ï¿½zEdebiyat - ï¿½mer Faruk Hï¿½smï¿½llï¿½ - Demokratik Deliler Devleti

-Liderlerin, sanatçýlarýn hepsi delidir, ama sýkýysa bu gerçeði yüzlerine söyle! Deli gibi(!) sana saldýrýrlar...
-Bilinenin aksine deli, aklýný kaçýrdýðý için deðil; aklýný kaçýrmayý baþaramadýðý için delidir.
-Ýnsanlarýn kendi olarak kalabileceði tek bir yer var bu dünyada: Týmarhane.
**
O gün polis, hiçbir harekette bulunmadý. Olduðu yerde bekledi, durdu. Gece de ayný. Fark sadece araçlarýn sabaha kadar yanan farlarýydý.
Durum Ýmparator'a ayrýntýlarýyla anlatýlýnca beklenenin aksine hiç sinirlenmemiþ, saldýrý olursa karþýlýk verilmesini ama þimdiden de birtakým savunma tedbirleri alýnmasýný emretmiþ.
Devrimin otuzuncu günü.
Savaþ ilan edildi. Çünkü polis zýrhlý araç ile demir kapýya saldýrdý.
Saldýrdý da ne oldu? Hiçbir þey. Defalarca zýrhlý araç demir kapýya vurdu, ama kapý bana mýsýn bile demedi! Tonlarca aðýrlýðý olan bu demir kapýyý kolay kolay kýramazlar. Sonunda bu gerçeði onlar da anlamýþ olmalýlar ki zýrhlý aracý geri çektiler.
Bu saldýrý içerideki çalýþmalarý hýzlandýrdý. Eli kazma-kürek tutan herkes görevlendirildi. Hendekler açýlýyor, siperler hazýrlanýyordu. Kölelerin ve yurttaþlarýn hemen hemen hiç biri bu durumdan memnun olmamasýna raðmen istenileni yapmak zorunda kalýyordu. Kazýlan hendeklerin, hazýrlanan siperlerin neredeyse tamamý sarayýn etrafýndaydý. Öyle ya 3D eþittir saray demekti.
Marþlar ve kahramanlýk türküleri çalýnmaya baþlandý. Böylece yurttaþlarýn þevke gelecekleri umuluyorsa da, hiç kimsenin bu çalanlara aldýrýþ ettiði yoktu. Ortalýk kararýnca yarým saatlik bir yemek molasý verilip sonra iki saat daha çalýþmaya devam edildi. Bu arada ben bedenen çalýþanlar arasýnda deðildim. Ýmparator'un emri gereði bundan sonra savaþ bitinceye kadar sarayda görevliydim. Her türlü yazýþma iþleri ile ve bakanlarýn verecekleri görevlerle ilgilenecektim.
Devletimiz kuþatma altýnda olduðu için yiyecek-içecek ve diðer ihtiyaç maddeleri de gelmiyordu. Elde olanlarla idare edecektik. Elde ne vardý ki? Olanlar çok kýsa sürede tükenecekti.
Olay basýn mensuplarý tarafýndan da duyulmuþ. O nedenle bugün, dýþarýdaki polislerin yanýnda çok sayýda gazeteci ve televizyon ekipleri görülüyor. Fotoðraf makineleri ve kameralar sürekli çekim yapýyor.
Kuþatmanýn ilk günü, kahvaltý ve yemek eskisi gibiydi, ama ekmekler dünden kalma olduðu için bayattý. Bir muhalif gazetenin manþeti: Memleket yolgeçen hanýna dönmüþ: Topraklarýmýzda deliler bile devlet kurmuþ.
Kuþatmanýn ikinci günü, yemek ve kahvaltý verildi ama ekmek verilmedi. Fýrýnýn ekmek arabasýný polis engellemiþ. Ýçerde ekmek yapacak kadar ne un ne de araç gereç var. Bugün televizyoncu ve gazetecilerin yanýnda çok sayýda vatandaþ da görülüyor. Bunlarýn çoðu hastanede yakýnlarý bulunanlar, diðerleri ise meraklý seyirciler. Ýktidar yanlýsý bir gazete manþeti: Deli aklý iþte, ne olacak! 3D ülkemize savaþ ilan etmiþ.
Kuþatmanýn üçüncü günü, kahvaltý ve yemek miktarý yarýya indi. Ekmek gene yok. Bir otobüs dolusu polis daha geldi. Televizyon kanallarý canlý yayýna geçti. Oradaki vatandaþlarla röportaj yapýyorlar. Tüm gazetelerin manþetinde 3D haberleri yer alýyor.
Kuþatmanýn dördüncü günü, kahvaltý yok, yemek bir önceki gün kadar. Bazý ilaçlar da tükendi. Zýrhlý araç sayýsý iki oldu. Gelen vatandaþ sayýsý arttý. Bunlarýn bir kýsmý hastaneye doðru yürümek istiyor, polis engelliyor.
Kuþatmanýn beþinci günü, sadece patates yemeði verildi. Ýhtiyaç duyulan ilaç çeþidi sayýsý arttý. Üç tane cankurtaran diðer araçlarýn yanýna park etti. Polis vatandaþlarý bariyer kurarak engellemeye çalýþýyor. Birkaç saat yaðmur yaðdý. Yaðmur yaðarken polisler, gazeteciler, televizyoncular ve vatandaþlarýn bir kýsmý araçlara sýðýndýlar. Buna raðmen açýlmýþ çok sayýda þemsiye görünüyor.
Kuþatmanýn altýncý günü yemekte nohut vardý. Tam yedi cenaze kaldýrýldý. Ayrýca yayalarýn geçtiði kapýdan kaçmaya kalkan üç kiþi vurularak öldürüldü. Tabii öldürülenlerin vatan haini olduklarý da ilan edildi. Kuþatma devam ediyor. Polis barikatýný aþýp nasýl geldiði bilinmeyen bir televizyon ekibi baþkanýmýzla röportaj yapmak ve bunu canlý olarak yayýmlamak istediðini kuledeki nöbetçiye söylüyor.
Teklif Ýmparator'a ulaþtýrýlýyor. O da bakanlarý toplayýp teklifi görüþüyor. Bir saatlik müzakereden sonra bunun 3D için iyi bir reklam olacaðý, bütün dünyanýn böylece sesimizi duyacaðý sonucuna varýlýp teklif kabul ediliyor. Ancak, güvenlik nedeniyle içeriye canlý yayýn aracý alýnamayacaðý, çekimin banda kaydedilip o gün ilgili kanalda yayýmlanmasý 3D isteði olarak bildiriliyor.
Röportaj öncesi hazýrlýklara ben de yardým ettim. Daha doðrusu gelen çekim ekibini karþýlama görevi bana verildi. Gelenler beþ kiþiydi. Girer girmez hepsi tepeden týrnaða arandý. Hiçbir þey çýkmadý. Sigara içen birinden çýkan çakmaða daha sonra iade edilmek üzere el kondu. Çekim ekibini Baþkanýn odasýna götürdüm. Baþkan ekibi ayakta karþýladý.
Röportaj sýrasýnda Baþkan, sorulan sorulara cevap vermede hiç zorlanmadý, çok güzel konuþtu. 3D'nin insan hak ve özgürlüklerine saygýlý, hukuka dayalý, evrensel deðerleri benimsemiþ demokratik bir devlet olduðunu; bu devlette her kararýn yurttaþlarýn özgür iradeleriyle verdikleri oylara göre alýndýðýný, devlet sýnýrlarý içinde paranýn geçmediðini yurttaþlara her türlü hizmetin ücretsiz olarak verildiðini, dünyaya örnek teþkil edebilecek bir demokrasi anlayýþýnýn benimsendiðini anlattý. Aslýnda söylediklerinin hemen hemen tamamý Ýmparator'un kendine deðil Toprak Baba'ya aitti; ama dinleyenler bunun böyle olduðunu nereden bileceklerdi.
Baþkana 3D'de birçok insanýn öldürüldüðü yolunda iddialar bulunduðu, bu konuda ne düþündüðü soruldu. O da bu gibi yalan iddialarýn hepsini reddettiðini, bunlarýn bazý çýkar çevreleri tarafýndan ülkemizi iþgal etmek için uydurulan bahaneler olduðunu söyledi. Baþkan konuþmasýný “Özgür dünyayý 3D'ye karþý yapýlan saldýrýyý kýnamaya davet ediyorum. Küresel emperyal güçler, kendilerine yeni bir sömürge yaratmak amacýyla günlerdir devletimizi baský altýnda tutmaktadýrlar. Hatta egemenlik haklarýmýzý ihlal eden saldýrýlarda bulunmaktadýrlar. Ancak 3D bu sömürgeci kapitalist güçlere bütün imkanlarý ile karþý koyacaktýr ve çýkacak olan bir savaþta tüm yurttaþlarýmýz damarlarýndaki kanlarýnýn son damlasýný dökünceye kadar savaþacaktýr. Özgür dünya þunu görmelidir: Dýþ güçler bir senaryo yazdýlar ve þimdi de buna uygun bir film çevirmeye çalýþýyorlar. Ama biz bu oyunu bozacaðýz!” Diyerek sonlandýrdý.
Televizyon ekibindeki üç kiþi, bandý stüdyoya götürmek ve yayýmlamak üzere ayrýldý. Diðer iki görevli band yayýmlanýncaya kadar misafir edilmek üzere alýkonuldu. Tabi bu kiþiler sözüm ona misafirimizdi, aslýnda rehin alýnmýþlardý. Çünkü Ýmparator banttaki tüm kaydýn aynen yayýmlanmasýný istiyordu. Elimizde rehin tuttuðumuz bu kiþiler varken Ýmparator'un isteðini mecburen yerine getireceklerdi.
Birkaç saat sonra yayýmcý kuruluþun konu ile ilgili iddialý reklam sloganlarýnýn ardýndan band yayýmlandý. Biz de televizyondan izledik. Tamamýnýn, tek kelime bile çýkarmadan yayýmlandýðý anlaþýlýnca iki misafiri(!) de yolcu ettik.
Kuþatmanýn yedinci günü, yemekte kuru fasulye var. Aç bir grup çitleri yýkarak meyve-sebze bahçesini talan etmeye kalkýþtý. Açýlan ateþ sonucu gruptakilerin tamamý yani dokuz kiþi öldürüldü. Bazý insanlarýn açlýktan ve hastalýklardan ölme tehlikesi var. Yurttaþlarýn iþi gerçekten çok zor. Ýlaç yokluðu nedeniyle kriz geçirenlerin sayýsý çok arttý. Bazý gazetelerin manþetleri: Gergin bekleyiþ sürüyor. Güvenlik güçlerimiz müdahale etmeye hazýr. Deliler direniyor!
Yurttaþlar yokluk içindeyken sarayda hiçbir sýkýntý yaþanmýyor, eksikliði hissedilen bir þey yok. Her türlü yiyecek hatta ekmek bile var. Çünkü sarayda tepsi ekmeði piþiriliyor. Saray ekmeði o nedenle hep taze ve sýcak. Tabii bu imkanlardan -artýk bir saray mensubu olduðum için- ben de yararlanýyorum. Günlerdir yattýðým odaya, büroya gitmedim; sadece arada sýrada bahçeye çýkýp dýþarýdaki kuþatmayý nöbetçi kulesinden izledim.
Bir ara sarayda dedikodu timi amiri Dedikoducu ile karþýlaþtýk. Hayret! Bu sefer benimle konuþtu... Havasý kalmamýþ gibiydi. Onun anlattýklarý doðrusu beni korkuttu. Çünkü yurttaþlarýn toplu halde ayaklanmalarý an meselesiymiþ. Bir yandan açlýk ve hastalýklar, diðer yandan aðýr çalýþma koþullarý herkesi canýndan bezdirmiþ. Birçok yurttaþtan “Yetti, artýk canýmýza yetti! Ölümden öte yol mu var?” þeklinde konuþmalar duyduðunu söyledi. Bu konudaki endiþelerini Ýmparator'a da anlatmýþ, Ýmparator duyduklarý karþýsýnda oldukça sinirlenmiþ. Çünkü yurttaþlarla ilgili gerçek haberler ondan saklanýyormuþ. Dedikoducu ayrýca, bugün Ýmparator'un bir toplantý yapacaðýný da söyledi.
Dedikoducu'nun dediði doðru çýktý. Ýmparator, toplantý için bakanlarý ve beni çaðýrdý. Toplantý tutanaðýný yazma görevi bana aitti. Ýmparator toplantýdakileri doðru söylemeleri konusunda uyarýnca herkes bu konudaki tespitlerini saklamadan olduðu gibi anlattý ve böylece durumun ne kadar vahim olduðu görüldü. Öncelikle yurttaþlarýn yiyecek ve ilaç sorununu çözmek gerekiyordu. Bunun için de polis kuþatmasý kalkmalýydý ki dýþarýdan bu ihtiyaç maddeleri temin edilebilsin. Kuþatmayý kaldýrtmanýn bir yolunu, çaresini aradýlar. Sonunda Ýmparator bunun çaresini buldu: Polislere kuþatmayý kaldýrmalarý için yarýn öðlene kadar kadar süre tanýnacak, eðer kuþatma kaldýrýlmazsa her gün bir köle herkesin gözü önünde öldürülüp cesedi kuleden aþaðý atýlacaktý. Ýlk sýrada öldürülecek olan köle de Baþhekimdi.
(Delilerin masalý bitiyormuþ diye üzülüyormuþ? Deli misin sen? Hiç üzülme! Baksana, zaten etrafýn onlarla dolu!)