İnsan melek olsaydı dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret |
|
||||||||||
|
Âdemoğlu yeryüzüne ayak bastığından beri sıkıntıdan kurtulamadı. Adem Havva’sına Arafat’ta kavuştuysa da, Habil ile Kabil’in sıkıntısıyla yandı. Sıkıntının kaynağı, yok edilemedi ve her sıkıntı çeken şükre biraz daha yaklaşmadı. Şükür edebilmek bir erdem ve belki de insanın ruhuna en elzem. Her gelene eyvallah edebilmek, ondan gelenin hoş gelmesi. Yine de her şeye rağmen mutluluğu bir yerinden yakalamak, koymak oturma odasında ki sehpanın üzerine.Ya da bir komidinin. Şükür böyle bir şey. Mutluluğun en önemli melekesi. Şükür etmeyen,mutluluğun tadına bakamaz asla,her insanın önündedir mutluluk.Bir dilim kesilmiştir,özenle sunulmuştur muhakkak.Gözün pastanın hepsinde olması ne acıdır! Halbuki hiç gerek yoktur tama’ya.Mutluluk,şükrün kapısındadır, ancak kapıyı çalanlar kavuşur mutluluğa. Size sayabilirim şimdi şükür için bin bir nedeni. Fakat ne gerek var dimi? Gözlerinizi açtığınızdan beri yeni güne, ne çok şey yaşadınız. Ayağınız takıldı düşmediniz, arkadaşınız size yalan söyleyecekti vazgeçti, sevdiğiniz size sürpriz yapıp çıktı geldi… Bu yazıyı okurken düşündünüz birçok şeyi, gözlerinize şükrettiniz iyi ki görüyorum diye, aklınıza şükrettiniz hala yerin de diye. Ben size bin bir neden saymam, siz bin bir nedenin tam içindesiniz çünkü. Kurtulamazsınız Allah’ın Rahmetinin yüz parçasının birinden yeryüzünde, kaçamazsınız hal böyleyken şükürden. Mutsuzluğu yine de icat edemezsiniz olmadık yerlerden. Ne güzel dedi şair; “ Denmez olurdu Tanrı’ya hiç eline sağlık” * Teşekkür etmenin hazzını unutan bizlerin mutluluğu neden zor yakaladığımızı açıkça ortaya koymaz mı peki bu? “Gariptir insanoğlu; yürümez, sevmez, mektup yazmaz, ağlamaz ve dua etmez... Sonra da, mutlu olamıyorum, der!” **dedi Ali Çolak. Mutluluğu ufacık şeylere sıkıştırdı, gizlemedi aşikâr ortaya koydu. Herkesin uzanıp alabildiği şeyler bunlar, göze soktu. Yine de mutsuzluğu bulabildik biz, gerçekten çok enteresanız vesselam! Her şeyden mutlu olabilir insan, bir meyveden yada bir şehirden mesela… İstanbul’dan olabilir pekâlâ İstanbul’dan… Yahya Kemal’den sıyır mutluluğu, Necip Fazıl’dan çal, bulaş Nazım Hikmet’e ya da Orhan Veli’ye. Şükret Pir sultan Abdal gibi. Sabret Eyüp (a.s) gibi..Dua et kendin gibi.. Mutlu olmazsan ben buradayım. *** Sabr edelim gönül ne gelir elden Sabırlı kulunu sevmez mi sultan Yusuf'u kurtardı kuyudan gölden Biri sabır biri şükür bir dua *Nadir aşçı,Dergah dergisi,kasım 2010 **Ali Çolak,Mavisini Yitirmiş yaşamak *** Pir sultan Abdal,Şükür şiiri
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © melike uysal, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |