi ama gün geçtikçe ağlamaya başladı.’ ‘böcekler’, dedim ‘üç gelinin de çocukları oldu’, dedi, ‘okula gittiler, büyüdüler’ ‘böcekler de mi’ ‘böcekler daha doğmadı. Üç oğul başka zamanlarda başka şeyler aldılar kadınlarına. İlk o zamanlar doğdu böcekler tahtalarımda. Ama kemirmiyorlardı.’ ‘sonra kemirdiler dimi?’ ‘gelinler kıskandılar birbirlerini. Ama kadın hala sağlamdı onlara karşı. Bir ben bilirdim, bir bana dert yanardı, onlar da, oğullar da, torunlar da bilmezdi. Sustular kadın yüzünden gelinler’ ‘sustukça arttı’ ‘evet’ ‘çocuklar?’ dedim. ‘çocuklar iyiydiler. Bedenleri iyiydi, sağlıkları iyiydi, iyi yiyorlardı, yumurta dürünüyorlardı maydanozla birlikte kadının yaptığı ekmeklere. İyiydiler ama kötü olan şeyler de vardı. Her birinin bir kötüsü ve bir anası vardı.’ ‘anladım’ dedim. ‘neyi?’ ‘delik ayakkabı, eski pantolon, kazak…’ ‘evet’ dedi, ‘anlamışsın. Ama iyileri de vardı, yeni ayakkabılar da vardı. Ve anneleri de vardı’ ‘zaten…’ dedim. ‘dövüşmeye başladılar çocuklar işte.’ ‘gelinler de’, diye tamamladım. ‘onlar da’ dedi. ‘böcekler?’ ‘işte o zaman başladılar tahtalarımı kemirmeye’, dedi. ‘o zamandan beri’ dedim Bu sırada oldukça şatafatlı bir araba geçti önümden. Camları siyah, kendisi beyaz, pırıl pırıl parlıyor. Öyle göz alıyor ki içindekileri göstermiyor. Ama pis kokuyordu egzozundan çıkardığı duman. ‘boş ver arabayı’, diyor yeni tanıştığım evdenarkdaşım, ‘içindekiler de ölecek’ Evin kapısına kadar varıyorum. ‘bak’ diyor bu sefer, ‘kapıdan arkadaşımın şıpdüşeninin altında bir delik var. kan olduydu orası kapıdanarkadaşımı takarken ustanın çırağının üstüne düşünce.’ ‘ama delik’ dedim ‘böcektendüşmanlarım kemirdi orayı kadın ölünce. Çok severler kanı’ ‘kadın ölene kadar durdu mu kan orada evdenarkadaşım?’ dedim ‘çıkaramadılar ettenarkadaşım, ne kadar yıkasalar da’ dedi. ‘kadın nasıl öldü?’ ‘eskiler, anneler, yeniler, anneler, paralar, oğullar, kemirgen böcekler…’ ‘nasıl?’ ‘oğullar eskiyi, yeniyi bırakıp gittiler ayrı ayrı. Kadın da yaşlandı iyice, yalnız kaldı.’ dedi ‘sinekler?’ dedim ‘iyiydiler, kadın ölene kadar. Çok da değildiler’ ‘sonra’ dedim ‘kadın her gün ağladı bana. ‘Alamanya’dakiler gelecek’, diyordu önceleri. Ama sonra ‘gelmeyecekler’ dedi, ‘gelmesinler’ dedi.’ ‘acısından’ dedim ‘hayır’ dedi, ‘delikten bak şipdüşenin altındaki’ Bir araba daha geçti sokaktan gürültüyle. ‘içindekiler de ölecek’ dedi, ‘biliyorum’ dedim ve delikten baktım. ‘eee’ ‘merdivendenarkadaşımı görüyorsun dimi? Oradan düştü –artık yaşlı- kadın’ ‘merdivenini kemirmişler’ ‘evet, kemirdiler, kan olduydu –artık yaşlı- kadın düştüğünde’ dedi. ‘iyi dayanıyorsun’ dedim ‘sineklere dayanamıyorum artık’ ‘onlar nasıl geldi?’ ‘onlar hep vardı ama kadın öldükten sonra azdılar. Köşkteki cam da kırılınca iyice biriktiler’ ‘nasıl kırıldı cam’ ‘eski önlüklü, yeni önlüklü üç-beş sıpa kırdı çok sonraları’ ‘-artık yaşlı- kadının torunları mı?’ ‘hayır’ dedi, ‘bunlar başka torunlar’ Artık -şimdilik gitme- vaktim gelmişti. Kapıdan sokağa doğru biraz uzaklaştım ve ‘gidiyorum ben evdenarkadaşım’ dedim ‘dur! Bana bir iyilik yap da öyle git’ dedi ‘tabi’ ‘delikten bak, merdivendenarkadaşımın yanında candanarkadaşım var, direk. Ona biraz kanını sür. Sür ki kemirsinler böcektendüşmanlar, kemirsinler, yıkılayım, kurtulayım’ dedi. ‘olmaz, seni çok sevdim, sana ihtiyacım var’ ‘bencilliğin için acı çekemem. Ama bende seni sevdim ettenarkadaş’ ‘alırım seni param olduğunda. Daha gencim, tuttuğumu un ufak ederim’ ‘sende öleceksin’ dedi ‘anladım’ dedim ‘bende’ öleceğim, peki’ Usulca açıldı kapıdanarkadaş. İçeriye girdim, her yer tozla kaplıydı. Candan arkadaş direğin yanına kadar gittim yürüdükçe oluşturduğum küçük hava kümeleriyle tozları hafif kaldırarak. Temizce parıldayan bir bıçak çıktı geldi soldaki odadan. Aldım. Parmağımın ucunu kestim ve çıkan kanı direğin etrafında yuvarladım. Sesler gelmeye başladı kırç kırç kırç… Böcektendüşmanlar! ‘terk et burayı hemen sevgili ettenarkadaşım’ dedi ‘seni çok sevdim, seni hiç unutmayacağım evdenarkadaşım’dedim. ‘bende’ dedi, ‘güle güle’ Terk ettim orayı da sokağı da. Hızlı adımlarla güney tarafından çıktım şehrin. Biçilmiş tarlalar başlıyordu şehrin hemen ardına. Yürüdüm biraz. Tarlalarda kalan ekin tanelerini ve açığa çıkan böcekleri yiyordu kuşlar. Uzaktan birkaç kır köpeğinin sesini duydum. O tarafa doğru yürümeye başladım. Köpeklerin sesleri ben onlara yaklaştıkça azalıyor gibiydi. Vazgeçtim biraz daha yürüdükten sonra. Arkamdı dönüp baktım. Uzaktan yıpranmış, yorgun ve mutsuz görünen şehre baktım. Mavi bir duman bulutu var gibiydi üstünde. Onun arkasında da, yamaçlara doğru bir karartı. Tarlalardaki kuşlara baktım. Hepsi şehrin yamaç kısımlarına doğru kanat çırpıyorlardı. Oraya gidiyorlardı, evdenarkadaşın bulunduğu yamaç kısımlarına…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © izdüş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |